Tarihi 24 Temmuz 2015

Şehitler için

Önceki gün bir polis memuruyla sohbet ettim.
25 yaşında, Niğdeli, İstanbul'da görev yapıyor.
Hayatın yorgun karıncası.
2 yıldır annesini ve babasını görememiş.
Doğduğu şehrin güzelliklerini içinde yaşatırken, mesleğin zorluklarını anlattı.
Karanfilli cümlelerle.
***

Son günlerde şehit olan asker ve polisleri getirdik gözümüzün önüne.
İsimlerinden çiçek yapıp, cennete gönderilen 5 insan evladını.
İçimiz yandı.
Hangi meslek ölümü koynunda taşır?
Hangi insan evladı cana kıyar?
Kıyanlara lanet okuduk.
***

İnsanları kışkırtan politikanın yanında, insanlara şifa dağıtan dallar kırılmıştı galiba. "Olsun" dedik, "Biz barıştan yanayız."
İnsanların katline sebep olanlar, yeryüzünde yaşadıklarını zannederler de.
Bazıları isimlerini gökyüzüne yazdırır.
Birlikte okuduk.
Feyyaz Yumuşak, Okan Acar, Müsellim Ünal, Yalçın Nane ve Tansu Aydın.
Ülkeleri için şehit olan cennetlik adamlar.
***

Sahiplenen cinayetlerin gurur sayıldığı bir ülkede yaşıyoruz artık.
Aşağılık biçimde onaylanan bu katliamları her gün yazsak neye yarar?
Kışkırtılan düzenin karşısında olduğumuzu haykırsak gücümüz neye yeter! İnsanlar giden canlarda bile "mazeret" arıyor artık.
Oysa o beş insan hepimiz için öldüler.
***

Belki de hepimiz bir sınavdan geçiyoruz.
Hepimizin kapısında ölüme eyerlenmiş atlar duruyor.
Başkalarının yüreklerine düşen acıları hissedemiyorsak, aynı acıların yolcusu olacağımızı unutuyoruz.
***

Bir parça masumiyet kaldıysa yüreğimizde.
Ölümün efendilerinin yaşayan zalimlerin yanında nasıl da kutsal olduğunu unutmayalım.
Ve barışı çağıralım inadına.
İnsanlığı, kardeşliği.
***

Önceki gün Niğdeli polis memuruyla birlikte haykırdık.
Duyan da sağolsun.
Duymayan da!

***

Mutluluk Takvimi

Pencerene küçük saksılar diz.
Dalgaların sesini dinle.
Tavla oyna.
Asansörde telefonla konuşma.

***

Utansınlar!

Büyüttüğünüz çocuğunuzun bir gününü hatırlayın.
Nasıl emek gerektiriyor.
Yere düşse, dizini yaralasa nasıl içiniz kanar.
Onun ömrüne canınızı bile verirsiniz.
O yüzden öldürülen insanların yakınlarının acısını hissedin.
Onların düşünce biçimlerine, nüfus cüzdanlarına, kimliklerine bakan varsa.
Onlar çocuklarından utansın.

***

Ucu kararmış tahta kaşık gibiyiz.
Bahtımıza yanalım.


***

Yerimi tutamaz sanıyordun
Hiçbir şey
Demek ki tutuyormuş

Yeni şarkılar duyuyorsun
Geceleri rahat uyuyorsun
Gördün mü
Unutmak zor değilmiş

Zaman akıp gidiyor
Alışıyor insan
Her şeye alışıyor

Ben de öyleyim merak etme
Ben de alıştım fırtına dindi
Bir gözlerin kaldı
unutamadığım
Yakında onlar da söner
Bir deniz feneri gibi

Hakkı YALÇIN