Tarihi 5 Mart 2015

Eskici

Mahallelerin en süslü melodisiydi çocuk sesleri.
Yoksulluğun dergahında sevdalardı zengin olan!
Çiçeklerin anası topraktı, bereket fışkırırdı.
Şimdi hayatın babası kötülük!
Buna açıl susam açıl diyorlar.
***

Mini etek giyen kızların arkasından kimsenin bakmadığı.
Annelerin mutfak penceresinden cennete bakar gibi baktığı yıllarımız vardı.
Şimdi mahkeme salonları; kadınları öldüren, genç kızları yakan takım elbiseli katillere cennet.
Buna demokrasi diyorlar.
***

Lambalı radyoların geceleri aydınlattığı yıllar.
Yazlık sinemalarda terleyen çocukluğumuz, şimdi televizyonların karşısında üşüyor.
Soysuz dizilerde yarışmalarda, akrebin akıttığı zehir gibi harcanıyor çocuklarımız!
Buna geleceğin altyapısı diyorlar.
***

Her şeyi göze almak, insanlığın şanında vardı.
Namusun haysiyetin maden ocaklarıydı mahalleler.
İpiyle kuyuya inilecek insan kalmadı artık. Paranın ve yalanın dili her şeyi susturdu.
Buna yap-işlet-devret modeli diyorlar.
***

Korkuluklar çocukların oyun arkadaşıydı, hatta can yoldaşıydı da...
Şimdi çocuklarımızı servis şoförlerinden bile sakınmak zorundayız.
Buna şiddetin kökü diyorlar.
***

Postacılardan gelecek mektupları beklemek mi?
Yoksa saniyede sanal mesaj mı?
Aşkın ömrünü test etmek için harika bir test sorusu.
Buna bilmecenin cevabı diyorlar.
***

Dürüstlüğü ve haksızlığa haykırmayı terk eden bir zamanın içindeyiz.
Organik insanlardan, hormonlu delikanlılara geçiş yapan bir düzen.
Artık bu ülkede başını derde sokmadan yaşamak hüner.
Buna korkaklığın paratoneri diyorlar.
***

Akrep kalleş, yelkovan namussuz.
Güneşin kum saatini şimdiki zamanın pahalı saatlerine değişmiyorum ya.
Buna da "eskicilik" diyorlar.
***

Hala küçükleri sevip, büyükleri saydığımız için.
Hala parayı değil, yıldızları saydığımız için.

***

İşin sırrı
İnsanların teknolojik alışverişin peşinde koştuğu bir devirde, kapı kapı dolaşarak mal satabilen satıcıya sordular.
"Seni sırrın nedir?"
Satıcı cevapladı.
"Çaldığım kapıda karşıma ne kadar yaşlı kadın çıkarsa çıksın, anneniz nerede diye sorarım."

Mutluluk Takvimi
Almayacağın bir şey için satıcıyı oyalama.
Laf taşıma.
Evine küçük eşyalar al.
Kahve iç.

Gözlerinde doğar
Benim güneşim
Sen benim umudum
Sevdamsın ülkem
Kader arkadaşım
Sevgilim eşim
Sen benim sıcacık
Soframsın ülkem

Elimin nasırı
Alnımın teri
Sen bir ekmek kadar
Kutsalsın ülkem
Güneşli umudum
İnancım davam
Sen benim bitmeyen
Kavgamsın ülkem
Hakkı YALÇIN