Tarihi 20 Kasım 2014

Lacivert ceket

İstanbul'un istiap haddini aşmasının ardından, "parası olmayan İstanbul'a gelmesin" çözümleri üretiliyor ya.
Madem demokrasi var!
Yok öyle yağma!
***

Çat kapı geleceksin İstanbul'a.
Adalet mülkün temelidir ya, bir gecede "kondunu" dikeceksin! "Vay hemşerim" diyeceksin karşına kim çıkarsa!
Nasılsa herkesin alnında "plakası" yazıyor, mutlaka biriyle tanıdık çıkacaksın.
Karşıdan karşıya geçerken ışıklar sana uyacak, sen ışıklara değil.
Yere tükürdüğünde gözleriyle sana "çüşş!" diyenlere "Sana ne lan!" der gibi bakacaksın yeterli olur.
***

Merak etme hala taşı toprağı altın bu şehrin.
Denizi de kurumadı kerizi de.
Sana hayat verecek binlerce insan bulacaksın.
Hakkını vereceksin aklının!
Nasılsa bedenin oynaktır gözlerin radar!
Şartlar neyi gerektiriyorsa onu yapacaksın.
Peşine birileri takılırsa mezarlık yoluna sapacaksın hemen.
Dirilerinden korkulmaz bu şehrin, ölülerinden korkulduğu kadar!
***

Merak etme bu şehirde lokmalar çiğnemeden yutulur.
Bütün soysuzluklar da üç günde unutulur.
Birkaç gece sokakları kolaçan edince her sırrı kapacaksın.
Harika pazarlar mevcut.
Maymun gözünü açtıysa, iki tane muza kıyacaksın.
Hırsızlık yapıp yakalanırsan, "Vicdanım sızladı çaldıklarımı geri getirmek için döndüm" diyeceksin.
Bu şehre ait olduğunu göstermek için yiyecekmiş gibi bakacaksın kadınlara. "Eski İstanbul terbiyesi" diye bir şey vardır, onu işkembecilere soracaksın.
***

Olur ya "Hayrola?" diye soran olursa.
Sen de onlara süslü mekanları soracaksın.
***

Bu mevsimde ayaz olur akşamları İstanbul'un.
Hırsızların, çakalların takım elbisesine hürmet boldur.
Artık eşek değilsin ya!
Gelirken lacivert bir ceket de bulacaksın!

***

Deprem!

İstanbul, Erzincan ve Elazığ'da deprem bekleniyormuş!
Ne yazık ki, deprem profesörleri beklenen ilgiyi göremiyorlar artık.
İnsanlar kendilerinden geçmiş.
Umutları bitmiş, gelecekle ilgili kuşkuları çoğalmış.
Saygı, sevgi ve hukuku bir daha bulamayacaklarını da biliyorlar.
Kaybedilen güzelliklerin geri gelmeyeceğini de.
Deprem gelse ne yazar!
İnsanların içindeyken deprem!

***

Sen giderken sevdamı
Gözlerinden öpmüştüm
Varlığınla yokluğun
Umrumda değil

İnsan giderken bile
Büyük olmalı
Aşk kalbinden vurulur
Sırtından değil

Ağla ağla ki
Pişmanlığın yeşersin
Aşkın merhameti yok
Ocağıma düşersin

Ağla ağla ki
Gözyaşı kalbe damlar
Belki gözlerinden
Kalbime düşersin

Hakkı YALÇIN