Tarihi 16 Ekim 2014

Şemsiye!

HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın gecikmiş pişmanlığından kesitler. "Kitlemizi sokağa çağırırken bunun sonuçlarını düşünmeliydik."
Ah Sayın Tan ah!
Giden canlar yanan ocaklar. Ağız terörünün cezası ağırdır!
En azından vicdanlarda!
***

"Yakıp yıkmaları önlemeliydik."
Sayın Tan, o toprakların tarihi dokusunu bizlerden iyi bilirsiniz.
O topraklarda enstrümantal yaşamak zorsa. Kitlesel emirlerin nereye gideceğini de bilmeniz gerekirdi.
***

"Yağmalanan dükkanın önünde durabilirdik. Belki o kitle bizi ezer geçerdi ama ikincisinde dururdu." Eylemi hayata geçirmeden önce içinizden geçmeyenler, eylemin berbat sonuçlarından sonra dilinize düşüyorsa.
Bize de "Kuruduktan sonra çiçeğe su vermenin alemi kalmıyor" demek düşüyor.
45 candan bahsediyoruz.
***

"Bunu yapamıyorsak bu işi bırakmalıyız."
Sayın Altan Tan.
En ayrıcalıklı siyaseti yapıyorsunuz.
Dünyanın hiçbir ülkesinde milletvekillerinin dokunulmazlığı yoktur.
Ve böyle bir ülkede insanları sokağa çağırıp canların gitmesinin, dükkanların yağmalanmasının sebebini oluşturmak bile yargıdan muaf!
Kusura bakmayın ama sizinki hata değil cinayetti.
Eğer vicdanınız çok rahatsız oluyorsa istifa edin. O zaman sizin yağmalanan dükkanların önünde duracağınıza inanırım.
***

Sayın Tan!
Ayrıca şunu iyi bilmek lazım.
Bugün sizi dinleyerek sokağa çıkanlar.
Yarın sizi dinlemeden de sokağa çıkacaktır. Bunun adı" alışkanlıktır!"
Siz onları terk etseniz onlar sizi terk etmezler!
***

Sayın Altan Tan!
Siz herkesten daha çok sağduyulu ve sakin olmak zorundasınız.
Biz ilikle kemik gibiyiz.
Etle tırnak dille damak.
***

Kan ve talan yağmuru başlayıp bittikten sonra.
Şemsiye uzatmanız bir işe yarayacaksa. Buyurun açın!
Ama önemli olan şemsiye açmak değil. Gönülleri barışa, kardeşliğe ve insanlığa açmak.

Mucize
Türkiye'de sigortalı çalışan sayısı 25 milyon.
Bunların 10 milyondan fazlası asgari ücretle çalışıyor.
Kişi başına 15 bin doların düştüğü bir ülke olmakla, asgari ücretin 891 lira olması arasındaki çelişkiyi ekonomi uzmanlarına bıraktım.
Bu şartlarda onurlu yaşamayı seçen asgari ücretli işçileri de, mucizenin ta kendisi saydım.
Büyüyen Türkiye'de.

Mutluluk Takvimi
Çocukları kitaba alıştır.
İşinde kahve molası ver.
Dişlerine iyi bak.
Kumrular için ekmek ufala.

Uykusuz gecelerin
Getirdiği çocuklar
Her zaman mavi değil
Bu gökyüzü bu deniz
Buruşmuş çarşafların
Üzerinde bilmeden
Size acı bir dünya
Hazırlıyor anneniz

Kapanmış kapılardan
Geri dönüp çaresiz
Hayatın rüzgarında
Savrulup durursunuz
İnsanın kuruş kuruş
Satıldığı bu devirde
Doğmayın n'olursunuz
Muammer HACIOĞLU