Tarihi 31 Ekim 2013

Kemal Bey!

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu!
Sizi ilk tanıdığımızda, bu kadar kolay depresyona girmezdiniz.
Böylesine saldırı biçiminiz yoktu.
Parayla işiniz olmadığını biliyorum da, tartışarak zenginleşmenin yollarını bilirdiniz.
Sizden yürekli eleştiri metotları üretmenizi beklerdim.
Ağzınızı bozmanızı değil.
***

Kemal Bey!
Bu topraklarda kabalığın kültür biçimi olduğunu biliyoruz elbet.
Ama siz topluma yön vermekle yükümlü olduğunuzu unutuyorsunuz.
Çaresizliğin insanı yalnız koyan duruşu varsa, politikanın da bir raconu vardır.
Eğer kullanılan dil kabalaşıyor da, terbiye sınırları aşılıyorsa, başlar omuza düşer.
Böyle bir durumda muhalefet liderliği bir yana düşer.
Zarafet öbür yana.
***

Kemal Bey!
Beden diliniz, kullandığınız dilden daha zarifse.
Kullandığınız dil, şahsınıza da, koltuğunuza da yakışmayacak biçimde amatör ve ihtiras doluysa.
Zarafetin sadık kalınması zorunlu bir koşul olduğunu söylemek haddimize değil ama.
Söylemeliyiz.
***

Kemal Bey!
Kullandığınız dili, doğanıza aykırı buluyorum.
Topluma da.
Politik ideallerinizi şiddet ve nefret kokan söylemlerle gerçekleştirme ihtimaliniz olmadığını siz de biliyorsunuz.
Kaderinize küsmek zorunda değilsiniz.
Toplumu küstürmek zorunda hiç değilsiniz.
Ama zarafetin yoklamasında "buradayım" demek zorundasınız.
***

Kemal Bey!
Oynadığınız role yakışmıyorsunuz. "Hizmet dışı" bırakıyorsunuz kendinizi.
Yıpranıyorsunuz ve yazık ediyorsunuz.
Kazandıklarınızı da kaybediyorsunuz.
Haberiniz olsun.

* * *
DERİN DEPREM!
Bir öğretmen, sınıfında yaramazlık yapan 12 yaşındaki öğrenciyi uyarıyor.
12 yaşındaki öğrenci öğretmeninin yüzüne yumruk atıyor ve hastanelik ediyor.
Yetmedi...
Öğretmen, 12 yaşındaki çocuk ve arkadaşları tarafından tehdit ediliyor.
Bu yaştaki çocuklara bu gücü veren sistemi kim üretti?
Öğretmenine saygı duymayan öğrencilik kimlerin eseri?
Her şeyden acısı, öğretmenini koruyamayan eğitim sisteminden ne haber?
Bu derin deprem nasıl oluştu?
Hiçbir şey sebepsiz yaşanmıyorsa, bu neticenin sebeplerini ortadan kaldırmak kimin görevi?
Siz söyleyin!

* * *
Zeka kafanın içindeki altın madenidir.

* * *
Evlenene 10 bin lira faizsiz kredi. Boşanana dibine kadar borç!

* * *
31 Ekim 2013
Mutluluk takvimi
Zenginlikle başarıyı karıştırma.
Rüyalarını not et.
Sonbaharın fotoğrafını çek.
Sinemaya git.

* * *
Hayatın rüzgarı
Hep böyle esmez
İçinde ümitler
Kırılır bir gün
Senin de kalbini
Yakan bulunur
Elin kadehlere
Sarılır bir gün

Bir eski şarkıyı
Söyler sokaklar
Kalbin özlemleri
İçinde saklar
Gözlerinde yaşlar
Saçında aklar
Yılların hesabı
Sorulur bir gün
Hakkı YALÇIN