Kendilerini zorlayanlar, magazin ve saygısızlık tuzağına düşer.
Sevgisizlik özne olur.
Buna bir de kabalık eklendiğinde, ortaya yakışıksız görüntüler çıkar.
Bu tarz politika liderleri mi üretti?
Liderler mi böyle bir politikayı icat etti bilinmez.
Bilinen bir şey varsa.
Herkesin bumerangı kendine döner ama.
Ayıp olan şeyler ayıp değildir artık.
Saygıyı ve zarafeti kaybettik hükümsüzdür.
İnsanların yakınları öldüğü zaman, birbirine zoraki başsağlığı dilemesi değildir saygı.
Tartışırken bile kullanılan dile dikkat etmektir.
İnsanlığın çekim alanından çıkmamaktır.
Ve iliklerine kadar adil olmaktır.
Ama bu acımasız tarih şimdi çirkinliklere şahitlik ediyor.
Bütün zamanların en kaba en adaletsiz mevsiminde.
Üstelik toplumun nezdinde!
Gelecek yıllarda ülkemizde daha çok para olacak belki.
Gökdelenler daha çok yükselecek.
Daha pahalı otomobillere binecek insanlar.
Daha sükseli hayat yaşayacak.
Yağcılık en kutsal meslek olacak.
Ve emin olun ki, hırsızlık, namussuzluk daha bir yasallaşacak.
Kazanılan maddi boyutlar, kendini asaletten soyutlar.
O yüzden bir daha asla eskisi gibi olamayacağız.
Ne demokratik.
Ne insan haklarına saygılı.
Ne aşka inanan.
Ne de küçüklerini sevip, büyüklerini sayan bir ülke!
Bir ülke vicdanını yitirdiyse.
O ülkeyi kimse bu yolculuktan geri döndüremez.
Zarafetin dilinin adaletin yolunun kesildiği bir ülkede.
Sanırım bu dertten muzdarip olan da, elde kalan son kuşlar!
* * *
ORGANİZE İŞLER!
Ergin Ataman'ın otel görüntülerinin medyaya yansımasının ardından, "organizasyon" kokuları geliyor.
Ayrılmayı hazmedemeyen eski sevgilinin parmakları...
Otelin güvenlik müdürü, medya servisi ve linç edilen özel hayata karşılık, nelerin kazanıldığı.
Kokusu yakında çıkar.
Altından da insanları satın alan "para" çıkar!
* * *
Hiçbir şey hayal gücü kadar özgür değildir.
* * *
Avrupa'da en değerli meslek genetik mühendislik. Ülkemizde yağcılık!
* * *
11 Nisan 2013
Mutluluk takvimi
Merdivende önündekini geçmeye çalışma. Tavla oyna. Deniz kenarında kahvaltı yap. Yeni bir temizlik süngeri al.* * *
Benim sensiz geçen
Bir gecem bile yok
Affın her hali var
Masum suçlarımda
Hasretin elleri
Arkadan bağlı
Sabırsız damlalar
Kirpik uçlarımda
Sesli düşünüp
Sessiz yaşıyorum
İhtimaller azaldıkça
Çekilmez biri oluyorum
Bazen ağaçlar bile
Denizlere inmek ister
Bazen çocuklar bile
Bulutlara binmek ister
Ama bu ateş var ya
Neden sönmek bilmiyor
Hakkı YALÇIN
