Devleti en asli görevine çağırıyor. "Savaşa değil, eğitime bütçe" diyorlar. Duyanları yok.
Dün yeni öğretim yılı açıldı.
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, mesajına baktım. "Bilgi çağı olarak adlandırılan bu çağda ayakta kalmanın, bilgiyi üreten ve bilgiyi kullanan insanlara yatırımla mümkün olacağına inanıyoruz."
Buyurun Sayın Bakan!
Okumak isteyen gençler bilgiyi üretmek ve bilgiyi kullanmak istiyorlar.
Önlerinin açılmasını istiyorlar.
Haksızlığın harcını ödememek onların hakkıysa.
Bu öğrencilere kulak verin.
Büyüyen Türkiye'de bunlar en acı fotoğraflar.
Üniversite harçlarını protesto etmenin bile, anarşistlik ve bölücülük suçlamasıyla karşılandığı bir ülkede, demokrasinin varlığı da şüphelidir.
Gençlerinin eğitiminden sorumlu olan devletin görevini yaptığı da...
Ülkenin yaşlı yanı, genç yanına sırt çeviriyorsa.
Bu ülke gençlerini baskı ve zulümle, "düşünme, üretme ve hak arama" seanslarına sürüklemek istiyorsa.
Parası olmayana eğitimin olmayacağı bir düzen, kendiliğinden oluşuyorsa...
Büyüyen Türkiye'de büyüyen sorunlar da, kendiliğinden oluşuyor demektir.
Terörü bitirmek, gençliğin önünü ve eğitimin yolunu açmaktan geçiyor.
Hak arayan gençleri düşman
bellemekten değil.
* * *
Şu demokrasi güzel şey.
Kimleri koruyacağını biliyor,
kimleri yok edeceğini de.
* * *
TAVLANIN SİMGELERİ
Tavla vazgeçilmez oyunlardandır. İlginç bir öyküsünü okudum geçenlerde.
Tavla 1400 yıl önce, Hint İmparatoruna hediye edilmek üzere tasarlanmış.
Dört köşesi 4 mevsimi simgeliyor.
Siyah beyaz pullar gece ve gündüzü.
Tavlanın içinde aynı alandaki karşılıklı 6'şar hane 12 ayı.
Pulların toplamı ayın 30 gününü.
Karşılıklı 12'şer hane günün 24 saatini.
Hint İmparatoruna satranca karşı tasarlanan bu oyunda, bir de mesaj iletilmiş. "Kim daha çok düşünüyor, daha iyi biliyor, daha ileriyi görüyorsa o kazanır. Ama biraz da talih gerekir.
İşte asıl hayat budur."
Talihin simgesi de
zarlardır.
* * *
Şerefle bitirilmesi gereken en ağır görev hayattır.
* * *
20 Eylül 2011
Mutluluk Takvimi
Denizin kokusunu içine çek. Işıkları söndür sokağı seyret. Değişik bir salata yap.* * *
Sen kaçan uykumsun
İkinci ruhum
Bir iç titremesi
Hassasiyetim
Gönüllü sürgünüm
Kendi sevdamda
Mahrumiyetim
Mahremiyetim
Senin gözlerinde
Kırık ışıklar
Sebebi ben miyim
Korkularının
Yazıl kaderime
Bir mühür gibi
Kaçıncı şahsıyım
Duygularının
Hakkı YALÇIN
