Tarihi 8 Temmuz 2011

Marka değeri

İnsanlığın markası yoktur.
İnsanlık insanlıktır. İnsanlığın değeri, bütün markaların üzerindedir.
Ama her şeyin değeri parayla ölçülmeye başladığından beridir ki, markaların merdiveni de para oldu.
Oysa bir kurumun marka değerini yüksek tutmak, parayla değil yürekle olur.
Meseleye kalleşlik ve ihanet karıştırılarak, marka değeri yükseltilirse.
Silahla yaşayanın silahla öleceği gibi.
Marka değerini de, onu ayakta tutan değerlerin temsilcileri öldürür.
***

Değeri sadece parayla ölçülen markaların arka yüzüne bakın.
Sinsi bir yapılanma ve her türlü ahlaksız alışverişi görürsünüz.
Bakınız: Futbol dünyası.
Marka değerini yükseltmenin iktidar gücü televizyonlardır.
Haklıdan değil, güçlüden yana olanların dünyasıdır futbol ve medya.
Öyle bir dünyadır ki, başkanların sözünden dışarı çıkamayanlar, mafyayla çıkar hattı kuranlar, hep aynı adrese götürmüştür ganimetleri.
Öyle bir dünyadır ki, mafyayla bağlantılı işler yapan eski futbolcuların, yorumculuk yaparak gazeteciliğin ırzına geçmesine bile izin verilmiştir.
Ne için? Türk futbolunun marka değerini yükseltmek için.
***

Futbolun marka değeri yükselmemiştir.
Ucuz adamlığın, kalleşliğin, tasmalı yorumculuğun ve yazarlığın marka değeri yükselmiştir.
Kalbi kasıklarında atan kadınlığın, soysuzluğun ve yasaları hiçe saymanın marka değeri yükselmiştir.
Ama her şeyin bir sonu var.
Şike, tehdit, şantaj ve ekranlardaki ağalık sisteminin de...
Eşkali dağlara, tepelere yakışan başkanların, şimdi en yakın dostlarının "satılık" ilanlarına" yakışması sebepsiz değildir. Çünkü futbol dünyasındaki alış-veriş acımasızdır.
***

Dünyayı avuçlarına aldıklarını zannedenleri de, yasalar avuçlar.
Marka değerini yükselten adamların aklının basmadığı zamanlar...
Marka değerini polis basar.
Yeni sezonda da satın alınmayı bekleyen ekran ağalarının gönlünü de efkar basar.
Onların da korkusu vardır elbet.
Cambaz ipten düşerse, ip de suçludur çünkü..

* * *
YAKIŞAN BUDUR
Tayyip Erdoğan'ın zarif konuşma dili CHP'nin yemin etmeme gerçeğinin en belirleyici yanı olacaktır.
O yüzden "15 Temmuz sürçü lisandır" açıklaması, hoşgörü kapısının açılmasına yöneliktir.
Ve Başbakan'a yakışan da budur.

* * *
Sofraya yalnız oturan, sofrayı tek başına toplar.

* * *
Akrebin zehirli oluşu... Birini sokma suçunu hafifletmez. (Küçük İskender)

* * *
8 Temmuz 2011
Mutluluk takvimi
Anahtarını otomobilin üzerinde bırakma.
Caz müziği dinle.
Kopardığından daha çok çiçek ek.

* * *
Unutulmaz değilim
Biliyorum
Elbette unutursun
Sana gözlerimi bıraktım
Ayrılırken
Biraz zor unutursun
Hasret acır yüreğinde
Günahı bana yüklersin
Ayrılık seni beğenmez
Sen ayrılığı sevmezsin
Yakında canın çeker beni
Olsa da dertleşsek dersin
Bensizliğin faturasını
Çok yakında ödersin
Hakkı YALÇIN