Her geçen gün mutluluktan biraz daha uzaklaşıyorlar sanki.
Çoğunluk, bilinçaltını kuşatan karamsarlığın tarafında.
Bir korku, bir güvensizlik, yaşamaktan haz almayan duruşun tüm halleri mevcut.
İnsanları sürekli taciz eden bir hava akımı var sanki.
Şüphe ve endişe başrolde, paranoyalar reklam arasında.
Bilindik dost ortamları kalmadı artık.
Konuşmayı kısa kesen sohbetler moda.
Ya da karşısındaki insanı dinlemeyen yapay dostluk halleri.
Kahkaha sesleri gittikçe azalıyor.
Gülmeyin çok ciddiyim!
Düşlerin kepenkleri indirilmiş.
Kendilerinden bile randıman alamıyor insanlar. Çoğunluk "Bana ne"ciliğin defansına çekilmiş.
Hayatın mesajlarını duyamayacak kadar bıkkınlar.İçindeki mezarlıkta yerini ayırtanlar bile var.
Kendilerini küçümseyen insanlarda patlama yaşanıyor.
Toplumun ve medyanın değer verdiği insanları görünce acı acı gülüyorlar.
Bu halleriyle direnç kazanmaları da pek mümkün değil.
Teknolojinin öldürdüğü sevgi ve saygıya karşılık, yeni bir şey üretemiyorlar.
Herkes bir boşlukta.
Yaz günlerinin sevinci de kalmamış, güneşinin batışının sihri de.
Siyasi gerginlik yine tavan yapmış durumda. Huzuru yıpratan en anlamlı merkez üssü Meclis.
Söylemlerin sertliği, "nereye gidiyoruz?" sorusunu akıllardan çıkartamıyor.
Ülkenin gündeminde kargaşa, gözaltları ve gerginlik hakim.
Böyle bir ortamını görüp, mutluluk hormonu üretmeleri mümkün değil.
Meçhule giden gemilerdeki yolcular çoğaldı.
Onlar kendilerini kaybetseler de bulamazlar.
Hoş... Aramazlar da zaten.
* * *
KÖTÜYÜ ÖRNEK ALMAK
Futboldaki ahlaksız ilişkilerin belgelerle ortaya konmasına dahi aldırmadan, hala böyle soysuzluğa sahip çıkanlar var. "Herkes yapmıştı!"
Sen yapma. Sen farklı ol.
Sen ruhunu paraya satma.
Güzelliği sen başlat.
Herkes kötüyü örnek aldığı içindir ki, güzellikler kurban ediliyor.
O yüzden yapılması gerekenler yapıldığı zaman, uzaylı gibi bakıyoruz.
* * *
Öfke zekanın alevini söndüren rüzgardır.
* * *
Ahlak devrimine en çok gerek duyulan meslektir gazetecilik. Popüler yavşaklık ve hizmetkarlık değil de, adalet ve haysiyet mesleğin öznesiyse!
* * *
16 Haziran 2011
Mutluluk takvimi
Özgürlüğü savun. Pozitif düşün. Kuşlara yem at. Yaşlıların huzurunu hisset.* * *
Sevenlerin ahı
Yerde kalmıyor
Senin günahını
Yüreğin çeksin
Bir daha yüzümü
Göremezsin sen
Aşkı ayrılıkla
Öğreneceksin
Bu gece İstanbul'u
Benden sorsunlar
Yarından sonra
Sen anlatırsın
Kim aşkta kazanmış
Kimmiş kaybeden
Onu da kalbine
Hatırlatırsın
Hakkı YALÇIN
