Tarihi 12 Haziran 2011

Masalcı

Aydede saçlarımı parlatarak doğardı ağaçların arasından. Ben dilime takılan kelimeleri hizaya sokardım.
Aydede bana dil çıkarırdı, ben ona selam çakardım.
Sevdamı basardım kanayan yerlerime.
Yalansız mavimler, dumansız hava sahası...
Her akşam aynı saatte çocukların yoluna çıkardım.
***

Aydınlık bir Türkiye'nin geleceğine kurmuştum saatlerimi.
Her dakikada bir saate bakardım.
Çocukları katleden karanlık bir yanı vardı ülkenin.
Büyükler küçüklere tuzak kurduğunda delirirdim.
Deliliğime gömlekler dikerdi annem.
Kendimden geçerken, gençliğimi yakardım.
***

O zaman da, birbirinin etrafında uydu olan puştlar vardı.
Et yoktu yemeklerimin içinde, etliye sütlüye karışan yazılar yazardım.
Bazen de sevda şarkıları.
İçimde dağlar yıkılırdı.
Yüreğime kurşun sıkardım.
Hiç kimseler olmazdı yanımda, öylece yatardım.
Öldü zannederlerdi beni, inadına sabaha çıkardım.
***

Yuvasını eşelerdim karıncaların, merak bu ya. Yalan değil, bazen sakardım.
Şakalarımı çocuklar kaldırırdı; tüy gibi hafifçe. Kayıplarıma defter tutardım.
Hangi kapıyı çalsam, yanık türküler çıkardı karşıma.
İçimde kardan adam yalnızlığı.
Üşüdüğümü farz edip, kazağımı yakardım.
İçime çekerdim ırgatların kokusunu.
Onların mahzun yüzünü, çivi gibi içime çakardım.
***

Gecenin bir vaktinde, ay da kaybolurdu, yıldızlar da.
Ama benim düşlerim fire vermezdi.
Onlara inat merdivenle gökyüzüne çıkardım.
Mayası küflenmiş koca koca adamlarda yağcılık fasılları.
Cebren ve hileyle yaşarlardı da, onların utancını duvarlara yazmaktan ben de bıkardım.
Büyüklere nefretimi asla gizlemezdim.
Çocukların gözlerine, bir bardak su içer gibi bakardım.
***

Çocuklar için, hala rüzgarla doludur, umutlarımın yelkeni.
Onların gönlünde bir masalcı olarak kaldı adım.
Kim olsa tanır beni.

* * *
TAŞ DEVRİNDE BİLE
5 yaşındaki kızın gelin edildiği bir dünyada yaşıyoruz. Hintli Rejanı gibi... Hindistanda'da yasaları aşmak için, böyle evlenmeler gece yarısı yapılıyor. Düğün davetiyelerine gelinin adı yazılmıyor. Taş devrinde bile erkeklik bu kadar acımasız ve dengesiz değildi.

* * *
Gülen bir yüz insanın altın anahtarıdır.

* * *
Eğer siz kendinizi sevmiyorsanız başkasının sizi sevmesini beklemeyin.

* * *
12 Haziran 2011
Mutluluk takvimi
Hapishaneye kitap gönder.
İradene hakim ol.
Her şeyi kalbinle yap.
Sokakta kahve iç.

* * *
Severek kaybettik
Birbirimizi
Biraz hafif kaldın
Sen böyle aşka
Cazibe katıyor
Yalanlar sana
Birazını kalan
Aşklara sakla

Herkes sevdiğini
Öldürür diye
İhanet etmene
Hiç gerek yoktu
Senin gidişinle
Zaten ölürdüm
Galiba sende
O yürek yoktu
Hakkı YALÇIN