Gazetelerin üçüncü sayfalarının kan kokmasının sırrı burada.
Bir zamanlar sokaklarda öldürülen delikanlıların üzeri gazetelerle örtülürdü.
Gazeteler ve ölümler arasındaki kan bağını soruşturmaya gerek yoktur.
Hele bizim gibi ölümlerle beslenen bir ülkede.
Bencillik hukukunda "Her koyun kendi bacağından asılır."
Oysa dağ hukukunda koyun kesmenin bile kuralı vardır.
Bırakın insanları koyun gibi kesmeyi.
Bir genç kadını 37 yerinden bıçaklayıp öldüren ve derin dondurucuda saklayan adamı tahliye ettiler.
Üstelik işlediği cinayetin ardından, "Testere filminden etkilendim" diyen birini.
Bunlar hukukun görkemli gösterisi sayılıyor.
Katillere cennet hukuku dağıtılan bir ülke olduğumuzun da kanıtı.
Canın değeri kalmadı artık.
Onur kavgaları bitti.
Hak ve hukukun iktidar olma hayalleri sizlere ömür.
Demokrasi haklıdan değil güçlüden yana olmayı seçiyor.
Televizyonlar, çocukların alnındaki sineği baltayla öldürmek görevine soyunmuş.
Her türlü katliamı, fuhuşu körüklüyor.
Namuslu insanların, kendilerini ve çocuklarını koruyacak hiçbir gücü kalmadı.
Bir gün belki hayattan, geçmişteki günlerden bir teselli ararsanız.
Siyah beyaz Türk filmlerindeki mahkeme sahnelerine bakın.
O adaleti mumla aradığınız ortadayken.
Çıkın ortaya, bir mum da siz yakın.
Katillerin karanlık yüzü aydınlansın.
Korkularınıza delildir bu haksızlıklar.
O yüzden, ya aslanın ağzından alacaksınız hakkınızı. Ya da kafanızı aslanın ağzına sokacaksınız.
Eğer aradığınız adalet ve hukuksa...
Çocuklarınız için bileylenen bıçakların sizler için hükmü varsa.
* * *
İstikbal caddesinde
Sübyan kızlar sergisi
Ellerinde parlıyor
Falan filan dergisi
Çeyiz sandıklarında
Hepsi de külkedisi
Yok mudur insanları
Harcamanın vergisi
O ucuz dergilere
Bazen kapak olurlar
Dumanlı akşamlarda
Tepetaklak olurlar
Hakkı YALÇIN
* * *
MUTLULUK TAKVİMİ
10 Şubat 2011
Müzeleri gez.
Her gün bir sözlük sayfası oku.
Uyanık değil, saygılı sürücü ol.
* * *
Süheyl Batum gibileri seçilmiş adamlardır. Demokratik CHP'lilerin emeklerini de talan etmek için.
* * *
Orman yağması
Dünyanın her yerinde ormanları korumak insanlık yasası sayılıyor. Ve ormanları korumak için ağır yaptırımlar uygulanıyor.
Bizde, ağaç kesmenin cezası hafifliyor.
İnsanları kesmenin ceza görmediği bir ülkede, ağaçları kim düşünür?
Nasılsa doğanın dengesini bozup, depremin günahını bile gökyüzüne havale edenler varken, bırakın kessinler, bırakın yaksınlar.
Bilmezler ki, yakılan orman herkesi yakar.
* * *
En çabuk kaybolan gün, hiç gülmeden geçen gündür.
