Tarihi 27 Mayıs 2010

Darbe hukuku!

Bu ülkede demokrasi sadece ihtilallerde kesintiye uğramadı.
Dokunulmazlık da bir demokrasi darbesidir.
Suçları ispat edilemeyen insanların hapislerde yattığı bir ülkede...
Arkalarında sayısız dosyalar bulunan insanlara dokunamamaktan daha acı bir darbe olabilir mi?
Oluyor...
Hala, "Sen benim kim olduğumu biliyor musun?" gibi, tarihin en utanç verici sözünün karşısında, demokrasi bile hazırolda duruyor.
***

Televizyonlar ve gazeteler, 12 Eylül'den sonra bu ülkenin gördüğü en büyük darbedir.
Ahlaksızlık patlamasının tek sebebidir televizyonlar.
Kişisel haklara saldırının önü açık.
Kalbi kasıklarında atan kadınlara paha biçilemiyor. Soysuz dizilerle, aile ruhunun köküne kibrit suyu.
O yüzdendir ki, yükselen değer alçaklık.
Adı büyük gazetelerin birinci sayfalarının sağ üst köşelerindeki kadın sergileriyle, annelere, öğretmenlere verilen değer arasında düzen gazeteciliği duruyor.
***

Ve korku... Ve paranoya... İnsanların kimseye güvenecek hali kalmadı. Ne kurumlara, ne komşulara.
Bu ülkenin insanı, tarihinde hiç böylesine bir "korku darbesi" yaşamadı.
Ve böylesine bir güvensizlik.
Ne 12 Eylül'ün çiçekleri ezen postalları.
Ne 27 Mayıs'ın darağacına çıkan yollar.
***

Ülkeyi 27 Mayıs ve 12 Eylül darbelerinden kurtardık. Ama bu korku darbesinden kurtarmak pek kolay olmayacak.
***

Dikkat edin. "Düşündüğünüz yerde vurulabilirsiniz!"
Sadece telefonlarınızı değil, beyninizi bile dinliyorlar.
Hukukun darbesiyle.
Ya da darbe hukukuyla...