Tarihi 5 Mayıs 2010

Yara izleri

Rastgele bir kahvehaneye girdim. İçeride bir dolu insan. "Selamünaleyküm" dedim, bir koro karşılık verdi sanki. "Aleykümselam."
Kimileri yüz yüzeydi, kimileri çapraz bakıyordu birbirine, hepsine çay söyledim.
***

Hal hatır faslından sonra, "halkın da bir bildiği vardır" diyerek, bir sohbete davet ettim onları. "Kim şampiyon olacak" dedi biri. "Ahh" çektim, "Futbolu sevdiğiniz kadar, çocuklarınızı düşünseydiniz keşke."
Soruyu soran alındı.
Emekli bir işçi, "Cennet düşlerimiz vardı bitti. Şimdi ölmek için gün sayıyoruz. Bunu mu duymak istiyorsunuz?" dedi.
Ben alınmadım.
***

Hepsinin de yüzlerindeki çizgilerin arasına, çile birikmişti. "Bunları yazacak mısın?" diye sordu emekli bir öğretmen. "Elbette" dedim, "O yüzden geldim." "Bu ülke bu hale geldiyse, yayın yönetmenleri yüzünden geldi" dedi. "Bugün sistemden şikayet edenler, dün bu sistemi besleyenlerdir."
Aynen onayladım.
***

En uzak köşede oturan yaşlı biri, önce ceketini ilikledi, sonra düşüncelerini. "İnsanlar arasındaki görüş ayrılıkları önemli değil. Önemli olan görüşleri tartışacak kadar medeni olabilmek" dedi.
Sonra liderlere döndü. "Liderler arasındaki birlik, ülkede berekettir."
Heyecanlandığını hissettim. "İkisi de birbirine arkasını dönüyor, bari sırt sırta versinler."
Bir başkası ayağa kalktı. "Gündemi değiştireceklerine, sefaleti değiştirsinler, haksızlığı, ayrımcılığı."
***

Yalnızlığına yaslanmıştı diğerlerinden genç biri, dikkatimi çekti. "Sen niye bir şey söylemiyorsun?" diye sordum. "Ben susma hakkımı kullanıyorum" diye karşılık verdi.
Onun bu haline, masamdaki adam parantez açtı. "Kaç zamandır işsiz, o yüzden isyankar."
***

Düşündüm de, hepsinin hikayesi kendilerine ait.
Ama onların yüreklerindeki yara izleri, tümüyle politikacılara ait.