Bir siyasi parti olarak terörle arasına mesafe koyamadığı, dahası terör örgütünden gelen taleplere karşı boynu kıldan ince bir adam, örgütün birbiri ardına işlediği suçlarla alakalı olarak tek kelime bile edemezken, bunlarla mücadele için devlet güçlerinin attığı adımları karalamak için yırtınıp duruyor.
Kamu düzenini ihlal edici hareketlerin durdurulması çağrısı yapmak yerine, bunlara karşı vazifelerini yapan güvenlik güçlerini hedef alan Açıklamalar yapıyor sürekli ve bu haliyle de, biz istediğimiz her şeyi yapmalıyız ama kimse bize mani olmaya çalışmamalıdır gibisinden Anlamsız bir havaya giriyor.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş,son zamanlarda hayatının gösterisini yapıyor ve akı kara, karayı ak.gösterebilmek için kendisini paralıyor adeta.
Ilgi çekici olan kendisine destek olma kararlılığındaki çevrelerin de bu akışa ayak uydurmuş olmaları.
Aynı akıl tutulmasını onlar da yaşıyor olmalılar ki, terör eylemleri yapanlara dur demek yerine, onlara mani olmaya çalışan, yani vazifelerini yapan güvenlik güçlerine dur demeye çalışıyorlar.
HDP'nin ve tabii ki onunla bağlantılı hareket eden PKK ve PYD'nin ne yapmak istedikleri konusunda kafalarının berrak olduğu söylenebilir. Ancak çeşitli sebeplerle onlara destek olma gayret ve mecburiyetinde olanlardan çoğunun neler olup bittiği konusunda herhangi bir fikirleri olmadığını söylemek gerek.
Kısa ve orta vadede Türkiye'de kendisine yaratabilecek gelişmelerden ümitlerini kesip, Suriye'nin kuzeyine odaklanan PKK ve PYD, HADEP'in mecburi ve DAEŞ'in anlaşılmaz katkıları ile yola devam ediyordu.
Uluslararası destek yanında içeriden sağlanan destekle işler yolunda gidiyor gibi gözükürken, Türkiye'nin net Tarzı devreye girdi ve birden bire Suriye'nin kuzeyi ile ilgili ümitleri yok eden bir dizi gelişme birbirini takip etti.
Her nasıl olduysa Suruç'daki vahim olay ve terörist eylemlerin hızlanması, ümitleri kaybolanların bir Tür çare arama Girişimi idi.
Bu sefer de devlet mekanizması devreye girip içeride ve dışarıda gerekenleri yapmaya başlayınca da, HDP ve yandaşlarına yalanların dozajını artırarak yollarına devam etmeye çalışmaktan başka çare kalmadı. Çünkü belli ki ortak vatanda Barış ve istikrar içerisinde beraber yaşamak yerine, bölge üzerine hesapları olan güçlerle beraber macera aramak daha çok işlerine geliyor.
Demirtaş ve avanesi için uluslararası şartlar uygunsuz hale gelmiş durumda. Bilerek ya da bilmeyerek ona destek olanların ne yaptıklarını gözden geçirip akıllarını başlarına toplamaları gereken an tam da şimdidir.
Ortak vatanda Barış ve istikrar içerisinde bir arada yaşamak için gayret etme konusunu HDP'liler tekrar ve ciddi bir şekilde değerlendirmediler. Çünkü şartlar böyle gerektiriyor ve yalanlar da bir gün bitmek zorunda.
