Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 20 Nisan 2015

Terör oyun değildir!..

Ağrı'nın, Diyadin Yukarıtütek Köyü'nde yaşananlarla ilgili tartışmalar, gittikçe tuhaf bir hal alıyor.
Olayı bir provokasyon olarak değerlendirme eğilimi yüksek. Olay hakikaten de provokasyon kokuyor. Provokasyonu yapanların da, Yukarıtütek'te silahlı güç bulunduran ve güvenlik güçleri geldiğinde arazi olmak yerine onlara ateş açtıranlar olduğu, belli.
Ancak, Devlet o bölgelerde silahlı PKK güçlerinin olduğunu bildiği halde, nasıl oraya asker sevk ederek çatışma çıkmasına sebep olabilir gibisinden bir tez dolaşıyor ortalıkta...
Yani bu cesareti nereden buldukları tartışmalı birileri, söz konusu köy sanki Türkiye sınırları dışında bir yer imiş de, güvenlik kuvvetleri oraya baskın yaparak çatışmaya sebebiyet vermiş havasındalar.
HDP'nin barajı geçebilmek için akla gelen ve gelmeyen her türlü yolu denemesini ve bu arada silahlı kişilerin halka baskı yapmalarını bile normal karşılıyorlar.
Ağırlıklı problemleri iktidar karşıtlığı, bu tamam. Ancak, silahlı kişilerin halkı bir partiye oy vermeleri için tehdit etmesini makul göstermeye çalışmalarının, akıl ve mantıkla izahı mümkün değil. Ve bu, iktidar karşıtlığını fersah fersah geride bırakan sakat bir anlayış.
Bu kesimlerin, HDP'nin barajı aşması hususunda Ağrı olayı ve benzerlerinin verebileceği zarar konusunda da zerre kadar fikirleri yok. Bu partinin barajı aşabilmesi, bölgenin değil Türkiye'nin partisi olabilmesi ile yakından alakalı. Türkiye'nin partisi olabilmenin yolunun silahlı propagandadan geçmediğini, söylemeye bile gerek yok.
Şimdi devlet güçlerini suçlayanların ağırlıklı bir kısmının, eğer Yukarıtütek'e gidilmemiş olsaydı yine devleti suçlayacak olmaları da işin bir başka tarafı. Bu sefer de, 'ülke içinde silahlı seçim propagandası yapan güçler ellerini kollarını sallayarak dolaşırken, devlet görmezden geliyor' diyeceklerdi.
Kendi istediklerinin olabilmesi için 'açık oy gizli tasnif' dönemlerini arzu ettikleri belli olan bu kesimler, oyunda yenildikçe yeni kurallar ihdas etmeye çalışan yaramaz çocuklar gibi davranıyorlar. Ama terör kesinlikle oyun değildir!..

THY hakikaten fazla oldu galiba!..

'Bir zamanlar THY...'
diye bir başlık açılsa, altına yazılabilecek o kadar çok şey vardır ki...
90'lı yıllarda Paris'ten İstanbul'a gelmek için bilet arayan bir arkadaşım, THY bürosundan 'doluyuz' cevabı alınca, mecburen Air France'tan bilet alır. Uçağa binmek için beklediği sırada, hemen yandaki bölümde bekleyen THY İstanbul yolcularının son derecede az olduğu dikkatini çeker. Kısa bir araştırma yapınca da, uçağın yarısından fazlası boş olduğu halde kendisine 'doluyuz' cevabı verildiğini anlar.
THY özellikle son yıllarda sağladığı gelişmelerle, havacılık sektörünü ve tabii uluslararası ilişkileri iyi bilenlerin takdirlerini kazanmayı sürdürüyor.
Takdirler yanında haset ve kıskançlıkları da ateşleyen bu gelişmeleri engelleyebilmek için dışarıdan gayret edenlerin yanında, içeriden destek olmaya çalışanlar da var anlaşılan.
Bir ihbar, koltuklardan birisine ya da tuvalete konulan bir 'bomba var' notu, güvenliği esas alan havacılık kuralları gereği o seferin aksaması için yeter sebep.
Son olarak, uçağın tuvaletinde bulunan "bomba var" yazılı not nedeniyle yaklaşık 4,5 saat gecikmeli yapılabilen THY İstanbul-Tokyo seferi ile birlikte, bir ay içerisinde bomba ihbarı sebebiyle aksayan THY seferlerinin sayısı 6'yı bulmuş.
Yetkililer asılsız ihbarlarla THY'ye zarar vermek için uğraşanları bulabilmek için çalışmalarını sürdürüyorlarmış. Umarız bu işleri yapanları kısa zamanda bulur ve bu arada bu türden ihbarları imkansız kılacak tedbirleri de alırlar.