Baklayı bırak şerbetci otuna bak!

Ömür boyu tedavi gerektiren Parkinson hastalığında, sanılanın aksine bakla fayda sağlamıyor. Prof. Dr. Okan Doğu, 'Yapılan bir bilimsel çalışmada, şerbetçi otunun olumlu rol oynadığı belirtildi' diyor

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 22 Mart 2015 Güncelleme 22 Mart 2015, 00:42
Baklayı bırak şerbetci otuna bak!

İÇİNDEKİLER

Dünyada 5 milyon, ülkemizde yaklaşık 120 bin kişinin yakasına yapışan Parkinson hastalığının tedavisinde bitkiler yetersiz kalıyor. Bakla, keten tohumu ve çarkıfelek bitkisinin hastalıkla mücadelede yarardan çok zarar getirdiğini söyleyen Parkinson Hastalığı Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Okan Doğu, doğru bilinen yanlışları şöyle sıralıyor: "Bitkisel çözümler arasında en yaygın yanlış bilgilerden biri baklanın Parkinson hastalığında önleyici etkisi olduğu yönünde. Baklanın hastalık üzerine tek başına veya ilaçla birlikte olumlu etkisinden söz edilemez. Parkinson tedavisinde kullanılan bazı ilaçların içindeki ek madde, bakladaki dopaminin beyne ulaşmasını sağlar. Bu ilaçlarla beraber bakla tüketimi, beyine aşırı dopamin geçmesine neden olabilir. Bu da faydadan çok zarara neden olur."

HAYAL GÖRÜLEBİLİR
Hastada vücutta istemsiz hareketler, kafa karışıklığı, bilinç bulanıklığı, hayal görme, şüphecilik gibi psikiyatrik belirtilerin ortaya çıkabileceğini aktaran Prof. Dr. Doğu şöyle devam ediyor: "Hasta ilacını aşırı dozda almış gibidir. Bu nedenle bakla tüketimini önermiyoruz. Baklanın Parkinson hastalığında koruyucu bir diyet olmadığını, hatta yan etkilere yol açabileceğini vurgulamak isteriz."

BEYNİ KORUR
Bilimsel bir dergide yayınlanan araştırma raporunda şerbetçi otunun olumlu etkilerine yer verildiğini anlatan Prof. Dr. Okan Doğu, "Şerbetçi otu bitkisinden elde edilen bir bileşiğin (xanthohumol) beyin hücrelerinin hasardan korunmasında rolü olabileceği bildirildi. Alzheimer ve Parkinson gibi hastalıkların tedavisinde işe yarayıp yaramayacağı ise tartışma konusu oldu" şeklinde konuşuyor. Parkinson hastalarının özel bir beslenme diyeti olmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Doğu, şu önerilerde bulunuyor: "Biz hastalarımıza tahıl, sebze, meyve ağırlıklı, orta miktarda protein ve düşük yağ içeren beslenme öneriyoruz. Egzersiz yapmak, barsak içeriğini yumuşatmak üzere günde en az 8 bardak sıvı tüketmek, öğünlere çiğ sebze meyve ve yulaf gevreği gibi bol lifli gıdalar eklemek uygulanabilecek yöntemlerdir. Ancak orta ve ileri evrelerde gündüz alınan proteini kısıtlıyoruz. Çünkü diyetle alınan proteinler tedavideki bazı ilaçların etkisini azaltıyor."

PARKİNSON NEDİR?
Parkinson hastalığı beyinde yer alan ve insanların akıcı, koordine hareketlerini yapmalarını sağlayan dopamin hücrelerinin kaybedilmesi sonucu ortaya çıkıyor. Hastalar, teşhis konduktan sonra 20 yıl veya daha fazla süre bu hastalıkla yaşamlarını sürdürüyor. Hastaların büyük çoğunluğu ailede herhangi bir hikaye olmaksızın Parkinson olabiliyor ya da genetik örgüden kaynaklı bazı yatkınlıklar bu hastalığa neden olabiliyor.

BELİRTİLERE DİKKAT

Erken belirtiler: Titreme, el yazısında küçülme, koku duyusunda kayıp, uyku sorunu, yürümede zorluk, kabızlık, düşük tonlu konuşma, ciddi, depresif ve kızgın yüz ifadelerine sahip olmak, baş dönmesi ve bayılma, kamburlaşmak. nnAna belirtiler: Titreme, ellerde, bacaklarda, daha az olarak çenede, dudaklarda, dilde yavaşlama katılık, denge sorunları ve düşmeler.

ERKEN TEŞHİS ÖNEMLİ
Teşhis, fizyoterapi ve egzersiz, uygun ilaçlarla doğru tedavi seçiminin uzmanlarca yapılması çok önemli. Böylece hastalık kontrol altına alınabiliyor ve yaşam kalitesi yükseltiliyor. Parkinson hastalığının tedavisi hali hazırda ağırlıklı olarak ilaçla yapılıyor. Bir grup hasta ise ilaç tedavisine ilaveten; beyin pili gibi cerrahi yöntemlerle tedavi edilmeye çalışılıyor.