İzlemeden eleştirenleri utandıracak yazı!

Akşam yazarı Fahrettin Altun, reytinglerde zirveye oturan Kertenkele dizisini izlemeden eleştirenlere tokat gibi bir yazı kaleme aldı.

Giriş Tarihi 11 Kasım 2014, 00:00 Güncelleme 11 Kasım 2014, 10:01
İzlemeden eleştirenleri utandıracak yazı!

İÇİNDEKİLER

İşte Fahrettin Altun'un o yazısı:

"Diyanet İşleri Başkanlığı, hükümet yanlısı atv dizilerinden Diğer Yarım'dan sonra, Kertenkele dizisi için de camilerde çekim yasağı getirdi. Din görevlilerinin aşağılandığını gerekçe gösteren Diyanet İşleri Başkanlığı, 'hırsız imam' tiplemesine sert tepki göstermişti."

Zaman gazetesinin atv'de yayınlanan Kertentekele dizisi hakkındaki bu yorumu, bir popüler kültür ürününün nasıl aşırı-politikleştirileceğine ilişkin temsil gücü yüksek bir örnek. Ve fakat, söz konusu aşırı-politikleştirme sürecinin tek aktörü Zaman gazetesi değil. Aynı zamanda Diyanet İşleri Başkanlığı.

Diyanet İşleri Başkanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği tarafından konuyla ilgili yapılan yazılı açıklamada şu ifadeler yer alıyor: "Filmde karakterize edilen 'sahte imam' tiplemesi toplumsal saygınlığı olan din görevlilerimizi derinden yaralamıştır. Geçmiş dönemlerde kaldığını düşündüğümüz bu tarz senaryoların cüppeyle, sarıkla ve bu kıyafetlerin taşıdığı değerleri küçük düşürücü tiplemelerle bir dizide karakterize edilmesini tasvip etmek asla mümkün değildir."

Bu ifadeleri okuduğumuzda, Kertenkele dizisinde Aziz Nesin'in eserlerinde yahut Türk sinemasının çeşitli örneklerinde resmedilen türden bir imam tiplemesiyle karşı karşıya kaldığımız izlenimi ediniyoruz. Düzenbaz, dolandırıcı, yalancı, menfaatperest, cahil bir imam tiplemesi.

Ne var ki dizinin yayınlanan herhangi bir bölümünü izlediğinizde, yani contexti değil, texti esas aldığınızda çok daha farklı bir manzarayla karşı karşıya kalıyorsunuz. Bir kere, karşınızda bir "imam" yok. İmam kılığına girmiş bir "hırsız" var. Söz konusu kılık değiştirme süreci ise, ekranda seyircinin gözleri önünde cereyan ediyor. Seyirci, diziyi izlediği süre boyunca karşısında hiçbir zaman gerçek bir "imam" olduğu intibaı edinmiyor. Mağdur edilmiş İstanbullu bir Robin Hood görüyor karşısında.

Dahası bu bir sürekli dizi ve öykü akmaya devam ediyor. Diziyi izledikçe görüyoruz ki burada anlatılan bir "dönüşüm" hikâyesi. Gündelik hayatın iniş-çıkışlarının başarılı bir biçimde paradoliştirilmesiyle yazılan bir hikâye bu.

Bir de varsayalım ki, bu dizide "negatif bir imam" temsili olsun. Bununla ilgili bir farkındalık yaratmanın yolu, komedi formunda üretilen bir filmdeki "temsil"e karşı toplumsal kampanya başlatmak, söz konusu dizi için camilerde çekim yapılmasını yasaklamak mıdır?

Bir de sormadan edemeyeceğim, Diyanet İşleri Başkanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği, dizide "mütekamil bir imam" portresi gördüğüne kani olursa, yeni bir açıklama yapacak mıdır?

Öyle görünüyor ki, Türkiye normalleştikçe popüler kültür de normalleşecek.

Ve yine Türkiye normalleştikçe, popüler kültürün kendi politikliği ile yetinmesini de öğreneceğiz.