Bilge
Dağ başında yalnız yaşayan ama bilge mi bilge bir kişiden feyz almayı alışkanlık haline getiren, ancak dağ başına inip çıkmaktan usanan bir grup müridi bir gün bilge kişiye; - Üstat, artık sen de şehre inip aramıza karışsan, daha fazla birlikte vakit geçirip, senin o engin bilgeliğinden daha çok faydalansak, derler.
Bilge kişi, önce sakalını sıvazlar, sonra ellerini saçlarının arasından geçirip, müritlerine doğru dönerek; - Ben bunu biraz düşüneyim, der ve dalgın dalgın tuvalete doğru gider. bir süre sonra tuvaletten çıkıp, bir yandan belindeki kuşağını sarıp sarmalarken kendini merakla bekleyen müritlerinin yanına gelir ve - Ben tuvalette iken tuvaletime danıştım; tuvaletim bana "ben ki daha 2 saat önce al mı al, güzel mi güzel bir elma idim, insan içine girdim bak ne hale geldim" dedi; mamafih şehre inmek bana uymaz dostlar, der
Parmak
Temel oğluna parmakların isimlerini öğretiyormuş."bak uşağum bu baş bu işaret bu orta bu yüzük ve buda serçe parmak. anladın mı?".
Oğlu kafasını sallayarak hayır demiş. temel bir kez daha anlatmış ve tekrar sormuş " anladın mı uşağum?". çocuk tekrar hayır demiş. bir daha bir daha derken en sonunda çocuk anladım deyince temel elini sallayarak "bak bakalım bir de karıştırarak sorayım" demiş.