Beşiktaş-Arsenal maçı ve sevgili eşim

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 31 Ağustos 2014 Güncelleme 31 Ağustos 2014, 01:35
Beşiktaş-Arsenal maçı ve sevgili eşim

İÇİNDEKİLER

Bir Galatasaraylı olarak tabiki Avrupa söz konusu olunca milli duygularımız ön sıraya yerleşiyor. Televizyonun karşısında bir Beşiktaş taraftarı olarak yerimi aldım. Fanatik Beşiktaş taraftarı olan baldızım Öznür Çeliktaş ve bacanağım Mustfa Çeliktaş ile maça hazırlandık. Sonrasında bir başka Beşiktaşlı Kubilay Eğribayat ile fanatik Galatasaraylı kuzenim Erman Surat da bize eklendi. Eee esas maçın kahramanı seçilen sevgili eşim Ayşen Cengiz Albayrak'ı unutmayalım. Kendisi Beşiktaş marşlarını sonuna kadar bilir fakat kadroyu say desen en son 5 yıl önceki kadrodan isimler sayar. Ama Beşiktaşlı'lığına laf söyletmez.
Neyse cipsler, çaylar, kekler ve börekler derken maç başladı. Önceleri mutfak kısmında yer alan eşim Ayşen, mutfak kulubesinden oyuna girdi. Yorumları en baba spor yorumcuların bile ağzını açıkta bırakacak şekildeydi. Hatta, Ömer Üründül ve Erman Toroğlu'nun son yaptıkları yorumlardan sonra bence bir spor kanalı ile maç yorumlattırılabilir.
Yanımda yerini alan eşim Ayşen ilk yorumu ile bu işte ne kadar iyi olduğunu bize gösterdi.
Bana dönerek; -Aşkım bu A-R-S (Televizyonda Arsenal kısaltılarak Ars yazıyordu) nasıl bir takım güçlü mü? Burda hepimiz koptuk ve ben cevap verdim; -Hayatım A-R-S değil Arsenal o.
Kısaltılmış hali ARS.
-Olsun ben Arsenal'i biliyorum. Ama ben A-R-S diyeceğim.
Ve ısrarla A-R-S diyerek maçı bitirdi.
İkinci yorum ise Slaven Biliç'i tribünde gördü ve; -Aaa bu bizim hoca değil mi. Serdar Biliç değil mi ya o. Onun orda ne işi var. Evet Serdar Bilgili ile Slaven Biliç'i birleştiren bir karım vardı. Ama en güzeli kendi yaptığı bombaya en çok gülende kendisiydi.
Sonrasında Veli bir pozisyonda topu ayağına alıp giderken hepimiz "hadi oğlum Veli" diye bağırırken Veli'ye faul yapılarak yere düşürüldü. Velin'in yerden kalktığında saçı başı dağılmış halinde gören eşim Ayşen'in yorumu gecikmedi; -Ayy çocuk koşmuş baksana. Helal ya acayip terlemiş. Oğuzhan üst üste top kaptırdığında Oğuzhan'ı acımazsızca eleştirdi. -Ben bu Oğuzhan'ı hiç sevmedim.
Baksana taç da onun sayesinde oldu zaten.
Maçın sonlarına doğru gerginlik sürerken en son bombası patladı. -Ya benim adamım esas ne Baba'ydı biri vardı o nerde yedekte mi?
-Hayır aşkım Demba Ba işte orda oynuyor.
-O değil bu başka Babaydı.
Etraftan "Orhan Baba ve Erkin Baba" espirileri yapılırken ben ne demek istediğini fark ettim. -Aşkım Drogba mı?
-Haa evet ya adamım o niye oynamıyor.
-Ama aşkım o Chelsea'de oynuyor.
Geçen sene Galatasaray'daydı.
-Ama beşiktaş forması vardı elinde.
-Aşkım o sizin futbolcu ile Chelsea maçında formaları değiştirmişti ondan.
Fanatik Beşiktaşlı dostlarım bile Ayşen Cengiz Albayrak'ın yorumlarından sonra maçın üzüntüsünü fazla yaşayamadılar.

Oduncu

Kasabanın oduncusu papazın evine odun götürmüş.
Odunları kömürlüğe boşaltırken, nasıl olduysa olmuş, bir tanesi gitmiş alt kattaki pencerenin camını kırmış.
Oduncu çok telaşlanmış ve özür dilemek için papazı aramış ama bulamamış.
Aynı telaş içerisinde evine dönmüş ve kapıda kiliseye derse giden oğluyla karşılaşmış.
Çekmiş oğlunu kenara olanları anlatmış ve: "Bak oğlum papaz efendi sorarsa ' babam boşaltırken bir kaza olmuş ve çok özür diliyor' dersin" demiş.
Çocuk ta telaşlanmış ama yapacak bir şey yok.Kilisenin yolunu tutmuş.
Papaz o gün yaratılış hakkında konuşuyormuş.
Ve oduncunun oğluna: "Söyle bakalım sen dünyaya nasıl geldin?" diye sormuş.
Oduncunun oğlu da kekeleyerek: "Babam çok özür diliyor, boşaltırken bir kaza olmuş!" demiş.

Alkışlı Yorum

Aynı anda ayrı bankalardan çıktık ve araçlarımıza yürüdük.
O benim aracın yanında durdu, kendi anahtarı ile benim aracın kapısını açmaya çalıştı. Ben de kumanda ile ona uzaktan yardım ettim. Kapıyı açtı ve sol koltuğa oturduktan sonra diğer kapıdan ben bindim. Yüzüme korku ve şaşkınlıkla bakarken "Bu anahtara ihtiyacınız olacak çalıştırmak için çünkü şu an benim arabamdasınız" dememle yaptığı yanlışlığın farkına vardı. Özür dilerken yüzüne serpilen tebessüm ise bir araç feda etmeye değerdi.