Trafiğin bayramı

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 29 Temmuz 2014 Güncelleme 29 Temmuz 2014, 00:00
Trafiğin bayramı

İÇİNDEKİLER

Evliya çelebi Seyahatnamesi'nde o zamanlar memleketin o kadar ormanlık olduğunu söyler ki bir sincabın ayağı yere değmeden ağaçtan ağaca atlayarak İstanbul'dan Erzurum'a gidebileceğini yazmış.
O sincap o günü görseydi arabaların tavanından atlayarak ayakları yere değmeden İstanbul'dan Bolu'ya kadar gidebilirdi. Hem de bütün araç sahiplerinden daha erken. Hele bir de o sincap buz devrindeki scrat olaydı neler olurdu neler. İşte öyle bir trafiktir bu trafik.
Bir çok arkadaşları uyarmamıza rağmen hayatlarında unutamayacağı bir bayram anıları oldu. Nasıl mı? Mesela ankaraya 14 saate giden gariban trafikzede arkadaşlarım gibi.
Bir bayram çilesidir. Her sene tüm tatil öncesi ve sonralarında yaşanmasına rağmen, bizim zeki insanlarımız hala trafiğe ufo gören masum köylü moduyla bakıyorlar. Bir de haberlerde muhakkak söylenirler saatlerce.
Bayram trafiği, modern bilimin önüne geçen bir kavramdır. Matematiğe ve fiziğe olan güveni sarsar.
Misal bayram öncesi cuma günü gece yola çıkan arkadaşlarımızın telefonda vardılarmı diye merak eden arkadaşına verdiği cevab herşeyi anlatıyor.
-Ne varması lan? 9 Saat oydu halen Gebze'ye gelemedik.
Beni mesela ırgalamayan trafiktir. Zira helikopterim var... Şaka şaka. Her basın emekçisi gibi bende Bayram gazetesinin unutlmasından sonra çalışan garibanlardanım.
Ama şöyle bir güzilliği oluyor. daha önce 1 saate gittiğimiz mesafeye 15 dakika gidebildik. Gidenler gelmesin oldukları yerde kalsınlar. İstanbul böyle güzelmiş.
Ehliyet sahiplerinin dört sınıfa ayrıldığını fark ettim.
1. Sınıf: Kurallara mütemadiyen uyanlar.
2. Sınıf: Çoğunlukla kurallara uymakla birlikte bazen şeytana uyanlar.
3. Sınıf: Dünyanın kendisi için yaratıldığını zannederek orta ve sol şeritte düşük viteste gidenler.
4. Sınıf: Eve 10 dakika erken gideceğim diye onlarca insanın hayatını tehlikeye atan, önce sol, sonra orta ve hatta sağ şeridi ralli şeridine çeviren, ota çoka sellektör çakan dangozlar.
Neyse dönüşte güzl güzel gelin bayramcılar. Bu sene bari kaza haberi girmeyelim gazeteye esas bayramımız kazasız olsun.

Alkışlı Yorum

Kuzenimin karısı doğum yaptı.
Altın takmaya giderken annemi "Bak sakın kucağıma verme çocuğu korkuyorum" diye tembihliyorum. Annemden dertli bir kapak alıyorum: "Korkma bebek yemez seni. Ha büyüdükçe annesinin ömrünü yer, o başka..."