Avrupa'ya FETÖ ve PKK uyarısı

Avrupa Birliği Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve AB Bakanı Ömer Çelik bugün düzenlenen Türkiye-AB Yüksek Düzeyli Siyasi Diyalog Toplantısı sonrası önemli açıklamalarda bulundu.

Giriş Tarihi 25 Temmuz 2017, 00:00 Güncelleme 25 Temmuz 2017, 22:18
Avrupa’ya FETÖ ve PKK uyarısı

İÇİNDEKİLER

Avrupa Birliği Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve AB Bakanı Ömer Çelik bugün düzenlenen Türkiye-AB Yüksek Düzeyli Siyasi Diyalog Toplantısı sonrası önemli açıklamalarda bulundu.

AVRUPA'NIN SUÇLARINI AÇIK AÇIK YÜZLERİNE HAYKIRDILAR
Bakan Çavuşoğlu ve Çelik, basın toplantısında AB'nin ve AP'nin suçlarını yüzlerine vurarak adeta ders verdi.

Avrupa'nın terör örgütlerine, özellikle de PKK ve FETÖ'ye nasıl kucak açtığını anlatan bakanlar, Türkiye'de ilan edilen OHAL'le ilgili de Fransa'yı örnek gösterdi.

Çavuşoğlu'nun konuşmasından satır başları;

GÖÇ ANLAŞMASI
Bugün gerçekleşen toplantıda, AB'ye katılım müzakereleri, diyalog, Gümrük Birliği, vize, terörle mücadele, göç ve uluslararası konuları ele aldık, AB ile aramızdaki göç anlaşmasına değindik. Göç anlaşması sonrası Yunanistan'a gitmeye çalışan göçmenlerin sayısı yüzde 99 azalmıştır. Türkiye, anlaşmayla ilgili yükümlükleri yerine getirmiştir ancak bazı aksaklıklar var bunlar için çalışıyoruz.

KATAR KRİZİ
Katar krizinin çözümü için uğraşıyoruz. Bölgesel konularda görüş birliğimiz mevcut. Bölgedeki sorunların aşılması için AB ile işbirliği güçlendirilmeli.

"TERÖR DESTEK VERENLER AYIRT EDİLMELİ! KİM OLURSA OLSUN..."
Hain darbe girişiminin içinde bulunan asker, polis, siyasetçi, gazeteci kim olursa olsun teröre destek verenlerin ayırt edilmesi gerekir. Bu konularda her türlü bilgiyi biz AB ile paylaşmaya hazırız. AB kurumları ile bu süreçte yakın işbirliğimiz var. AB'nin bizden istediklerini değerlendiriyoruz. Özellikle OHAL sürecindeki tutuklamalarla ilgili değerlendirmeleri yapacağız. AB ile uyumlu çalışmak istiyoruz.

BÜYÜKADA'DA YAKALANANLARDAN BİRİNDE BYLOCK ÇIKTI
Bu örgütün (Uluslararası Af Örgütü) başındaki Taner Kılıç, FETÖ'nün, yani bizdeki darbe girişiminde bulunan FETÖ'nün, FETÖ üyelerinin kullandığı Bylock programını kullanmış telefonda ve buradan da FETÖ'nün yurt dışındaki üyeleriyle, üst düzey yöneticileriyle görüşme yapmış. Bunun tutuklanması, Türkiye'nin Uluslararası Af Örgütüne karşı olduğu anlamına gelmez, şahısla ilgilidir.

"DARBE GİRİŞİMİNDE AB'DEN DESTEK GÖRMEDİK"
Terör örgütleri ile mücadele ediyoruz. Elbette bir darbe girişimine maruz kaldık. AB'den de yeterince destek görmedik. Bir yıl sonra yeterince destek görmeye başladık; o da açıklamalarla. Bunlarla mücadele ediyoruz.

HERKES FETÖ'YÜ TERÖR ÖRGÜTÜ İLAN ETMEYE BAŞLADI, AB TERÖRİST OLARAK GÖRMÜYOR
FETÖ gibi örgütleri yani biz terör örgütü olarak görüyoruz. İslam İşbirliği Teşkilatı, terör örgütü ilan etti. Körfez işbirliği Konseyi, terör örgütü ilan etti. Biz terör örgütü olarak ilan ettik ve tedbir alıyoruz.

Ama AB bunu (FETÖ), Türkiye'de darbe yapmasına rağmen bir terör örgütü olarak görmediği için onlara yönelik attığımız her adımı hukuk ihlali olarak görüyor. Sorun burada, nasıl gördüğüne bağlı. Darbenin hemen arkasında da aynı anlayış vardı, şimdi de aynı anlayış var.

OHAL AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİNE UYGUNDUR, TIPKI FRANSA'DAKİ GİBİ
Bunlarla mücadele yaparken attığınız adımlar, alınan tedbirleri hukuk içinde yapmaya çalıştık varsa bir hata bunu da düzeltiyoruz. Olağanüstü hal de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne uygun bir şekilde gerçekleştirildi. Yani olağanüstü hal kararı tıpkı Fransa'nın yaptığı gibi.

AB'nin genişlemeden sorumlu üyesi Johannes Hahn'ın açıklamalarından satır başları:

"Türkiye'nin mülteciler için yaptıklarını görüyoruz. 2.7 milyon mülteciye ev sahipliği yapıyorlar. Bu konuda ilerleme kaydediyoruz. Mültecilerle ilgili fonlar yıl sonuna kadar yerine ulaşacak."

AB Bakanı Ömer Çelik'in açıklamalarından satır başları:

- Mescid-i Aksa konusunda ve mülteciler konusundaki açıklamalarından dolayı AB'ye teşekkür ettik. AB ile aramızda sorunlar olduğu açık ancak bu çözüm aramaya engel değil. Aramızdaki diyalogun yeni zemini 25 Mayıs'ta Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Brüksel sırasında oluştu. Enerji, ulaştırma,terörle mücadele, ekonomi ve ticaret konularında diyaloglar sürecek. Ancak AB-Türkiye ilişkilerinin omurgası katılım müzakeleridir. Türkiye sadece bir stratejik partner değildir. Önemli olan katılım müzakerelerinin geliştirilmesidir.

- İade özgürlüğü, medya özgürlüğü, hukuk devleti ve demokrası konularında diyaloglar yapıcı bir şekilde sürdürülüyor. Türkiye ile sorunların çözülmesi için fasılların açılması gerekmektedir. İlişkilerin omurgası katılım müzakereleri konusunda ilerleme kaydetmek zorundayız. 23 ve 24. fasılların açılması gerektiğini düşünüyoruz.

23. fasıl "yargı ve temel haklar" ve 24. fasıl ise "adalet, özgürlük ve güvenlik" konularını kapsıyor.

FETÖ VE PKK'YA DA DEAŞ'A GÖSTERİLEN MUAMELE GÖSTERİLMELİ
- Kıbrıs meselesinin çözümünde Türkiye'nin yapıcı tutumu görülmüştür. Kıbrıs Rum tarafının fasılları kapatma tercihinin önüne geçilmelidir. Gümrük Birliği'nin güncellenmesi önemlidir. Bu bir kazan-kazan durumudur. İki tarafın da menfaatinedir.

- TC'nin askerlerini vatandaşlarını öldüren teröristlerin Avrupa Parlamentosu'nda sergi olarak gösterilmesini doğru bulmuyoruz. FETÖ ve PKK'ya da DEAŞ'a gösterilen muamele gösterilmelidir.

- Türkiye'ye yapılacak maddi yardımın bir an önce yapılması Suriyeli çocukların eğitimi açısından da oldukça önemlidir.