Kılıçlar çekildi

ABD Başkanı Trump Suudi Arabistan’a gitti. Kılıçlar çekildi. Ortadoğu’daki dengeleri bu kez Katar üzerinden değiştirmek için harekete geçildi. Bilkent Üniversitesi’nden Doç. Dr. Mehmet Akif Kireçci, gelişmeleri TAKVİM’e değerlendirdi...

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 12 Haziran 2017 Güncelleme 12 Haziran 2017, 01:27
Kılıçlar çekildi

İÇİNDEKİLER

Geçtiğimiz hafta 13 ülke, Katar'la ilişkilerini kesti. Gerekçe ise "teröre destekti." Bu karara Türkiye, tepki gösterdi. Ambargonun bir an önce bitirilmesini istedi. Bilkent Üniversitesi'nden Doç. Dr. Mehmet Akif Kireçci, ambargonun perde arkasını TAKVİM'e anlattı.

Kriz neden çıktı?
Burada ana konu şu, Arap Baharı süreci halkların iradesinin yönetime yansıması konusunu gündeme getirdi. Halkların iradesi demek bu tür rejimler için bir tehlike arz ediyor. Süreç Tunus'ta başladı, Suriye'de durduruldu ve kanlı bir sürece yöneldi.

Arap Baharı'nı destekleyen diğer ülke de Katar'dı...
O dönemde bu süreçlere medya yolu ile destek veren Katar vardı. Mesela protestoları El- Cezire - ki bir Katar kuruluşudur. Tahrir Meydanı'nda El-Cezire'nin sürekli canlı yayını vardı. Bu diğerlerini rahatsız etti.

Trump'ın, Suudi Arabistan ziyareti domino etkisine mi yol açtı?
Körfez'in Katar'a karşı aldığı tavrı Trump'ın Suudi Arabistan'a yaptığı ziyaretle ilişkilendirmek durumundayız. Ortadoğu'da Batı'yı ve İsrail'i rahatsız eden bazı konuların ihalesinin Katar'a kaldığını görüyoruz. ABD ile Suudi Arabistan arasında yapılan silah alım antlaşması aslında bir güvenlik anlaşmasıdır. ABD'nin bölge ülkelerine olan himayesinin resmidir. Bu meyanda Katar'a uygulanan izolasyon hem beklenmedik bir adım hem de sert ve zarar verici görünüyor. Katar'ın kendi komşuları tarafından bütün deniz, hava ve kara sınırlarının kapatılması Körfez tarihinde hiç görülmemiş bir ayrışmayı işaret ediyor. Katar'ı zorlayarak kendi yanlarına çekmek istiyorlar.

Bu olaya Arap Baharı'na karşı çıkanların, destekleyenlere karşı blokajı mı diyeceğiz?
Bölgede ABD'nin önceliklerinden biri İsrail'in güvenliğidir. İkinci olay ise petrolün arzının güvenliğidir. Konu petrolün sadece Amerika'ya girmesi meselesi değildir. Zaten ABD artık kendi petrolünü üretiyor. Asıl konu petrolün uluslararası piyasalara arzının güvenliği ve kim tarafından kontrol edileceğidir. Öte yandan Suudi Arabistan bölgenin itici gücü olarak da öncü pozisyonunu korumak ister Körfez ülkeleri arasında; bir anlamda büyük abi olarak onun sesi diğer sesleri bastırmak zorundadır.

Katar, bunun dışına mı çıktı?
Katar, burada genel sisteme yani Arap Baharı'nda önce var olan sisteme çok destekçi görülmedi. Tam tersine ortaya çıkan değişimi kucaklar göründü. İlaveten Halit Meşal'i misafir etmeleri özellikle İsrail medyasında Katar'ın suçu olarak gösterildi. Katar'ın Türkiye'ye verdiği desteği de eklersek; Körfez'in bu tür bir değişim dalgasının parçası olmak istemediğini de anlıyoruz.

Katar'a yönelik abluka İran'a yönelik bir operasyonun ilk adımı mıdır?
Olabilir ama ben bunun hızla hayata geçebileceğini zannetmiyorum. Yani tek sebebin bu olduğunu düşünmüyorum.

Tehditleri İran nasıl algılıyor?
İran, ABD ile hem çatışarak hem de müzakere ederek alan kazandı. Katar'a yönelik bu abluka aslında İran'ın aldığı kazanımları ele geçirmek...

Peki bundan sonra ne olacak?
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil Cubeyr, Katar için yapılması gerekenler listesi hazırladı! Körfez'in bunlara ısrar edeceği açık, Katar'ın fazla alanı da yok.

İşgal olabilir mi?
Katar'ın çok büyük doğal gaz rezervlerine sahip olduğunu unutmayalım. Aynı şekilde İsrail açıklarında da büyük rezervler olduğunu biliyoruz. Arka planda bu rezervler üzerinden bir rekabet var mı ona da incelemek gerekir.

Katar operasyonu Araplar'ı Suriye'den çıkarma operasyonu mu yani?
Bir yönüyle evet... Araplar'ın Suriye'den elini eteğini çekmesi gibi bir durum ortaya çıkıyor. Bu da Türkiye'yi Suriye'de yalnızlaştırabilir. Ben Suriye'de Suudi Arabistan'ın Türkiye'nin yanında olmasını çok önemserim şahsen. Hatırlayalım; Rusya Suriye'ye asker çıkarmadan bir iki ay evvel, ABD Dışişleri Bakanı Suriye'yi kastederek "Biz Rusya ile yüzde 85 oranında anlaştık" demişti.

Katar krizi Türkiye'yi nasıl etkiler?
Bu krizin arka planını ve gideceği yönü çok iyi analiz etmek lazım. Bu olay, Türkiye için çok önemli. Çünkü bu işin ucunda Türkiye de var. Katar olayının birçok katmanı var ve sıradan bir şekilde komşu ülkeler arasında bir gerilim olarak değerlendirilmemeli. Ben işin aslının Türkiye ile Suudi Arabistan'ın arasını tekrar açmak olduğunu düşünüyorum. Türkiye bu süreci ferasetle yöneterek bloklaşmaya izin vermemeli, Suudi Arabistan'ı da teskin edecek bir formülle arabuluculuk yapmalıdır.


Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Ankara Siyasal ve Ekonomik Araştırmalar Merkezi (ASEM) Başkanı Doç. Dr. Mehmet Akif Kiriçci

ABD BU KRİZİN NERESİNDE
Dünyada en çok kullanılan ürün petroldür. Amerikan hegomonyasının devamı için petrolün dolar ile alınıp satılmasını garanti etmeniz lazım. Bu da enerji arz ve piyasalarını kontrol etmek anlamına gelir. Bakın ABD için asıl tehlike ne DEAŞ'tır ne başka bir terör örgütüdür. Bir kaç yıl sonra Çin ekonomisi dünyanın bir numaralı ekonomisi olacak deniyor; bu gerçekleşirse ve ABD Ortadoğu'da var olmazsa bu Amerika'nın büyük oyundan düşmesi anlamına gelir. Küresel liderliği Çin'e kaptırmak, asıl tehlike budur.

BATI'NIN "ENERJiK" PLANLARI
ABD Başkanı Trump'ın Suudi Arabistan ziyareti sırasında Kral Selman ile yaptığı Kılıç dansı sonrası bölgede dengeler değişti. Kireççi başta ABD olmak üzere Batı için Ortadoğu'nun önemini şu sözlerle anlattı: Dünyanın en kritik su yolları kavşağı bu bölgeden geçer. Maddi anlamda ise dünyanın en zengin enerji kaynakları buradadır. Ancak bu kaynakları koruyabilecek büyük bir devletin olmayışı buraları etkiye açık hale getirir.

RÖPORTAJ: ALİ DEĞERMENCİ