Bakan Işık'tan kritik Suriye açıklaması

Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, 24 Ankara temsilcisi Melik Yiğitel'e önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Işık, "Suriye'den çekilmedik, ihtiyaç duyarsak operasyon yapacağız" dedi.

Giriş Tarihi 24 Nisan 2017, 00:00 Güncelleme 24 Nisan 2017, 11:49
Bakan Işık’tan kritik Suriye açıklaması

İÇİNDEKİLER

Bakan Işık, Rusya ile S-400 görüşmeleriyle ilgili "imzalarda nihai aşamadayız. NATO'nun sistemine entegre edilecek bir silah alalım istiyoruz ama NATO buna izin vermiyorsa başımızın çaresine bakarız" ifadelerini kullandı.

Bakan Işık'ın açıklamalarından satır başları şöyle;

Şu anda güneyden özellikle PKK'nın Türkiye'ye yönelttiği tehditler dolayısıyla Türkiye müteyakkızdır. Bölgede Türkiye'nin oldu-bittiye müsaade etmeyeceğini herkes biliyor. Bizim yaklaşımımız Kürt bölgesi yaklaşımı değil; terör bölgesi yaklaşımıdır. Bölgedeki Kürtler bizim kardeşimizdir. Türkiye'nin problemi terör problemidir. PYD/YPG terör örgütüdür. şu anda Suriye'de en fazla Kürt öldüren örgüt PYD/YPG'dir. Kesinlikle bizim Kürt kardeşlerimizle ilgili farklı bir düşüncemiz yok. Kobani olaylarında kapıları açtık 200 bin Kürt kardeşimiz Türkiye'ye girdi. Türkiye'nin güvenliğini tehdit eden her türlü girişim Türkiye'nin hedefidir.

ABD TERÖR ÖRGÜTÜ PYD'NİN GERÇEK YÜZÜNÜ AFRİN'DE GÖRDÜ
PYD Münbiç'ten çekilmedi. Rejim ve Rusya'yı bölgeye çağırarak bir tampon oluşturma gayretinde. Biz ABD'lilere "Bu konu bizim kırmızı çizgimizdir, ABD'nin sözünü tutmasını istiyoruz" dedik. PYD'nin Rusya ve rejimi yanına çekmesi ABD açısından aydınlatıcı oldu. Aynı şeyi Afrin'de yaptılar. ABD zannetti ki, PYD hep bana çalışır. En ufak bir çıkar çatışmasında PYD, Rusya ve rejimle hemen işbirliği yapıyor. Bizim hedefimiz bölgedeki istikrarsızlığı arttırmadan istikrarı bir an önce sağlamak. Bununla ilgili ABD ve Rusya ile çalışmak durumundayız.

RAKKA'DA PYD KULLANILIRSA TÜRKİYE OPERASYONDA OLMAZ
Rakka'daki operasyon Türkiye'nin ulusal güvenliğini doğrudan etkiliyor. Rakka operasyonu bölgenin istikrarı açısından kritik öneme sahip. Rakka'da eğer PYD/YPG kullanılırsa, ABD'li meslektaşıma direk anlattım, operasyon çok fazla sürecek. Oranın halkı PYD bizi öz vatanımızdan eder diye düşünür ve halkı DEAŞ'ın kucağına iter. Biz bir an önce operasyonu yapalım derken içinden çıkılmaz duruma girilebilir. Bu noktada PYD/YPG unsurlarının kullanılmaması bölgenin DEAŞ'tan temizlenmesine katkı sağlar. Diyelim ki PYD'yi kullandılar, o halde Türkiye'nin bu operasyona destek vermesi mümkün değildir.

ERDOĞAN İLE TRUMP GÖRÜŞMESİ SON DERECE ÖNEMLİ
Bu operasyonda o bölgenin halkının yüzde 90'nından fazlası Arap kökenli. Arap unsurları kullanılmalı. Bu bölge DEAŞ'tan temizlendikten sonra bölge halkı 'Benim topraklarımı elimden alacaklar' diye endişe yaşamasın. Biz PYD/YPG unsurlarının yerine Özgür Suriye Ordusu'nu koyabiliriz. Arap unsurları da operasyona katılabilir. ABD'lilerin bunu yeniden değerlendirelim noktasında bir mutabakımız oldu. Muhtemelen büyük oranda Erdoğan-Trump görüşmesinde bu operasyon netleşecek. Ben çok önemli bir görüşme olacağını düşünüyorum. Bu görüşmenin hem Rakka, Münbiç, Suriye, Irak politikaları açısından son derece önemli ve değerli görüşme olacağını düşünüyorum.

KILIÇDAROĞLU'NA ASKERİ KARŞILAMADA BAĞLAYICI KARAR TEFTİŞ KURULU RAPORUDUR
Şu anda Hava Kuvvetleri, Deniz Kuvvetleri ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı Milli Savunma Bakanlığı'na bağlı. Hava Kuvvetleri kendi içinde bir inceleme yapmış. Ben de Teftiş Kurulu Başkanımızı bizzat görevlendirdim. Bununla ilgili inceleme yapıp bana raporu getir dedim. Hava Kuvvetleri komutanımızın değerlendirmesi kendi iç incelemesidir. Asıl karar bize bağlı Teftiş Kurulu'nun raporudur. Gelecek rapora göre biz de işlem yapacağız. Şu anda Hava Kuvvetleri'nin kendi iç incelemesi olabilir ama asıl bağlayıcı olan Teftiş Kurulumuzun getireceği rapordur.

BU KONUDA NİHAİ SORUMLULUK MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI'NINDIR
Raporu ve teklifi görmeden bir şey söylemek doğru olmaz. Müfettiş raporunun tüm detayları ortaya konmadan, normalde tören mangası çıkarılmaması gerekirken çıkarılması, seçim yasaklarına rağmen törenin yapılması, burada bir küsur ve kasıt var mı? Kasıt varsa nereden kaynaklanıyor. Müfettişin kendi kanaatini de koyup bana vermesi gerekiyor. Şimdi rapor gelmeden benim kanaatimi söylemem doğru olmaz. Hava Kuvvetleri'nin değerlendirilmesi nihai bir değerlendirme değildir. Bu konuda sorumluluk Milli Savunma Bakanlığı'dır.

FETÖ BÜYÜK ÖLÇÜDE TEMİZLENDİ ANCAK TAM OLARAK BİTMEDİ
TSK içindeki FETÖ hain terör örgütünün unsurlarının temizlenmesi için çalışmalar devam ediyor. Hepsi temizlendi dersek doğru olmaz. Ama hala FETÖ'cüler etkili dersek haksızlık olur. Önemli oranda temizlendi ama biz "Artık FETÖ bitti, içimizde kalmadı" dersek doğru olmaz. Türk vatanını bekleyen, topraklarımızı savunan peygamber ocağından bahsediyoruz. Bu ocakta sadece FETÖ değil hiçbir illegal unsura, organize yapıya müsaade edemeyiz. Her silahlı kuvvetler mensubuna FETÖ'cü gibi bakmanın çok yanlış olduğunu biliyoruz.

FETÖ'CÜLERİN ORGANİZE DARBE YAPMA İMKANLARI YOK
Organize darbe yapabilme imkanlarının olduğunu kesinlikle düşünmüyorum. Bu konuda aşırı bir endişe içerisinde bulunmanın doğru olduğun düşünmüyorum. TSK'da FETÖ'nün beli kırılmıştır. Bu yapıyla alakası olmayan hiç kimseyi töhmet altında bırakmayacak ama bu yapıyla irtibatlı olanları ortaya çıkarma gibi bir sorumluluğumuz var. Burada çok dikkatli ve temkinliyiz.

MİLLİ SAVUNMA ÜNİVERSİTESİ'NE 110 BİNDEN FAZLA BAŞVURU OLDU
FETÖ hain terör örgütünün TSK'yı eline geçirmek için en fazla yoğunlaştığı alanlardan biri de okullar. 1986 yılında soruların çalındığını biliyoruz. Dolayısıyla eğitim-öğretim konusunda Milli Savunma Üniversitesi'ni kurduk. 13 Şubat'ta Hava Harp Okulu, 14 Mart'ta Deniz Harp Okulu eğitime başladı. Şu anada kadar başvuru sayısı 110 binin üzerine çıktı. Bu gerçekten sevindirici. Türk Milleti'nin ordusuna sahip çıktığının göstergesi.