Manşetleri yıktık

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz manşetlerle çarpışarak bugünlere geldik. Kendi halkına ‘cahil’, ‘koyun sürüsü’, ‘bidon kafalı’, ‘göbeğini kaşıyan adam’ diyenlere eyvallah etmedik. Gücümüzü sandıktan aldık” dedi.

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 23 Mart 2017 Güncelleme 23 Mart 2017, 02:15
Manşetleri yıktık

İÇİNDEKİLER

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Anadolu Yayıncılar Derneği üyeleri ile bir araya geldi. Ardından Kastamonu'da açılışlar yapan Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:

TÜZÜKLERLE çarpışarak büyüdük diyen şairden ilham alarak ben de diyorum ki biz de manşetlerle çarpışarak bugünlere geldik. Geçmişte kimin iktidara geleceğini, kimin iktidardan düşeceğini manşetleriyle belirlemeye alışmış olanların düzenlerini bozarak yolumuzda yürüdük. Kendi halkına 'cahil', 'koyun sürüsü', 'bidon kafalı', 'göbeğini kaşıyan adam' diyenlere eyvallah etmediğimiz için her türlü saldırıya, hakarete maruz kaldık. Onun için 'Muhtar bile olamaz' diye, 'amiral gemisi' diye geçinenler biliyorsunuz sürmanşet attılar.

BUNLAR muhtarları küçümsediler ama biz şu salonda sürekli muhtarlarımızla Türkiye genelinde bir araya geliyoruz. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda yaptığım konuşmaya 'Sanki muhtarlara konuşuyor.' diyor. Ondan sonra da topladığı 30-40 tane muhtar kardeşimize 'Ben onu demek istemedim.' diyor. Biri soruyor tabii 'Ne demek istediniz, siz muhtarları nasıl küçümsersiniz?' diye. 'Ben onu demek istemedim. Tamam da ne demek istedin?

BİZ gücümüzü manşetlerden değil, sandıktan, milletimizden aldığımız için işte bu çarpık zihniyete meydan okuduk.

KENDİ ülkesini yurt dışındaki birtakım güçlere şikayet, ihbar edenlerle mücadelemizi sonuna kadar sizlerle birlikte sürdüreceğiz. Medya mensubu görüntüsü altında terör örgütlerine militanlık, yabancı servislere ajanlık yapanlara asla taviz vermeyeceğiz.

ADAM tam bir ajan terörist. Neymiş, basın mensubuymuş. 1 ay Almanya'nın İstanbul Başkonsolosluğunda misafir ediliyor, rezidansında. Tarabya'daki Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nün hemen altında. Şansölye, 'Bizim burada çifte vatandaş olan bir gazetecimiz var. Bunu bırakmanızı özellikle istiyoruz' diyor. 'Ben size 4 bin 500 PKK'lı teröristin dosyasını verdim ve bu teröristlerin iadesini istedim. Verdiniz mi?' 'Yargı bakıyor...' Bizde de bırakın yargı baksın. Onunla ilgili kararı da bizde yargı verir. Çünkü bizde yargı bağımsızdır.

HAYDUT MUAMELESİ YAPACAĞIZ
ELEŞTİRİ başım gözüm üstüne ama hakaret asla. Aileme, çocuklarıma varıncaya kadar hakaret edenler... Hukuki yollarımı aramak durumundayım. Bu gazetecilerin listesini verin dediğimizde gelen isimlere bakıyoruz, kim biliyor musunuz? Çok enterasan. Yurt dışı için söylüyorum, içlerinden katilden soyguncuya, çocuk istismarcısından dolandırıcıya kadar herkes var. Gelen listede sadece gazeteci yok.

BİZ asıl niyetin farkındayız. İşin ucu kendilerine dayanınca demokrasiyi, hakkı, özgürlükleri, adaleti, refahı rafa kaldırmakta beis görmeyenler, mesele Türkiye olunca hemen yüzlerine bir maske takıyorlar. Biz de bu şekilde maskeyle karşımıza çıkanlara artık haydut muamelesi yapma kararı aldık. Öyle ya, saklayacak bir şeyin yoksa niye maske takıyorsun? Çık ortaya, delikanlıca, 'Benim Türkiye ile meselem var, bölünmesini, parçalanmasını istiyorum.' de ki herkes kimin ne olduğunu görsün.

MUHALEFETİN bu konuyu anlatışına bakınca anayasa değişikliğinde yer alan 18 maddeyle uzaktan yakından ilgisi olmayan, maalesef bir kuyruklu yalan dizisi görüyoruz. Mesela, 'Cumhurbaşkanı parlamentoyu feshedecek.' diyor. Yahu cumhurbaşkanının böyle bir yetkisi yok. Bunu defaatle söyledik.

YALAN SÖYLÜYORLAR'
Erdoğan, "Yalan söylüyorlar. Yeni Anayasa'daki yazılı metinlerde var. Cumhurbaşkanının ülkeyi seçime götürme yetkisi yok. Bir erken seçim kararı mı alınacak, bunu cumhurbaşkanının tek başına alma yetkisi yok. Kiminle beraber alabilir? Ancak Meclis ile beraber alabilir. İkisi aynı anda, beraber seçime girecekler" dedi.