IŞIKLARI SÖNDÜRDÜK
5-10 dakika sonra Yüzbaşı Akın Aytekin beni aradı, 'Siz mi nöbetçisiniz? Genelkurmay'dan silah sesleri geliyor. Ne oluyor orada' dedi. Nöbet tuttuğumuz yerde bulunan sistem odası dışarıdan tamamen izole olduğu için ses duymamıştık. 'Tamam bakalım' dedim. Sivil memur arkadaşla birlikte dış kapıya yöneldik. 5 polis 'Çıkmayın içeri girin' diye işaret etti. Dışarıda hengame sesleri duydum. Hemen içeri girip ışıkları söndürdük. Uçak sesleri geliyordu. Nöbet tuttuğumuz yerde MİT Şube Müdürü Albay Halit Kaya arayarak, 'Aziz bana mesaj geldi. Karargaha çağırdılar, durum nedir' dedi. 'Komutanım girilecek gibi değil, gelmeyin' dedim. Televizyondan vatan hainlerinin darbeye teşebbüs ettiğini öğrendim. MEBS Başkanlığı'nda görevli Binbaşı Mutlu Burak Uyar, çelik yelek giymiş, elinde de silah vardı. 'Hayırdır Burak' dedim, 'Duruma uydum ben de' dedi. O arada Karargah Emniyet Subayı devre arkadaşım Yarbay Gökhan Eski'yi gördüm. Harp Okulu'ndan kursiyer öğrencileri getirmişler, onları mevzilendirmişler, tanklar mevzide. Daha sonra sivilleri giyip gittim. Tank Bölük Komutanını gördüm, 'Tankların çoğunu kaybettim. Genelkurmay'ı korumaya gelmeniz lazım dediler, geldim. Şimdi neyi koruduğumuzu bilmiyoruz' dedi. Bu arada ismini bilmiyorum bir yüzbaşı '1 Numara Almanya'ya kaçmış, başardık bu işi' diye bir açıklama yaptı. '1 Numara kim' deyince Sayın Cumhurbaşkanını kastetti. Cumhurbaşkanı Atatürk Havalimanı'nda açıklama yaptığını gördüğüm için buna inanmadım. Sonra polisler bizi teslim aldı. Ankara il Emniyeti'ne götürüldük. Orada durumu daha iyi anladım."
YALANIN GÖRÜNTÜSÜ
Zorla götürüldüğünü iddia eden Binbaşı Aziz Onur sözlerini şöyle sürdürdü: "Bizi dışarı çıkaran Özel Kuvvetlere bağlı ekip ve Ahmet İlhan Ayşan Binbaşı, kamera kayıtlarının yedeklendiği diski sökmüş. Normalde bunun yedeklemesi bizim bilgisayar merkezinde olmuyordu. Nizamiyede tutuluyordu. Bir polisi tüfekle yaralayıp, oradaki kayıtları alıp götürmüşler."
Yüksel TEMEL