Sığınmaevi personeline eğitim veriliyor

Hazar Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği ve Küçükçekmece Belediyesi ortaklığıyla yürütülen Wo/men For Women projesi AB fonlarıyla hayata geçiyor. Kadına yönelik şiddeti mercek altın alan Projede pek çok faaliyet yer almakta.

Giriş Tarihi 21 Kasım 2014, 00:00 Güncelleme 21 Kasım 2014, 20:32
Sığınmaevi personeline eğitim veriliyor

İÇİNDEKİLER

İlk faaliyeti, Belçika'da aile içi şiddetle ilgili yapılan düzenlemeler ve iyi uygulama örneklerini görmek olan projenin ikinci faaliyeti Küçükçekmece ve Üsküdar'da aile içi şiddeti ortaya çıkartmak için yapılan saha araştırmasıydı.

Sığınmaevlerinin personeline yönelik olarak kalite ve verimliliği artırıcı eğitimleri vermek projenin bir başka faaliyeti. İstanbul Şehir Ünv den Prof. Dr. Medaim Yanık ve Yard. Doç. Ceren Acartürk'ün vereceği eğitimlerin ilki Hazar Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneğinde gerçekleşti.

AİLE İÇİ ŞİDDET KADINLARIN PSİKOLOJİSİNİ BOZUYOR

Türkiye'de yaşanan şiddetin boyutlarına dikkat çekilen eğitimde kadınların hamileyken bile şiddete muhatap olabildiği, şiddette uğrayan kadınların 4 te 1'inin yaralandığı ifade edildi ve duygusal şiddet yaşayanların yara izlerinin yıllarca silinmediği vurgulandı.

Şiddet uygulamayı artıran nedenlerin başında alkol ve madde bağımlılığı geliyor. Psikolojik sorunu olanlar ve çocukken cinsel ya da fiziksel şiddet görenler diğerlerine göre daha fazla şiddet uygulamaya meyilli oluyor.

Aile içi şiddete uğrayan kadınların psikolojik sorun yaşamaması çok mümkün değil. Kişinin maruz kaldığı şiddetin ağırlığı ya da devamlılığı yaşanan travmanın ağırlığını da belirliyor. Doğal olaylar ardından yaşanan travma sonrası stres bozukluğu oranı % 3-6 aralığında iken aile içi şiddet dolayısıyla oluşan travma sonrası gerçekleşen stres bozukluğunun oranı % 40-46 civarında olması oldukça düşündürücü. Travmayı yaşayan kişi direk etkilenirken olaya şahit olanlarda bu travmadan etkileniyor. Bu da aile içi şiddete tanık olan çocukları da travmaya açık hale getiriyor. Annesine şiddet uygulanmasına şahit olan bir çocukta konuşma bozukluğunun meydana gelmesi gibi.

YAŞANAN TRAVMA KİŞİLERİ NASIL ETKİLER

Travma yaşayan kişilerde beynin konuşma yapısı bozulabilir. Kişi bulunduğu ortamdan fizik olarak uzaklaşamayınca zihin olarak uzaklaşmayı seçebilir yani dissosiyasyon oluşabilir. Ya olayı tamamen unutmak ya da travma anını sürekli yeniden yeniden yaşamak gibi hafıza sorunları yaşayabilir. Uyku ve yeme bozukluğu, kabus görme, huzursuzluk, depresyon, intihar, konsantrasyon sorunları, kafa karışıklığı, düşünmede yavaşlama, hissizlik gibi sonuçlarla karşılaşılabilir.

Muhtemel bir travmayla sığınmaevine gelen kadınların tıbbı, fiziki ve psikolojik açıdan değerlendirerek gerekli planlamaların nasıl yapılacağı, psikolojik olarak yatarak tedavi edilmesi gerekenle kurumda tedavi edilebileceklerin nasıl ayırt edilebileceği, bu travmadan çocukların nasıl etkilendiği ya da ensest gibi vakaların olup olmadığının tesbit edilmesi konuları eğitimde enine boyuna masaya yatırıldı. Kadınların sağlıklı düşünerek geri kalan hayatlarını planlamaları için onların sosyo -kültürel arka planı ve partner bilgilerinin de çok önemli olduğu ifade edildi.

Şiddet uygulayanların temelde 2 gruba ayrılabileceği söylendi.

1- Şiddeti kontrol mekanizması olarak kullanan psikopat kişiler: Bunların tehlikeli olduğu, tedaviye yatkın olmadıkları ve tedavi süreçlerinin zor olduğunun altı çizildi.

2- Anlık öfke ile şiddet uygulayan kişiler: Bu grupta olanlar aslında şiddet uygulamayı alışkanlık edinmiş kişiler olmayıp rehabilite edilebilecek kişilerdir. Mağdurenin anlatımlarından partnerin birinci gruba mensup olduğu izlenimi oluşursa kadının bilgilendirilmesi gereğine dikkat çekildi.