Adalet göçük altında

Soma ve Ermenek facialarından sonra caydırıcı cezalar beklenirken Karadon'dan kara haber geldi. Mahkeme, 30 madencinin öldüğü faciayı "taksirle ölüm" suçundan değerlendirdi. Patrona 10 yıl hapis verdi. İnsan hayatını yok sayan ihmalin trafik kazasıyla bir tutulması "Adaletin bu mu dünya" dedirtti

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 01 Kasım 2014 Güncelleme 01 Kasım 2014, 01:59
Adalet göçük altında

İÇİNDEKİLER

Türkiye 1 yıl içinde iki büyük acı yaşadı. Soma'daki faciada 301 işçi ölürken bu kez Ermenek ağlattı. Ermenek'ten mucize beklenirken, 4 yıl önce Zonguldak Karadon'da meydana gelen maden faciasıyla ilgili davada dün karar çıktı. Ancak karar, tartışma yarattı. Çünkü Zonguldak Ağır Ceza Mahkemesi, faciayı trafik kazalarında uygulanan "taksirle ölüme neden olma" suçundan değerlendirdi. Bu nedenle madeni işleten Yapı-Tek firmasının sahibi Halim Köse ile proje sorumlusu Kadir İpek'e "taksirle 30 kişinin ölümü ve 11 kişinin yaralanmasına neden olmak" suçundan 10'ar yıl hapis verdi. Mahkemenin insan hayatını hiçe sayan bu faciayı trafik kazasıyla bir tutması, büyük tepki çekti. Eğer mahkeme Türk Ceza Kanunu'ndaki "bilinçli taksir" ve "olası kast" gibi hükümleri uygulasaydı sanıklara 25'er yıla kadar hapis cezası verebilecekti. Sanıklar için "iyi hal" hükümlerini de uygulayan Mahkeme, cezalarda 6'da 1 indirim yaptı. Böylelikle Köse ve İpek'e verilen cezalar 10'ar yıla düştü.

ERMENEK İÇİN ADLİ KONTROL

Kamu görevlisi olan diğer sanıklar için de 1'er yıl meslekten men cezası verildi. Yani biraz beklerlerse hükümlülerin yeniden madencilik yapabilecekler. Bu arada Ermenek'teki kazayla ilgili olarak da yine ilginç bir karar alındı. Ermenek Cumhuriyet Başsavcılığı "Madende mahsur kalan işçilerin halen sağ veya ölü olarak çıkarılamamış olmaları nedeniyle" şirket sahibi ve sorumlular hakkında sadece adli kontrol talebinde bulundu.

ACININ KIYISINDA

Binlerce ton suyun altında kalan 18 işçiyi arama ve kurtarma çalışmaları dün de hız kesmeden sürdü. Ancak saatler geçtikte umutlar da tükenmeye başladı. Suyun yükselmesinin durduğu fakat çamur ve balçığın çalışmaları zorlaştırdığı belirtildi. Madenden çıkan su yer yüzünde ise annelerin eşlerin, babaların, evlatların gözyaşlarına karıştı. Suyun kenarında bekleyen kadınların hali yürekleri dağladı. ÇANAKKALE Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Maden Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zeki Karaca'nın açıklamaları da acıyı dağladı. Karaca, "Su tahkimata büyük bir zarar vermiş durumda. Burada mahsur kalan işçilerimize ulaşım belki altı aylık bir zaman alacak. Belki daha fazla. Umarım daha kısa sürede biz bu işçilerimize ulaşabiliriz" dedi.

SIZINTIYI ÇAMURLA KAPATMIŞLAR

Ermenek'te 18 işçinin mahsur kaldığı Has Şeker Maden Ocağı'nda çalışan işçiler, bölgenin krokisini çizdi. Aynı ocaktan emekli olan madenciler, su basan ocağın, yıllar önce terk edilen 2 maden ocağının ortasına açıldığını söyledi. Kapanan iki ocakta bir baraj gölü kadar su biriktiğini belirtti. Madenciler, patronun fazla kömür çıkarabilmek için izin verilenden daha ileri giderek kapalı madenin duvarını deldiğini söyledi. İşte o işçilerin tüyler ürperten açıklaması: "Madende 1 yıl önce su sızıntısı oldu. Ancak bu sızıntı çamur sürülerek kapatıldı. Maden sahalarının kiralanma aşamasında açılan maden sahasında belli metreler dahilinde izin verilir. Arazide sondaj çalışması yapılarak su olan yerler tespit edilir. Kazılar, su göz önüne alınarak ilerler. Ancak bu maden ocağında sondaj çalışması yapılmadan ilenlerdi. Bu nedenle içi su dolun kapalı maden ocağı ile Has Şekerler Maden Ocağı birleşti. Bu sular da 18 arkadaşımızın bulunduğu madeni bastı."

'ARKAMDAN SU GELİYORDU'

Ermenek'teki faciadan sağ kurtulan 18 yaşındaki Mesut Öner'in anlattıkları tüyler ürpertti: "Ocakta, yukarıdan sulu kömür geldiğini fark ettim. Hemen diğer bacaya geçtim. Su çoğalmaya başlayınca Hasan Tuncer işçileri uyarmak için yanımızdan ayrıldı. Bu sırada ortalığı bir duman kapladı. Su içinde 350 metre koşup bin 100 basamak çıktım. Koştukça arkamdan su geliyordu. Ümidimi kestiğim anda girişteki ışığı gördüm. Üç aydır maaş alamıyorduk. Hatta olayın olduğu gün maaşımızın yatacağını söylemişlerdi."

Ersan ATAR-Deniz DERİN