Üst aklı biliyoruz

Erdoğan, Kobani olaylarıyla ilgili net konuştu: Kobani ile alakalı olarak daha üst bir akıl var. Sınırlarımızda oynanan oyun sıradan bir oyun değil. Oyun içerisinde oyun. Fakat bir hesap karşısında, oyun bozuluyor...

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 26 Ekim 2014 Güncelleme 26 Ekim 2014, 02:27
Üst aklı biliyoruz

İÇİNDEKİLER

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Estonya dönüşünde gazetecilerin sorularını cevaplandırdı.

Ortadoğu'da nasıl bir sıkıntı var? Türkiye fedakarlık yapıyor ama sanki savunma psikolojisine itiliyor?
Maalesef ciddi bir dezenformasyon var.
Maalesef ülkemizdeki bazı görsel ve yazılı medya organları da dahil olmak üzere, konuşanlar başlık atanlar bunu yapabiliyor.
Örneğin, Sayın Obama ile yaptığımız görüşmeden sonra birçok uydurma haber ve yorumlar yapıldı. Görüşmeler esnasında benim Obama'ya söylediğim şuydu: PYD'ye yapılacak olan bu yardımları tasvip etmemiz mümkün değil. Çünkü PYD, PKK ile eş bir terör örgütüdür. Sayın Obama'nın görüşmeden sonra kalkıp hemen 3 C 130'la, silahları Kobani'ye indirmiş olmaları tasvip edilmez. Ne oldu? Bu indirilen silahların bir kısmı IŞİD'in eline düştü.

Silahlar terörün eline geçiyor...
Şimdi bunun Musul'da olandan bir farkı var mı? Yok. Musul'da da Maliki ordusu kaçtı, Amerika'nın Ordu'ya vermiş olduğu bütün o ağır silahlar tank, top, diğer uzun menzilli o silahların hepsi kimin elinde kaldı? IŞİD'in. Bunlar ortada iken Kobani ABD için niçin bu kadar stratejik? Bana söylenen tek bir şey var: "Eğer Kobani düşerse IŞİD 'Bak ABD'ye, koalisyon güçlerine karşı bir zafer kazandım' edasıyla dolaşacak". Dediği bu.

Salih Mürsim, "kimse bizi Esad'la savaştıramaz' dedi.
Zaten PYD'nin önceki destekçisi kimdi, rejimdi. Rejim PYD'yi destekliyordu. Rejim daha sonra PYD ile arayı açtı. Ondan sonra da belli bir süre de, aynı zamanda IŞİD'i de destekledi.Bu arada Obama ile yaptığım görüşmede, 'Ben bu gece hemen Barzani ile gerekirse görüşürüm, kendilerinden Peşmergeleri gönderme işinin hızlandırılmasını isterim' dedim. Gece 2, kendisiyle bu görüşmeyi yaptık.
Obama'nın verdiği cevap şuydu: 'Kobani'dekiler 2-3 gün bile dayanamazlar.

PYD'nin amacı ne?
Tabii oradakilerin hesapları bana göre farklı. Neydi hadise? PYD, Peşmerge'nin gelmesini istemiyor.
Peşmerge gelirse, Kobani'ye hakim olur diye istemiyor. Yani, Kürt Arap, Türkmüş o mesele değil. PYD, oraya peşmergenin gelmesi durumunda oyununun bozulacağını düşünüyor. Tezgah bozulacak. Bundan dolayı Peşmerge'yi istemiyor. Hür Suriye Ordusu'nu da istemiyor.

Nedir bu?
Onu artık siz düşüneceksiniz.
Muhtemelen daha üst bir akıl var.

Kobani neden aniden bu denli önemli hale geldi?
Bunu konuşmak için biraz erken. Ama, sınırlarımızda oynanan oyun sıradan bir oyun değil. Basit bir oyun değil. Niye çünkü, 1295 kilometrede oyun oynanıyor.

Büyük oyundan bahsettiniz. Bu büyük oyun içerisinde Gezi, 17 Aralık 25 Aralık. Böyle büyük bir çerçeve mi?
Onlar tabii, şu anda Suriye planının dışında olanlar. Gezi'de 17, 25 Aralık'ta bunların hepsi iktidarımıza yönelik, Türkiye'ye yönelik operasyonlardı.

Bugünlere hazırlık mıydı, elinizi zayıflatmak için?
Rabbimden başka bizim elimizi kimse zayıflatamaz. Biz bu noktada rahatız. Biz inandığımızı yapmaya devam edeceğiz.

Kobani'ye koridordan, 1300 Özgür Suriye Ordusu mensubunun geçeceği konusu netleşti mi?
Evet. 1300 rakamını Özgür Suriye Ordusu yetkilileri ifade etti.

PKK eylemleri ve sürece yönelik saldırılar bu oyunun içinde mi?
Hepsi bunların içinde. Yani çözüm sürecinin özellikle engellenme gayretleri de bu işin içinde. Tabii, PKK bir defa Türkiye'de barışı istemiyor. PKK'nın uzantısı olan siyasi parti de barışı istemiyor.
İki kere iki dört. makinelerini yaktılar.

Validebağ yeni Gezi hayali mi?
Arkadaşlar çok açık söyleyelim:
Validebağ konusunun, cami ile inşaatla yakından uzaktan alakası yok. Ama bazılarının bu ülkeye herhangi bir sevgisi, sevdası yok. Valideboğ Korusu mezbelelikti.
Üsküdar Belediye Başkanı benden rica etti, Başbakanlık dönemimde. 'Burayı bize veya İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne tahsis edin' dedi. Orada mescid var ya. Kimileri bundan rahatsızlık duymuş olabilir.

MERKEL'E PKK BELGELERİNİ VERDİM

Almanya'nın PKK için tavrını değerlendirmeleriniz?
Maalesef Almanya özellikle PKK konusunda ben sayın Şansölye'ye belgeler verdim. Ciddi sayıda belgeler verdim. Ve kendisinin bana ifadesidir: "Bunlar hakkında açtırdığımız 4000 dava var" Ama bu 4000 davanın içinden net gördüğmüz bir tane yok. Ve biliyorsunuz bölücü terör örgütünün şu anda ciddi manada yerleştiği yerlerden bir tanesi Almanya'dır. Kendilerine söylediğimiz zaman bunu; "Kontrolümüz altındadır." diyorlar ve geçiştiriyorlar. Mesela Cardiffte Nato zirvesinde, yine onlar da silah yardımı yapacaklarını söyledikleri zaman ben de kendilerine şöyle dedim: "Kime yapacaksınız bu silah yardımlarını? Buradaki gruplardan hangisine bu silahı vereceksiniz, verdiğiniz bu silahların yarın IŞİD'in eline geçmeyeceğini kim garanti edebilir. Bunları bizzat konuştum orada...

CIA VE MİT GÜLEN'İ GÖRÜŞÜYOR
ABD Başkanı Obama ile Fethullah Gülen'in iadesini konuşmuştunuz, bu konuda bir ilerleme sağlandı mı?
Bunu kendilerine ve gelen temsilcilerine, Başkan'a, Biden'a, Kerry'e. Ticaret Bakanlarına devamlı söylüyoruz söylemeye devam edeceğiz. Aynı şekilde CIA yetkilileri ile İstihbarat Örgütümüzün görüşmeleri devam ediyor. Yani "bunu ya deport edin ya bize iade edin.' Ama birinci derecede deport edilmesini istiyoruz. Bunu söylüyoruz. Bir yeşil kart meselesi var, bu kartın ağırlığını kaybetmesi meselesi var. Bunu bize gerekçe gösteriyorlar. Tabii ki bu halen devam eden bir süreçtir. Neticesi ileride ortaya çıkacaktır.

Bekir HAZAR