Paralel Yapı birimleri 'Şemdinli'yi de yazdı

Halen yargıda görevli kripto paralelci hâkim, Umut Kitabevi'nin bombalanmasıyla ilgili hukuki süreci ve örgüt yapısını SABAH'a anlattı: Bazı önemli davaların iddianamelerini biliyorum. Şemdinli iddianamesini de savcılar yazmadı, Paralel Yapı'nın farklı birimlerince kaleme alındı. Paralel Yapı'nın ordudaki üyelerine tanınmamaları için eşleriyle plaja gitme 'ruhsat'ı verildi. Beş vakit namaz bile 'ruhsat'la 3 vakite indirildi

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 30 Temmuz 2014 Güncelleme 30 Temmuz 2014, 01:57
Paralel Yapı birimleri ’Şemdinli’yi de yazdı

İÇİNDEKİLER

Cemaatin devlet içinde örgütlenme yöntemlerini ilk kez SABAH'a açıklayan yüksek yargı mensubu kripto paralelci hâkim, yakın geçmişteki davalara ilişkin de önemli bilgiler verdi. Kendisi de cemaatte yargı imamlığı yapmış olan hâkim, Savcı Ferhat Sarıkaya'nın imzasının bulunduğu Şemdinli İddianamesi'nin cemaat tarafından hazırlandığını açıkladı. İşte kripto cemaatçi hâkimin yeni ifşaatları:

Hukuk Fakültesi'ni bitirip hâkim olarak atandıktan sonra cemaat sizden ne gibi taleplerde bulundu?
İlk atandığım yer küçük bir ilçeydi. Atandıktan sonra ilçemde ve yakın ilçelerde görev yapan cemaat içinde bulunan arkadaşlarla bağlantı kurdurulduk. Her 15 günde bir en geç ayda bir, bir arkadaşın evinde toplanırdık. Cemaatten bir abi evlenmemi istedi. Beni cemaat mensubu birkaç bayanla görüştürdü. Dışarıdan evliliklere cemaat sıcak bakmaz.

Yargıda bulunan cemaatten olmayan diğer meslektaşlarınızla ilişkileriniz nasıl?
Cemaat kapalı bir topluluktur. Başkalarıyla ilişki kurmaya pek izin vermezler. Ancak çocuklarınızı cemaatin kolejlerine ve dershanelerine vermeniz de yasaktır. Asla izin vermezler. Yargı mensupları, emniyet mensupları, askeriye mensupları ve önemli bürokratlar çocuklarını cemaatin eğitim kurumlarına veremez. Cemaatin finans kurumuna para yatırmak da yasaktır. Maksat deşifre olmamaktır.

Peki, cemaatin 17 Aralık - 25 Aralık operasyonlarına nasıl bakıyorsunuz?
Hükümetle cemaatin arasının açılması aslında 2010-2011 yıllarına dayanıyor. O yıllarda yaptığımız toplantılarda Başbakan'ın 2014'te ülkenin başında olamayacağını zaten hizmet mensubu arkadaşlarımız beyan ediyorlardı. Hâlâ da bu umutla yaşıyorlar biliyor musunuz? Bana göre sayın Başbakan'ın o dönemde cemaat tarafından fişinin çekildiğinden haberi yoktu. MİT olayı ile sayın Başbakan biraz uyansa da tam olarak uyanması 17 Aralık hadisesi ile oldu. Ama cemaat lideri olan kişiler hükümetle olan ilişkiyi koparmak için kendi tabanlarını da ikna edebilecek, o tabanı AKP'den koparacak bahaneler arıyorlardı.

BAŞBAKAN'IN ÇEVRESİNDEKİLERE KARA PROPAGANDA

Dershane meselesi de bu bahanelerden biriydi değil mi?
Önce 2010'un sonlarına doğru Beşir Atalay, Hakan Fidan ve daha sonra Efkan Ala'nın İrancı oldukları, Ahmet Davutoğlu'nun da Yahudi dönmesi olduğu, Başbakan'ın çevresi tarafından yanıltıldığı propagandasını tüm bürokrasi sohbetlerinde işlemeye başlamışlardı. En sonunda da kendi tabanlarını iknaya yönelik dershane meselesini gündeme getirdiler. Cemaatin önderleri dershane düzenlemesinin olacağını, bu yönde hükümetin bir hazırlığı olduğunu, çok önceleri biliyordu zaten. Tamamen algı yönetimi. Sayın Başbakanın başbakan olarak devam etme olasılığını cemaat hiç istemiyor.
Yargıda adalet ise şu anda önemli değil, önemli olan cemaat mensubu arkadaşların önemli görevlerde yer tutması. Bir de HSYK'nın arkalarında olduğu kanaati de buna eklenince, kimse adalet dağıtmanın peşinde değil; herkes her yerde olmanın peşine düştü. Mesela önemli davaların iddianamelerini ben biliyorum o cemaat mensubu savcı arkadaşlarımız yazmadı, meşhur Şemdinli davası iddianamesi de aynı şekilde yazıldı. Bunlar cemaatin farklı birimlerinde yazıldı. Bu kadarını söyleyebilirim.
Tüm bunları devlet çıkarıp bulacak.

'SABIR DÖNEMİ BİR AVUNTU'

Cemaat bana göre bu hamleleri ile intihar etti. 40 yıllık emek heba edildi. Şimdi çıktılar "sabır" dönemi ilan ettiler cemaat içinde. Hepsi avuntu bana göre. Üst kesim, bu işleri organize eden kesim bizim gibi alt kesime her toplantıda, sohbette umut vaat ediyor ama dedikleri hep boş çıkıyor. Camia 12 yılda AKP döneminde hiç olmadığı kadar büyüdü. Çok yanlış strateji izlendi. Tam bir vefasızlık örneği sergilendi.

Bakıyorum da Zaman gazetesinde yazan bir kısım köşe yazarı ne kadar da cemaatçi kesilmiş, bu kişilerin evveliyatı nedir? Sırça köşklerinden hamasi nutuklar atmak kolay. Allah bunun hesabını mutlaka soracak.

'KENDİMİZE YABANCILAŞTIK'

Kendinize ters bir hayat tarzını yaşamak zor olmadı mı?
Eşim paralel yapının gizlenme taktiği nedeniyle talimatla başörtüsünü attı, travma yaşadı. Ağzıma almadığım içkiyi kullandım. Kendimize yabancılaştık. Bazen şizofren olduğumuzu düşünüyorum. Beş vakit namazları bile 'ruhsatla' üç vakte indirdik. Askeriyedeki elemanlara eşleriyle plajlara da gidebilme 'ruhsatı' da verildi.

Abdurrahman ŞİMŞEK / SABAH