Gülen cuntası yok ediliyor

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 25 Temmuz 2014 Güncelleme 25 Temmuz 2014, 03:09
Gülen cuntası yok ediliyor

İÇİNDEKİLER

Yakın zamana kadar 'emniyet-yargı-iş dünyası' üçgeninde etkili hamleler yapabilen Cemaat'in bir ayağı kırılmaya başlanırken, bu bağlamda Fethullah Gülen Cuntası'nın vesayet rejimine yönelik tüm hamlelerinin bir bir ortaya döküleceği konuşuluyor.
Yasa dışı dinlemenin yanı sıra devletin kılcal damarlarına girerek gerçekleştirilen "casusluk" iddiaları başlı başına felaket. Ulusal güvenlik çeperlerinin yırtılması manasındaki derinliğe göz atalım.
BEKA MESELESİ:
Hatırlayalım...
MGK, 26 Aralık 2013 tarihli toplantısında, Paralel yapı için "Devletin içerisindeki bir yapılanma bir BEKA meselemiz haline gelmiştir" denilerek stratejiye yerleştirildi.
Milli güvenlik ulusal stratejisine göre devletin dört önemli menfaati var. Vatan savunması, bölgesel menfaat, ekonomik menfaat, milli değerlerin üzerine titremek...
Bu menfaatlerin korunması için de 4 yoğunluk derecesi bulunuyor: Önemli, Çok önemli, Hayati, Beka...
Milli Güvenlik Kurulu, paralel yapı için en önemli yoğunluk olarak BEKAYI görmüşse, bekanın tehdit altında olduğunu algılamışsa, bugün ve yarınlarda yapılacak olanların hepsi vatan savunması olarak kabul edilmektedir. Bu amaçla milli olan tüm güçler bu tehdidin bertaraf edilmesi için harekete geçirilir. Ve bunun da anlamı Devletin "savunma refleksi" devreye girecek demektir. Siyaset vasıtaları denilen bu savunma refleksleri de şöyle sıralanıyor:
Kısmi seferberlik, Seferberlik, Askeri güç kullanma, Topyekûn savaş... İSTANBUL'DAKİ GÜLEN CUNTASINA YÖNELİK OPERASYONLAR DEVLETİN, PARELEL YAPIYLA TOPYEKÜN SAVAŞIDIR Gülen Cunta'sının polis şeflerine yönelik suçlamalar ''Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme'' başlığında yer alıyor.
Casusluk soruşturmasıyla "Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genel Kurmay Başkanı ve Mit müsteşarı Hakan Fidan'ı dinlemek, Devletin Adana MİT operasyonunu bozguna uğratmak, Dışişleri Bakanlığı'nda yapılan Süleyman Şah çok gizli toplantısının dinlenmesinin arka planının ortaya çıkarılması" hedefleniyor.

Süleyman Şah dinlemesi

Dinleme olayları içinde Dışişleri Bakanlığı'nda 13 Mart 2014 günü yapılan Süleyman Şah çok gizli toplantısı başlı başına bir felakettir. Bu yapılan düpedüz casusluk faaliyetiydi.
Emniyet müdürü Hanefi Avcı ne demişti? ''Cemaat tüm bilgilere hâkim. MİT'in, Emniyet'in, Maliye'nin bilgileri ellerinde. Bu, büyük bir güçtür. İşin çapı büyük. Cemaat kendi parasıyla dinleme cihazı alıp bunları Emniyet İstihbarat'ta tutup kullanıyor. İPLERİ TUTAN EL DIŞARIDA. Polisle adliyeyi dışarıdaki cemaatin yönetici kadroları koordine ediyor. Polis ve Yargı'dan sonra MİT'i ele geçirmek istediler. Başaramadılar.'' Gülen Cuntası'na yönelik operasyon sayesinde AK Parti hükümetini yıkmaya yönelik Neo-Con'lar, İsrail ve içerideki bazı güç merkezleri arasındaki işbirliğini net bir şekilde görebileceğiz. Böylece Mossad, CIA gibi yabancı servislerin kılcal damarlarına girilmesi mümkün olacaktır.
Bir numaralı ismi pensilvanya'da oturan Cunta'nın, Hakan Fidan üzerinden yasa dışı dinlemeler yapmasının ,kimin adına ve kime servis ettikleri ortaya çıkarılabilirse,devletin kalelerine girmiş yabancı ellerin kırılması kolaylaşacaktır.

SONUÇ:
İstanbul'da başlayan casusluk operasyonunu perdelemeye, Başbakan Erdoğan 'intikam alıyor' yaygaraları ile kapatmaya kimsenin gücü yetmez. Sadece Süleyman Şah toplantısını dinlemek, sızdırmak, yabancı ellere servis etmek parelel yapının parmaklarının kırılması için yeter de artar.
Cumhurbaşkanı-Başbakan-Genel Kurmay Başkanı arasında STRATEJİK BERABERLİK bulunmasa ve DEVLET AKLI devreye girmemiş olsaydı, hayati mücadelenin düğmesine basılamazdı.
İstanbul'daki operasyonun derinliği budur.