Başbakan Erdoğan: Bir sapıklığın içindeler!

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Osmaniye'de halka seslendi.

Giriş Tarihi 03 Mart 2014, 00:00 Güncelleme 03 Mart 2014, 20:23
Başbakan Erdoğan: Bir sapıklığın içindeler!

İÇİNDEKİLER

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Osmaniye Devlet Bahçeli Meydanı'nda partisince düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, tüm ilçeleri sayarak, buralardaki tüm vatandaşlara selam gönderdi.

"Aşkınıza, sevdanıza, coşkunuza ahde vefanıza yürekten teşekkür ediyorum. Rabbim kardeşliğinizi daim eylesin, Rabbim dirliğimizi, birliğimizi, dayanışmamızı muhafaza eylesin" diyen Erdoğan, 30 Mart seçimlerinin Osmaniye ve Türkiye için hayırlı olmasını diledi.

Niğde'deki mitingin ardından meteorolojik nedenlerden dolayı Osmaniye'ye gelmekte geç ifade ederek, bekleyen vatandaşlardan haklarını helal etmesini isteyen Başbakan Erdoğan, "Sivas'ta bir şey söyledik; 'uzun, ince bir yoldayız gidiyoruz gündüz gece' dedik. Evet gideceğiz gündüz gece, durmak yok yola devam dedik" diye konuştu.

Sivas, Yozgat, Afyonkarahisar, Kütahya, Burdur, Uşak, Balıkesir, Kırklareli, Denizli, Isparta, Muğla ve bugün de Niğde'nin ardından Osmaniye'de vatandaşlarla buluştuklarını, kucaklaştıklarını anlatan Erdoğan, "13 yıldır yollardayız, milletimizin içindeyiz. Şehirlerimizin coşkusu bu sefer çok başka, bambaşka bir coşku var, heyecan var. Milletimizin heyecanı bu defa çok başka, muhabbet bir başka. Yollar, sokaklar, evler, balkonlar, pencereler bambaşka. Bu aziz millet hükümetine sahip çıkıyor. Başbakanına, kendi hizmetkarına sahip çıkıyor. Millet sandığa sahip çıkıyor, milli iradeye sahip çıkıyor, ülkesine, vatanına, bayrağına, istikbaline sahip çıkıyor" ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin 30 Mart'ta, bugüne kadarkilerden çok daha farklı, çok önemli bir seçime hazırlandığını ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İstikbalimizi aydınlatacağımız bir seçime giriyoruz. Burada şu çok önemli hususları sizlerle paylaşmak istiyorum. 30 Mart seçimlerinin sonucu şimdiden belli oluyor. Bütün saldırılara rağmen, hücumlara rağmen AK Parti bir kez daha gümbür gümbür geliyor. AK Parti mahalli seçimlerde yeni bir rekora hazırlanıyor, AK Parti sandıktan bir kez daha birinci parti olarak çıkıyor. Anketler bunu gösteriyor, sokak bunu gösteriyor, meydanlar bunu gösteriyor. Bunu biz, ne kadar biliyorsak, siz ne kadar biliyorsanız, inanın muhalefet de çok iyi biliyor. 30 Mart'ta bir kez daha yenileceklerini anladılar.

Bitlis'te bir araya geldiler. Nasıl da birleşiyorlar CHP, MHP, BBP, DSP ve Demokrat Parti beşi bir olmuşlar. Topunu bir yere koysan yüzde 7 yapıyor. Kırk çürük yumurtadan bir sağlam yumurta olur mu? Olay bu, olmaz. Kaybedeceklerini bildikleri için kara propagandaya başladılar. Ne diyorlar 'sandıkta hile olacak' iftiralarını yaymaya başladılar. CHP'nin genel müdürüyle MHP'nin genel başkanı ruh ikizidirler. Bunlar yanlarına bir üçüncüyü buldular. Kim o? Pensilvanya. Şimdi 3 kafadar bir araya geldiler ve sokakları kendilerine göre hareketlendirecekler."

-"Kainatın imamı var Pensilivanya'da"

AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, vatandaşların evlerinin kapılarını çalıp, "AK Parti'ye oy vermeyin de CHP'ye, MHP'ye oy verin" diyenler olabileceğini ifade ederek, "30 Mart'ta bunlara şunu söyleyeceksiniz; 'Benim başörtümle siz uğraştınız, siz. Sizin imamınız bizim başörtümüze 'furuattır' dedi. 28 Şubat'ta imam hatipler kapatılırken, üniversiteler kapatılırken, başörtülülerin önü kesilirken sizin imamınız başörtüsü 'furuattır, açın başınızı girin' dedi. Öyle mi? Hadi sen kardeşim, sen git' deyin" diye konuştu.

Erdoğan, kendilerinin sadece cami imamlarını bildiklerini ama paralel yapının kendilerine göre imamları bulunduğunu vurgulayarak, "Şimdi bunların kendilerine göre imamları var, kainatın imamı var Pensilvanya'da. Kıtaların imamları var, bir de Türkiye'nin de imamı var, Türkiye'deki kurumların imamları var. Ben de şaşırdım, bayağı safmışız. İllerin, ilçelerin imamları var. Bu arada cennet, cehennem satabilirler" diye konuştu.

Alandakilerin "Dik dur eğilme, imam hatip seninle" tezahuratları üzerine Erdoğan, "Hiç endişeniz olmasın. Bu Başbakanınız oradan geldi mi, 4 çocuğu oradan geldi mi? Endişeniz olmasın. Biz, bu işte çok çile çektik, fakat biz ayrım yapmadık" dedi.

-"Okyanus ötesine verip veriştiriyordu ama şu anda araları kıyak"

"Bu kainatın imamı başların açılmasını tavsiye etti, üniversitelere öyle girin dedi. Şimdi de sıkılmadan, utanmadan kapılara geliyorlar" diyen Erdoğan, merhum gazeteci Savaş Ay'ın, 1991'de Fetullah Gülen ile yaptığı bir röportajı hatırlattı. Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bu röportajda çok enteresan ifadesi var. Ben de 1-2 gündür meydanlarda anlatıyordum, ama sesli olduğunu bilmiyordum. Çok enteresan, 'Ben, Hazreti Cebrail'i çok severim, hatta o hatırıma geldiği zaman burnum sızlamaya başlar. Hayatımda bir kere oy kullandım, bunun dışında oy kullanmadım. Hazreti Cebrail parti kursa ona bile oy vermem.' Şimdi ben bu zata gönül veren kardeşlerime sesleniyorum; 'Hazreti Cebrail parti kursa oy vermem' diyen zat, kalkıyor 'CHP'ye ve MHP'ye oylarınızı verin' diyor. Bunu nasıl anlatacaksın, aklıselim kardeşlerime sesleniyorum, oraya gönül veren saf, temiz, ihlaslı kardeşlerime sesleniyorum; Gelin 30 Mart'ta bu oyunu bozun diyorum. 30 Mart bundan dolayı başka. Çok daha ilginç bir yanı var. MHP'nin Genel Başkanı bizim şu andaki durumumuza daha önce düşmüş, okyanus ötesine verip veriştiriyordu ama şu anda araları kıyak. Demek ki bir an oluyor öyle, bir an böyle. Öyle ya da böyle 30 Mart'ta bu çarkı tersine çevirmek için gece gündüz demeden kapı kapı dolaşmaya var mıyız?"

Erdoğan, Osmaniye Devlet Bahçeli Meydanı'nda düzenlenen partisinin mitinginde yaptığı konuşmada, ekonomik gelişmelere değinerek göreve geldiklerinde Türkiye'de milli gelirin 230 milyar dolar olduğunu şimdi ise 800 milyar doları bulduğunu belirtti.

CHP ve MHP'ye gönül verenlere seslenen Erdoğan, ''Biz iktidarı kimden aldık? MHP'den aldık. MHP 5 yıllığına orada durması gerekiyordu ama duramadı. 3,5 yılda kaçıp gitti. 5 yıllığına iktidar oldun. Neden kaçıp gidiyorsun? 230 milyar dolardan bize teslim etti. Biz bunu 10 senede 800 milyar dolara çıkardık. İhracatımız 36 milyar dolardı, 79 senede 36 milyar dolar ama biz onu şu 10 senede 152 milyar dolara çıkardık'' diye konuştu.

MHP'nin kendilerine borç bıraktığını ifade eden Erdoğan, bu borcu kendilerinin ödediğini söyledi.

Merkez Bankasının kasasında 124 milyar dolar olduğunu belirten Erdoğan, ''Şimdi soruyorum: yolsuzlukların olduğu bir iktidar bu borçları ödeyip, Merkez Bankasının döviz rezervini buraya getirebilir mi?'' ifadesini kullandı.

-''Sayın Genel Başkan neden susuyorsun?''-

Göreve geldiklerinde Türkiye'nin bölünmüş yolunun 6 bin 100 kilometre olduğunu, 11 senede 17 bin kilometre bölünmüş yol yaptıklarını belirten Erdoğan, ''Farkımız bu. Yolsuzlukların olduğu bir iktidar bunları yapabilir mi'' diye sordu.

İşçi ve memurların yıllarca sömürüldüğünü, CHP, MHP, DSP, ANAP ve Doğru Yol'un zorunlu tasarruf adı altında para kestiğini aktaran Erdoğan, devletin işçisine, memuruna borçlu olamayacağını ve bu nedenle borçları ödediklerini anımsattı. Erdoğan, konut edindirme yardımı adı altında kesilen paraların da ödendiğini dile getirdi.

Yatırımların devam ettiğini vurgulayan Erdoğan, okul kitaplarının ücretsiz dağıtıldığını, üniversite öğrencilerine verilen burslarının arttığını anlattı.

Adalet, emniyet saraylarının yapıldığını aktaran Erdoğan, göreve geldiklerinde 9 ilde bulunan doğalgazın şu anda 73 ilde olduğunu kaydetti.

Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Şimdi bakıyoruz, kirli kirli işler peşinde CHP dolaşıyor, MHP dolaşıyor. Bunları anlamak mümkün değil. Türkiye'yi bu tür montaj kasetlerle esir almak istiyorlar. Şimdi buradan, Osmaniye'den MHP'nin Genel Başkanına çok basit bir soru soruyorum: Sayın Genel Başkan neden susuyorsun? Milletvekillerinin görüntülerini yayan bu alçaklar karşısında neden susuyorsun? Milletvekili seçimlerinde senin milletvekillerinin görüntülerini bunlar yayınladılar, neden susuyorsun? Milletvekilliklerini, il başkanlarını dinleyen bu hainler karşısında neden susuyorsun? 450 MHP'li yol arkadaşını dinleyenler karşısında neden sus pus oluyorsun? Ey Genel Başkan, yahu Geziciler'e sahip çıkmak sana mı kaldı? İstanbul'un fethinden rahatsız olanlara sahip çıkmak sana mı kaldı? Bizans kostümleri giyenlere karşı neden sesin çıkmıyor?''

-''Sessiz kalmamız mümkün değil''-

Erdoğan, merhum Said-i Nursi'nin neredeyse tüm hayatını zindanlarda, sürgünde geçirdiğini, çok cefalar çektiğini belirtti. Nursi'nin Osmaniye'ye gelişini anlatan Erdoğan, ''Orada şöyle bir şey anlatıyorlar: çeşmenin başında durdu, 'Bu dağın adı nedir?' diye sordu. 'Gavur Dağı' dediklerinde, 'Buranın ismi Nur dağı olsun' dedi. Arkasından da şunu söyledi, bu da çok manidar: 'Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır' dedi'' diye konuştu.

Osmaniye'den Şanlıurfa'ya giden Nursi'nin polisler tarafından yeniden Isparta'ya götürülmek istendiğini anlatan Erdoğan ancak Şanlıurfa halkının ona sahip çıktığını belirterek şöyle devam etti:

''Demokrat Parti il başkanı silahını masanın üzerine koyuyor, 'Götüremezsiniz' diyor. Bu münakaşa devam ederken, Said-i Nursi Şanlıurfa'da Hakk'a yürüyor, son nefesine kadar mücadele ediyor. Sibirya'dan kaçıp vatanına geliyor ama vatanının hapishanelerinden dahi kaçmayı düşünmüyor. Şimdi ise onun izinden gittiğini iddia edenler hiçbir sebep yokken, vatanlarından kaçıyor. Hiçbir sebep yokken Pensilvanya'yı bırakıp ülkeye dönmüyorlar. Dönmedikleri gibi burayı da karıştırıyorlar. Ülkeyi karıştırmanın, fitne çıkarmanın, ülkeye ihanet etmenin gayreti içine giriyorlar. Bu olaylar karşısında tabii ki bizim de sessiz kalmamız mümkün değil.''

CHP'nin darbelerin partisi olduğunu, kasetlerin partisi olduğunu ifade eden Erdoğan, ''Şu andaki zat kaset ile geldi ama unutmayın kasetle de gidecek. Hiç endişeniz olmasın. Ama ben şunu anlayamıyorum: MHP'nin bir ihanet şebekesiyle hareket etmesini hiç kimse izah edemez. MHP bu yanlış ortaklığın altında kalır. MHP, eğer dönüş yapmazsa alnına bu işbirliğiyle çok kara bir leke kondurur'' değerlendirmesini yaptı.

Erdoğan, MHP'ye gönül verenlerin, bu süreç içerisinde gerekli dersi MHP yönetimini vereceğini kaydetti.

-"Onların inlerine gireceğiz, çıkartacağız"-

Miting alanındaki gençlere seslenen Erdoğan, "Rabia" işareti yaparak bu işareti unutmamaları çağrısında bulundu. Başbakan Erdoğan, "Rabia" işaretinin 4 anlamı olduğuna dikkati çekerek şöyle devam etti:

"Afyonkarahisar'dan yola çıkarken dedik ki bir: 'Tek millet.' Türküyle Kürdüyle Lazıyla Çerkeziyle Gürcüsüyle Abazasıyla Romanıyla Boşnağıyla Arnavutuyla aklınıza ne gelirse hepsiyle biriz, beraberiz, iriyiz, diriyiz, kardeşiz hep birlikte Türkiye'yiz. İki: 'Tek bayrak' dedik. Bizim bayrağımızın yanında ikinci bir bayrak asla düşünemeyiz, bayrağımızın rengi şehidimizin kanı, hilalimiz bağımsızlığımızın sembolü. Yıldızımız, şehidimizin simgesi. Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Onun için 'tek vatan' dedik. Ama bu tek vatan, 780 bin kilometrekare ile tek vatan. Batıyı al doğuyu güneydoğuyu bırak, yok böyle bir şey. Batı da doğu da güneydoğu da Karadeniz, Akdeniz, Marmara, Orta Anadolu. Hep birlikte 7 bölgeyle 780 bin kilometrekare ile tek vatan Türkiye Cumhuriyeti. Bu vatan topraklarımız üzerinde asla kimseye operasyona müsaade etmeyiz. Dördüncüsü: 'Tek devlet'. Türkiye Cumhuriyeti devleti tek devlet. Bu devletimizin içinde de bir paralel devlete, bir paralel yapıya müsaade etmeyiz. Onların da inlerine gireceğiz, çıkartacağız ve devletimizi malum gücüne kavuşturacağız hiç endişeniz olmasın, bunlar temizlenecek."

-"Bu dershanelerden çocuklarınızı çekin alın"-

Başbakan Erdoğan, miting alanındakilere, bir ricası olduğunu bildirerek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu paralel yapının Osmaniye'de de dershaneleri, okulları olabilir. Ben diyorum ki: Bu dershanelerden çocuklarınızı çekin alın, buna evet mi? Okullarından da alın, niye söylüyorum? Devletimizin okulları bize yeter. Hafta sonlarında çocuklarımıza eğer takviye kursu gerekiyorsa biz, devlet olarak hafta sonlarında yavrularımıza takviye kursunu ücretsiz olarak vereceğiz, öğretmenlerimizi de bu takviye dersleri sebebiyle ücretlerini de devlet olarak biz ödeyeceğiz. Çünkü bunlara bu tavrı koyacağız. Neden? Dershane bunlar için bir rant kapısıydı, bir milyar dolar buradan yıllık rantları vardı şimdi 'bu rant gitti' diye bu kıyameti kopardılar. Bunların yayın organlarını, gazetelerini, şunu bunu sakın ha! Çünkü bu gazeteler aldatıcı. Bunlarda yalan var, dolan var, takiye var, fitne var, fesat var bunlara asla prim vermeyin. Geçenlerde bunların televizyonlarından bir tanesinde ne diyor? Sevgili Peygamberimizi Miraç'tan indiriyorlar ondan sonra kamyonete bindiriyorlar. Aman Yarabbim ne biçim iştir. Bunlar itikadi noktada da bir sapıklığın içindeler. Ben bunlara gönül veren kardeşlerime sesleniyorum: Ne olur başınızı iki elinizin arasına alın. Bizim Miraç ile ilgili Kuran-ı Kerim'de sure var. Burada her şey a'dan z'ye anlatılmıştır. Fakat bu ne denli bir edepsizliktir ki, sevgili Peygamberimizi Miraç'tan indir ondan sonra kamyonete bindir arkasından da yürü. Bunlar tam Haşhaşi, bunlar tam Haşhaşi, bunlara prim vermememiz lazım. Biz bir olacağız, beraber olacağız, kardeş olacağız, kardeşliğimize gölge düşürmek isteyenlere fırsat vermeyeceğiz."

-"Verin bize hesabı" deyin-

Rehavetin kendilerine yakışmadığını kaydeden Erdoğan, partisi tarafından hazırlanan kitapçıkta 11 yılda Osmaniye'ye neler yapıldığının anlatıldığını anımsattı. Söz konu kitapçığı bütün teşkilatlara gönderdiklerini bildiren Başbakan Erdoğan, "Neler yapılmış a'dan z'ye bunları, orada görmekte fayda var. 3 buçuk katrilyonluk yatırım, bugüne kadar Osmaniye böyle bir yatırımı görmedi" ifadesini kullandı.

Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye seslenerek "Böyle bir yatırımı bir sorun bakalım, 3 buçuk sene de Osmaniye'ye ne kadar yatırım getirdin? MHP'nin mensuplarına da sorun, 'verin bize hesabı' deyin. Ama ben size rakam veriyorum 3,2 katrilyon. Biz bunu yaptık ve yapmaya da devam edeceğiz. Çünkü 'durmak yok, yola devam' dedik, yola devam edeceğiz. Bunlar 'milliyetçiyiz' diyorlar. Milliyetçilik nasıl olur? Milletini sevmekle olur, milletine hizmetkar olmakla olur. Biz bu millete efendi olmadık, biz bu milletin hizmetkarı olduk" diye konuştu.

Etiyopya'nın Harar şehrine gittiklerini, orada yaşayan Harar Türklerini ziyaret ettiklerini ve onlara yardım yardım götürdüklerine değinen Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Moğalistan'a gittim orada yaşayan Dukha Türkleriyle buluştuk. Onlara da yardım götürdük. Moğolistan'daki Orhun Yazıtları'nı Karakurum'dan Orhun Yazıtları'nın olduğu yer 42 kilometre adeta safari yaptık, çöl gibi bir yer. Biz Orhun Yazıtları'nı ele aldık, orayı bir müze haline dönüştürdük ve 42 kilometrelik yolu, asfalt yol haline getirdik. Kazakistan'a gittik, Hun Türklerine ait mezarları bulduk, koruma altına aldık. Moldovya'ya gittik Gökoğuz Türklerine yardım götürdük. Makedonya'ya gittik, Kocacık köyünü bulduk orada Gazi Mustafa Kemal'in babasının evini tespit ettik, o evi aslına uygun şekilde yeniden inşa ettik. Manastıra gittik, Gazi Mustafa Kemal'in okuduğu okulu restore ettik. Kırım Tatarlarına, Ahıska Türklerine biz sahip çıktık. Macaristan'da Zigetvar'a gittik Kanuni Sultan Süleyman'nın türbesini bulduk. Hem o türbeyi hem Zigetvar Kalesini yeniden inşa ediyoruz. Mehmet Akif'in Kosova'da babası ve dedesinin yaşadığı köyü bulduk. Oradaki camiyi yeniden inşa ettik. Sinan Paşa Cami'ni inşa ettik, restore ettik.

Fatih Sultan Mehmet'in yaptırdığı ama yıkılmak durumunda olan camiyi biz restore ettik. Açılışını bizzat gidip yaptım. Kosova Meydan Muhaberesi'nin yapıldığı yere gittik. Sultan Murat Türbesi'ni adeta bir gül bahçesi şeklinde inşa ettik. Kim milliyetçi? Mostarı, Mostar Köprüsü'nü biz yaptık. Neden? Çünkü bizim ecdadımız Balkanlara gitti, oralarda eserler bıraktı, o eserleri bırakan ecdadımızın ruhunu şad etmek için bunları yaptık. Kim milliyetçi? Biz eser milliyetçisiyiz, evet MHP laf milliyetçisi. Çanakkale Şehitliği'mize biz sahip çıktık, Kore, Kıbrıs, Edirne Tabyası, Sarıkamış şehitliklerimize sahip çıktık. Kurtuluş Savaşı şehitliklerimizi yeniden tanzim ettik. Peki üç buçuk sene iktidarda olan bu MHP acaba oralara bir kere uğradı mı? MHP'li kardeşlerime bunları anlatın, oraya gönül veren kardeşlerime anlatın bizim iktidarımız böyle bir iktidar, bizim iktidarımız laf milliyetçiliği yapmıyor, icraat milliyetçiliği yapıyor."