Yalçın Akdoğan: Emniyet demokratikleşti

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi başdanışmanı Yalçın Akdoğan, emniyet teşkilatına yönelik eleştire ilişkin, "Kategorik olarak bir kurumun üzerine yafta yapıştırılmasına karşıyım. Yanlış yapanların üzerine hukuk içerisinde gidilebilir ama polis bir suç örgütüymüş gibi gösterilirse ülkeye yazık olur. Son dönemde Türkiye emniyet teşkilatının uygulamalarıyla demokratikleşti dedi.

Giriş Tarihi 04 Aralık 2013, 00:00 Güncelleme 04 Aralık 2013, 22:08
Yalçın Akdoğan: Emniyet demokratikleşti

İÇİNDEKİLER

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi başdanışmanı ve AK Parti Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Hükümetin bütün toplum kesimleriyle ilişkisi olduğuna değinene Akdoğan, "Toplum herhangi bir kesimiyle koalisyon içine girmiyoruz. Bizim bunlarla işbirliğimiz ilişkimiz var, AK Parti'ye oy vermeyen kesimler de var. Cemaatler de var. AK Parti onlara kem gözle bakabilir mi? AK Parti oy hesabı üzerinden bu tür angajmanlara girecek bir hareket değildir. Dershane meselesini bu paranteze sıkıştırmak da yanlış olmuştur. Kavga çatışma görüntüsü verdirmek, bunu da ben doğru bulmuyorum. Bunlar iç içe girmiş insanlar, birbirinin yüzüne bakan. Biz sürekli itidal kardeşlik çağrısı yapıyoruz. Uhuvvet diyorsunuz, kardeşlik diyorsunuz, bu bazılarının hoşuna gitmiyor. Saldırılarda sadece bu konularda çıkıp açıklama yapmamızdan dolayı değil. Biz hep itidal çağrısı yapan, arada duran kişilerdik. Hüseyin Çelik, Suat Kılıç ve şahsıma yapılan tehditlere bakın. Siz devre dışı kalın biz rahat kavga edelim demek isteyen insanları görüyorsunuz. Bunlar gelir geçer. Daha uzun soluklu duygular üzerinden bu ilişkileri götürmek daha doğru olandır dedi.

"AK PARTİ'YE KORKUTMALARLA KİMSE İSTİKAMET BELİRLEYEMEZ"
Aslında bu meselenin en önemli noktasını MİT krizi olarak niteleyenler var. Sizin için bu neydi? sorusu üzerine Akdoğan, "Bunu ben anlamlandırabilmiş değilim. Bir ülkenin kendi kurumuna karşı böyle bir hamle kime hizmet eder. Bunu biz hükümete dönük teşebbüs olarak gördük. Bir ülkenin kendi kurumlarının yıpranmasından o ülke fayda görmez. Her kurumda yanlış yapanlar olabilir. Her kurumun her icraatı da doğru olmayabilir. Kurumlarda bir dönüşüm geçiriyor. Siz bir yanlışlığa vurgu yapmak başka bir şeydir, kurumumu tahrip etmeye kalkmak doğru olmaz. Bu MİT TSK ve polis içinde geçerlidir. Biz bunu milletimizin lehine olan bir durum olarak görmedik. Bu ülkeyi seçilenler mi yönetecek, yoksa bir takım vesayet odakları mı yönetecek? Başbakan'ın konuşmasında meclis iradesi vurgusu çok önemlidir. Kimse bu tür çıkışlarla hamlelerle AK Parti'ye, AK Parti'nin gidişatına yön veremez. İstikametini belirleyemez. AK Parti'nin istikametini millet belirler. Bu tür korkutmalarla yalan yanlış bilgilerle AK Parti'ye kimse istikamet belirleyemez dedi.

"AK PARTİ'NİN KİMSEYLE KAVGA ETME GİBİ BİR DERDİ OLAMAZ"
"Dershanelerin dönüşümü de, kentsel dönüşüm, sağlıkta dönüşüm yaptığınızda, bu eğitim dönüşümü de reformu da yeni bir şey değildi diyen Akdoğan, "Bunların hepsi milletin umumi menfaati için atılan adımlardı. Biz evleri yıkarken AK Partili mi diye bakıyor muyuz? Milletimin menfaati var mı yok mu, buna bakmak durumundayız. AK Parti'nin kimseyle kavga etme gibi bir derdi olamaz. Burada iç barışı sağlamak hükümetin işidir. Hükümet sorumlu davranmaktadır. Ayrıştırıcı taraf değildir. Birlik siyaseti bizim temel felsefemiz. AK Parti'nin böyle bir lüksü yoktur. Ama siz, millet dışında birileri, bu tür korkutmalarla yalan yanlış senaryolarla ona istikamet çizmeye çalışırsa ona eyvallah etmez. Tayyip Erdoğan da bugüne kadar eyvallah etmemiştir, etmeyecektir şeklinde konuştu.

"2004 MGK KARARI ÇÖPE GİTMİŞTİR, YOK HÜKMÜNDE OLMUŞTUR"
Son dönemde yaşananların AK Parti'yi yıpratma kampanyası ve Tayyip Erdoğan'ın önünü kesme çabasıdır olarak niteleyen Akdoğan, "MGK'da bir tavsiye kararı vardı, biz bütün yaptıklarımızı bunun üzerine yaptık gibi bir yaklaşımı kabul etmiyoruz. Hiçbir tavsiye kararı kimseye hukuksuzluk kapısını açmaz, tavsiye kararlarıyla da ülke yönetilmez. 2004 MGK kararı çöpe gitmiştir, yok hükmünde olmuştur. Herhangi bir toplum kesimini mağdur edecek bir fiiliyatın içerisinde olmamıştır hükümet. Biz MGK toplantılarında sıkıntı yaşıyorduk, YAŞ toplantılarında biz sıkıntı yaşıyorduk. Şurada imam hatipli öğrenci var, burada başörtülü öğrenci var diye biz sıkıştırılıyorduk. Bilgi kırıntıları üzerinden böyle bir senaryo üretmek hakkaniyete uygun değildir şeklinde konuştu.

"POLİS TEŞKİLATI SUÇ ÖRGÜTÜ GİBİ GÖSTERİLİRSE ÜLKEYE YAZIK OLUR"
Tüm kurumlar kategorik olarak yafta yapıştırılmasına karşıyı olduğuna dikkat çeken Akdoğan, "Bu polis teşkilatı da asker de MİT de olabilir. Yanlış yapanların üzerine hukuk içerisinde gidilebilir ama polis bir suç örgütüymüş gibi gösterilirse ülkeye yazık olur. Polisin yaftalanmasını doğru bulmam. Son dönemde Türkiye emniyet teşkilatının uygulamalarıyla demokratikleşti. Pek çok gelişmenin önünü de emniyet teşkilatımız aldı dedi.