Ustanın Hikayesi!

Başbakan Erdoğan kendi hayatının anlatıldığı belgeselin ilk bölümünde canlı yayına katıldı.

Giriş Tarihi 04 Eylül 2013, 00:00 Güncelleme 04 Eylül 2013, 02:35
Ustanın Hikayesi!

İÇİNDEKİLER

Başbakan Tayyip Erdoğan, hayat hikayesinin anlatıldığı "Usta'nın Hikayesi" adlı programda yaşamının bilinmeyen yönlerini anlattı.

Aşkı "aşk kişinin sevdiğinde yok olmasıdır" diye tanımlayan Erdoğan, "Biz Emine hanıma bir aşık olduk, pir aşık olduk, öyle de devam ediyor" dedi. Erdoğan Beyaz TV'de hayat hikayesiyle ilgili sanatçıların görüşleri, cezaevinde kaldığı dönemi anlatan canlandırmalar ve çocuklarla yapılan röportajların yer aldığı "Ustanın Hikayesi Belgeseli'ne katıldı.

Uzun süren hazırlıkların ardından dün gece yayınlanan programda Erdoğan çocukluğundan gençlik yıllarına, futbol yaşantısından belediye başkanlığı dönemine, hapislik yıllarından siyasette ustalık dönemine kadar yaşadıklarını anlattı.

İşte o yıllar:

Recep ayında doğmuşum, bundan dolayı göbek adımı Recep vermişler. Dedemin adı Tayyip'ti. İkinci adımı da Tayyip olarak babam vermiş ve Recep Tayyip olmuş.

İlkokuldayken okulumuzun müdürü bize din dersine geliyordu. Bir gün namaz olayını anlatacaktı, sordu: 'Kim kılacak' kılmadılar. Sonra ben elimi kaldırdım, ben kılınca lakabımız 'hoca' oldu. Öyle anılmaya başladık. Ben tabi yadırgamadım, güzel bir lakap.

Çocukluk yıllarımda çok da sakin değildim, hareketliydim. Tabi bizim çocukluğumuzda apartman çocukluğu yoktu. Oynadığımız oyunlar tabi çok. Örneğin en çok çelik çomak oynardık.

Rize'ye gittiğimiz zaman babam beni yalnız bırakmazdı, okulum sebebiyle beni bir hoca efendiye teslim ederdi. Kuran kursuna ayrıca gitmişimdir. Aldığım dersler benim gelişmemde etkili oldu.

Yatılı okuduğum için babam haftada 2.5 lira verirdi bana. Ben bu 2.5 lirayla o zaman kartpostal alırdım. Yatılı okuduğumuz için arkadaşlarımız Anadolu'ya annesine babasına kartpostalla durumunu anlatırdı. Buradan kazandığım paralar vardı, hafta sonu simit satardım, su satardım.

Kızlara hem katsayı hem başörtü engeli yaşattılar. Şimdi bu adalet mi? Bir yandan kalkıp ötekileştirme diyeceksin, biz bunları yapmıyoruz. Biliyorsunuz adli yılın açılışında da buna şahit olduk. Türkiye laik eyvallah. Ama laiklik nedir, bütün inanç gruplarına eşit mesafede olmak o yönetimin de laikliğin de görevi. Bu ayrımcılığı da yaptılar.

İmam Hatip'e başladığım andan itibaren bende bir futbol tutkusu başladı. Lefter'in o zamanki sergilediği oyunlardan büyülenmiş olacağız ki Fenerbahçelilik başladı. Aile de hanım hariç herkes Fenerbahçeli. Emine Hanım Beşiktaşlı.

Kasımpaşa'da Tepebaşı gazinosu vardı. O gün orada partimizin bir toplantısı var. Emine Hanım orada ön sıralardaydı. Duruşu dikkatimi çekti, Ben de elektriklenme diye ifade edilen, bir durum meydana geldi. Aşkı 'aşk kişinin sevdiğinde yok olmasıdır' böyle tanımlarım. Şimdi şu an 'aşık oldum' diyorlar, ama aşık olduklarının sayısı artıyor. Bizim ki öyle değil, bir aşık olduk, pir aşık olduk, öyle de devam ediyor.

"KIZARMIŞIM"
Emine Hanım'ı istemeye giderken çikolatalı bir baklava yaptırmıştım. Onu oraya getirdik ve o gün tabi bu isteme işlemini yaptığımızda sonradan öğrendim ki ben bayağı kızarmışım. Sağ olsunlar en ufak zorlama çıkarmadan verdiler. Biz fazla da uzatmadık zaten.

KASIMPAŞA'DAN DÜRÜSTLÜĞÜ ÖĞRENDİM
Kasımpaşa şu anda hala adeta diyebilirim ki Türkiye'nin bir özeti haline geldi. Kasımpaşa deyince 'bunlar kabadayıdır ama sözünün de eridir.' Biz bunları yaşadık. O dönemde de bir karakter oluştu bizde, bu da sözüyle özünün bir olmasını veriyor. Ben Kasımpaşa'yı böyle anladım böyle tanıdım.

KARDEŞLİĞİMİZİ MEVKİ MAKAM GÖLGELEMEDİ
Unutamadığımız en önemli şey AK Parti'nin kurulması. Bu süreç içerisinde makam mevki bunların hiçbirisi kardeşliğimizi gölgelemedi. Abdullah Bey'in de ifade ettiği gibi bizim eşlerimizin birbirleriyle hukukları çok farklıdır. Böyle bir sıkıntı hiçbir zaman aramızda yaşanmadı.

TORUNLAR BİZE EVLATLARI ARATMADI
Evlat sevgisi bambaşka bir şey fakat torunlar evlatları bize aratmadı. O başka bir sevgiyi bize getirdi. Onların tadı bir başka, onlar doyumsuz oluyor. Şu anda bizim 3 tane var. Zaman zaman onlar beni zorladığı için çizgi film izliyorum. Ama anneleri de limit koyuyor.