Avrupa'da insanlık dışı OHAL!

Avrupa ülkeleri Türkiye'de terörle mücadele için zaruri olarak uygulamaya konulan olağanüstü hal uygulamasını eleştiriyor. Ancak aynı Avrupa ülkelerinde uygulanan OHAL ise tüm insan haklarını ve demokratik değerleri yok sayıyor. Terör saldırısı şüphesi nedeniyle caddelerde, sokaklarda hatta otobüslerde bile ağır silahlı askerler görev yapıyor. Sosyal medyanın bile kısmen yasaklandığı Avrupa'nın olağanüstü halini analiz haberimizde inceliyoruz.

Giriş Tarihi 31 Temmuz 2017, 00:00 Güncelleme 01 Ağustos 2017, 02:04
Avrupa’da insanlık dışı OHAL!

İÇİNDEKİLER

Türkiye terörle, hem kendi topraklarında hem de tüm dünyada mücadele ediyor. Türkiye'nin bu mücadelesine destek verdiğini söyleyen Avrupa ülkeleri ise, Türkiye hakkında kara propaganda yürütüyor. Türkiye'de vatandaşların günlük yaşantısına hiçbir olumsuz etkisi olmayan olağanüstü hal varken, üstelik Avrupa ülkelerinde OHAL'i bile aratan sıkı uygulamaları göre göre karalama kampanyalarına devam ediyorlar.

Avrupa'da terör şüphesi nedeniyle adı konmamış bir olağanüstü hal uygulanıyor. Alışveriş merkezleri, caddeler, sokaklar, turistik mekanlar, kısaca Avrupa kentlerinin her metrekaresinde olağanüstü hal var. Öyle ki bu mekanların tamamında eli tetikte bekleyen ağır silahlı ordu güçleri görev yapıyor. İnsanlar, terör şüphesi nedeniyle üniformalı askerler, zırhlı askeri araçlar arasında hayatlarına devam etmeye mecbur bırakılıyor. İşte sözde demokratik batılı ülkelerdeki OHAL uygulamalarından akıllara durgunluk veren bazı örnekler.

ALMANYA'DA GUANTANAMO BENZERİ UYGULAMA
* Berlin hükümeti FETÖ darbe girişiminden sonra uygulanan OHAL'i eleştirirken kendisi Guantanamo'yu aratmayan çok daha sert uygulamaya imza atıyor.
* Bavyera eyaleti, ağustos ayından itibaren tehlikeli gördüğü kişileri, suç işlememiş olsalar dahi süresiz olarak tutuklayabilecek yeni bir yasa çıkardı.
* Yasaya göre tehlikeli kişi olarak görülen biri, daha önce 14 gün süreyle gözetim altına alınabilecekken, artık 3 ay süreyle tutuklanabilecek. Hakim kararıyla bu süre, süresiz hale bile gelebilecek.

İSPANYA'DA TELEFONLAR DİNLENİYOR
* İspanya'da son terör saldırısı 2004'te oldu. O saldırıdan sonra özel timlerden, casuslardan, savcılardan oluşan 3 bin kişilik özel bir güvenlik ekibi kuruldu.
* 2004'ten bu yana 'önleyici tedbirler' kapsamında 700 kişi gözaltına alındı. Halihazırda 1000 kişi sürekli gözetim altında tutuluyor.
* 500'den fazla telefon dinleniyor.
* Avrupa'da terörle mücadelede en iyi ülke olarak gösterilen İspanya, 'önleyici tutuklamaların' çok başarılı olduğunu savunuyor.

İNGİLTERE'DE OTOBÜSLERDE AĞIR SİLAHLI POLİSLER
* 2017 yılında ardı ardına terör saldırılarıyla sarsılan İngiltere'de devriye gezen polis sayısı ikiye çıkarıldı.
* Polisler trenlerden otobüslere kadar ağır silahlarla toplu taşıma araçlarında görülüyor.
* Ülkede 3 bin kişi 'radikal' oldukları gerekçesiyle takip ediliyor.
* Terör şüphelisi gerekçesiyle tutuklamalar zirve yaptı. Son 12 ayda 304 kişi tutuklandı. Bu 11 Eylül'den beri en yüksek rakam.

AVRUPA'DA OHAL ŞAMPİYONU: FRANSA
* Fransa'da Kasım 2015'ten beri OHAL uygulanıyor.
* Bu yılın kasım ayında OHAL göstermelik olarak kaldırılacak ancak iç güvenlik yasalarında yapılacak değişiklikle OHAL uygulaması sınırsız hale getirilecek.
* Yeni güvenlik yasalarına göre polis, yargıç izni olmadan arama yapabilecek, şüpheli kişilere elektronik kelepçe takabilecek veya belli bölgelerdeki yürüyüş ve etkinlikleri yasaklayabilecek.
* Fransız polisi ayrıca istediği camiinin kapısına kilit vurabilecek.

TERÖR YUVASI BELÇİKA'DA TERÖR KORKUSU
- Belçika'da istihbarat servisi, hükümetin kendisine sağladığı yetkiyle şüphelilerin elektronik cihazlarını korsan yazılımlarla ele geçirebilecek.
- Sahte kimliklerle soruşturma yürütebilecek.
- Posta kutularını açabilecek.
- Bir kişinin aracını kendisi orada yokken arayabilecek.

Avrupa ülkeleri dünyada teröre karşı samimi mücadele yürüten Türkiye'ye karşı "özgürlükler kısıtlanıyor" algısını oluşturmaya çalışıyor. Ancak Avrupalı hükümetler kendi topraklarında en sıkı uygulamaları yürürlüğe sokmaktan geri durmuyor. Örneğin Almanya, WhatsApp mesajlarını dahi kontrol ediyor. Ayrıca istenilen içeriği kaldırmayan sosyal ağlara da para cezası kesiyor. Fransa da seçim öncesinde sahte oldukları gerekçesiyle 30 bin Facebook hesabını sildi. Ayrıca Fransa, Almanya, Hollanda, Belçika ve daha birçok Avrupa ülkesinde 'fake news / yalan haber'in yayılmasını engellemek için Facebook, Youtube, Twitter gibi sitelerle anlaşmaya varıldı.

Avusturya'da yalnızca iddialarla Müslümanlara ömür boyu hapis cezası verilebiliyor. Ülkede HAMAS üyesi olduğu gerekçesiyle bir Filistinli, internetten İsrail'de terör eylemi çağrısında bulunduğu iddiasıyla ömür boyu hapse çarptırıldı.

Olağanüstü hal uygulamasını adeta polis-asker devlet yönetimi anlayışı zanneden Avrupa ülkelerinde basın da özgürlükleri unutmuş durumda.
Almanya'da G-20 zirvesi sırasında polisin göstericilere orantısız güç kullanması hakkında ülke basını güvenlik güçlerine övgüler düzen manşetler attı.

Avrupa'da yayın organları terör konusunda tıpkı ülkelerinin yönetimi gibi ikircikli tavır sergiliyor. Örneğin bir terör saldırısının faili Müslüman olmayan biriyse saldırgana 'terörist' veya 'Radikal Hıristiyan Terörist' yerine 'şüpheli, saldırgan' diyor.

Ancak bir saldırının şüphelisinin kesin olmamakla birlikte Müslüman olması durumunda Avrupa medyası dev manşetlerle "terörist" ifadesini kullanıyor.

Böylece hem Müslüman-terörist kelimeleri yan yana telaffuz edilerek Müslümanlara karşı çirkin bir ırkçı propaganda yürütülüyor hem de tüm Müslümanlara yönelik bir öfke selinin oluşması amaçlanıyor.

416 Labs isimli bir grup akademisyenin Batı medyasının bu ırkçı dilini araştırmasıyla gerçekler daha da gün yüzüne çıktı.

ABD merkezli The New York Times gazetesindeki 2.5 milyon makaleyi inceleyen akademisyenler, çıkan sonuçlara göre haberlerde İslam'ın kanserden bile daha kötü gösterildiğini belirledi.

Araştırmacılara göre ana akım medyada görülen Müslümanlığa karşı ön yargı, İslamofobiyi de körüklüyor. Teröre karşı ikircikli tavır sergileyen Avrupa ülkeleri olağanüstü hal konusunda da ikircikli tutum sergiliyor.

Türkiye'ye karşı özgürlükler kısıtlanıyor gibi yalan bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Avrupa ülkelerinin tüm bu tavrı ise ikircikli tavırlarının dünyada daha fazla teşhir olmasına neden oluyor.