İsrail'i çileden çıkartan görüntüler

Mavi Marmara'daki G. Koreli film yapımcısı Iara Lee, BM'deki toplantıda, İsrail saldırısından önce ve sonra yaşananları gösteren bir saatlik kendi çektiği filmi ilk kez kamuoyuna izlettirdi. İsrail kazan kaldırdı.

Giriş Tarihi 11 Haziran 2010, 00:00 Güncelleme 11 Haziran 2010, 14:57
İsrail’i çileden çıkartan görüntüler

İÇİNDEKİLER

Güney Kore asıllı film yapımcısı ve insan hakları savunucusu Iara Lee, "İsrailli askerler Mavi Marmara gemisindeki saldırıdan sonra bize tıbbı malzeme ve yardım verseydi, ölen 9 kişi bugün hayatta olabilirdi" dedi.

Mavi Marmara gemisinde yer alan Iara Lee, BM Gazeteciler Derneği'nin (UNCA) düzenlediği bir toplantıda, İsrail saldırısından önce ve sonra yaşananları gösteren yaklaşık bir saatlik kendi çektiği filmi ilk kez kamuoyuna izlettirdi.

Toplantıya, Yahudi asıllı Amerikalı siyaset bilimcisi Norman Finkelstein da izleyici olarak katıldı. Iara Lee, filmin gösteriminden önce gemide olanlarla ilgili bir açıklama da yaptı.

Kore asıllı, Brezilya ve ABD çifte vatandaşı Lee, Gazze'ye birkaç ay önce gidip gördüğü yıkımdan ve insanların, ablukanın sona ermesi için yaptığı çağırıdan etkilenerek Gazze'ye yardım götüren gemilere yolcu olarak katılmaya karar verdiğini söyledi.

Lee şöyle konuştu: "Gazze'ye Özgürlük Filosu insani yardım götüren bir konvoydu. Bizi yolumuzdan alıkoymak için uğraşacaklarını biliyorduk ama saldırıya uğramayı hiç beklemedik. Ben ve ekibim gemiye bindiğimiz andan itibaren olayları filme çektik. Tüm ekipmanımıza İsrail güçleri tarafından el de konsa, bu filmi iç çamaşırımda saklamayı başardım. Film, eldeki tek yüksek çözünülürlüklü video film. Bu montajlanmamış filmi izlediğinizde gemide neler olduğunu anlayacaksınız."



İsrail hükümetinin, geçen hafta boyunca sürekli, gemideki yolcuların İsrail'e tuzak kurduğu, İsrail askerlerini linç etmeye çalıştığını iddia ettiğini belirten Lee, "İsrail sürekli bizim terör örgütlerine bağlı Yahudi düşmanı Müslüman fanatikler olduğumuzu söyledi. Gemideki yolcular pekçok ülkeden, dini ve etnik kökenlerden gelen insanlardı. Hepimizin ortak yanı, Gazze'deki İsrail ablukası adaletsizliğinin altını çizerek bir insani krizi durdurmak istememizdi" dedi.

Yaşadıklarının etkisinden kurtulamayan Lee, gözyaşlarını zor tutarak yaptığı duygulu konuşmasında BM gazetecilerine şunları söyledi:

"İsrail Başbakanı Netanyahu, Mavi Marmara'nın sevgi (aşk) gemisi değil, nefret ve terör gemisi olduğunu söyledi. Bizim çekimlerimiz, sevgi gemisi mi yoksa nefret gemisi mi olduğumuzu gösterecek. Gemide hem laik hem de inançlı yolcular vardı. Filmde hem namaz kılan hem de bilgisayarda çalışan insanlar göreceksiniz. Filmi izlediğinizde bizim İsrailli komandolara tuzak kurup kurmadığımız ya da onların bize gereksizce saldırıp saldırmadıkları ortaya çıkacak."

DİKKATLE İZLEDİLER

Gösterimi yaklaşık bir saat süren video filmini BM'de gazeteciler büyük dikkatle izlediler. Türkçe konuşmaların yanı sıra Arapça, İngilizce ve başka dillerde konuşmaların da duyulduğu filmde, Türk ve yabancı gazetecilerin gemidekilerle yaptıkları mülakatlar ve adım adım yaklaşan İsrail saldırısından dehşet dolu kareler yer aldı.

Video filminde, sabah ezanının ardından gemideki yolcuların bir kısmı namaz kılarken başlayan İsrail saldırısının, önce İsrailli birliklerin hücumbotlarla Mavi Marmara'nın yanına gelip ses ve gaz bombaları atmalarıyla başladığı görülüyor. Daha sonra geminin üzerine gelen helikopterden İsrail komandolarının indiği görülüyor ve hemen arkasından silah sesleri başlıyor. Video filminde helikopter İsrail komandolarını indirirken, üzerlerinde şişme yelek olan bazı yolcuların ellerine sapan ve sopa aldıkları da görülüyor. Yaralıların arasında İsrailli bir komandonun da gösterildiği video filmde yapılan anonslarla geminin İsrailli askerler tarafından ele geçirildiği belirtiliyor. Filmde Türk yolcuların yanı sıra pekçok ülkeden insanlar görülüyor.

"ÖLDÜRÜLMEMESİ GEREKEN KİŞİLER LİSTESİ"

Video filmde yeralan ilginç noktalardan biri de, İsrailli askerlerin ellerinden düştüğü söylenen, üzerinde resim ve altlarında isimlerin yeraldığı bir listenin, Amerikalı yolculardan bir tanesi tarafından gösterilmesi oldu. Sorular üzerine Iara Lee, kendisinin de gördüğü listede yeralan isimlerin, Avrupalı parlamenterler ve başpiskopos gibi yüksek düzeyli kişilere ait olduğunu, kendi fikrine göre bu listenin "öldürülmemesi gereken kişilerin listesi" olduğunu söyledi.

Lee, film gösteriminin ardından kendisine yöneltilen pekçok soruyu yanıtladı ve gemiyi, İsrail'in uluslararası hukuk kurallarını hiçe sayarak gece karanlığında uluslararası sularda ele geçirdiğini, gemi içindekileri kelepçeleyip zorla İsrail'e götürdüğünü belirtti. İsrail'e yasal olmayan şekilde zorla girdiklerine dair belge imzalatıldığını anlatan Lee, "Bizim İsrail'e girme gibi bir amacımız yoktu ki. Bizi zorla kaçırıp İsrail'e soktular" diye konuştu.

Lee, yaralı İsrail askerlerine yardım elini uzattıklarını, gemideki doktorların onlara müdahele ettiğini belirterek "Oysa İsrailliler bizim yaralılarımız için gerekli tıbbi malzemeyi vermedi, verseler ve bize yardım etselerdi, bugün ölen 9 kişi sağ kalabilirdi" dedi.

İsraillilerin gemiye girince tüm elektronik cihaza el koyduğunu belirten Lee, elindeki not defterinin bile alındığını ama iç çamaşırına sakladığı filmin hafıza kaydını bulamadıklarını söyledi. BM'de gazetecilere gösterilen bu filmin, ellerindeki tek film olduğunu belirten Lee, bu filmi mümkün olan herkese gösterme amacını taşıdığını ifade etti.

Bir soru üzerine, yolcuların naif bir şekilde Gazze'ye gitmeyi, insanlara yardım etmeyi istediğini, İsrail'in bu kadar çok değişik milletden gelen insana saldırmasını kimsenin tahmin bile etmediğini anlatan Lee, İsrail kendilerini uyardığı zaman, rotayı değiştirerek kaçmaya çalıştıklarını da kaydetti.

İsrail saldırısının toplam 1,5 saat sürdüğünü söyleyen Lee, İsrail devletine dava açmayı da düşündüklerini, uluslararası hukukçulara başvuracaklarını söyledi. BM'nin soruşturma açması gerektiğini belirten Lee, İsrail'in kendi kendisini soruşturması için "gülünç" ifadesini kullandı.

Lee bir soru üzerine, "Bu gemiye binerken hapishaneye gidebileceğimi düşünmüştüm ama bu ölümleri göreceğimi hiç düşünmemiştim" dedi.

İsrailli yetkililerin el koydukları hiçbir elektronik malzemeyi geri vermediğini ve hatta kendi büyükelçilik mensuplarına bile bir süre ulaşamadıklarını anlatan Lee, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın gemideki tüm yolcuların serbest bırakılmasını istemesinin ardından, İHH'nın başkanı salıverilene kadar uzun süre havaalanında beklediklerini, sonundan THY'nın uçağıyla İstanbul'a uçtuklarını anlattı.

Lee, "İsrail'in saldırısı inanılmaz boyuttaydı, İsrail özür dilemeli ama bunu yapmıyor, yalanlarına devam ediyor. Ama bundan sonra Gazze'ye yeni ve daha da büyük gemiler gitmeye devam edecek" dedi.

Bir soru üzerine Lee, gemideki bazı kişilerin daha sonra ortadan kaybolduklarını, bu kişilerin casus olabileceklerini düşündüklerini de söyledi.

NORMAN FINKELSTEIN

Norman Finkelstein da toplantının sonunda gazetecilerin soruları üzerine açıklamalarda bulundu. Finkelstein, Türkiye'nin saldırıya tepkisine ilişkin bir soru üzerine, "Eğer bir Amerikan gemisine saldırı olsaydı, ya da İranlılar Amerikalı bir gemiye bu şekilde saldırsaydı ne olurdu? Başabakan Recep Tayyip Erdoğan bu olaya bir ülkenin başbakanının vermesi gereken tepkiyi verdi ama tabii dünya süper devlet olmayan diğer devletlerin bu tür tepkilerine alışık değil" dedi.

Finkelstein, İran'ın nükleer meselesi konusunun bu konuya bağlı olup olmadığının sorulması üzerine şunları kaydetti:

"Evet, sanırım İsrailliler Türk gemisini hedef aldılar, bu konu epeydir devam ediyor. Hatırlarsınız İsrail'de Türk büyükelçisini alçak koltuğa oturttular, sonra da Türklerin İran meselesiyle ilgilenmesi onları rahatsız etti. İsrailliler Türkiye'nin gücünü kesmek istediler. Gemiye saldırmalarının amacı da buydu. Bence özellikle uluslararası sularda saldırdılar. Neden geminin İsrail'in karasularına girmesini beklemediler? Herkes bu soruyu sordu. Çünkü İsrailliler dünyaya uluslararası hukuğa değer vermediklerini, ulusal çıkarları sözkonusu olduğunda uluslararası hukuğun onlar için sıfır anlam ifade ettiğini göstermek istedi."

Finkelstein, Türkiye ve İran'ın bölgesinde önemli ülkeler olduklarını, İsrail'in kendi gücünü göstermek istediğini, o yüzden tehlikeli bir döneme girildiğini ve İsrailliler'in kontrolden çıktığını söyledi.

İsraillilerin gündüz yerine gece gemiye saldırmalarını da eleştiren Finkelstein şöyle devam etti:

"İsrail tarafı gemidekilerin teslim olacağını düşündüğünü söyledi. Peki bu doğruysa neden komandolarla gecenin bir yarısında geldiler? Anlattıkları hikayeleri tümden yanlış. Bunu özellikle yaptılar. Önce ses bombaları atıp gemidekileri korkutmak istediler. Herşeyi filme çektiklerinden de eminim. Erdoğan'ın eski Mısırlı lider Nasır'ın rolünü üstlendiğini düşünen İsrail, Türk gemisini özellikle hedef aldı, diğerlerini değil. Gemiyi, şiddete başvurmadan başka yolla durdurabilirlerdi. Hollywood filmi yaratmak istediler."

En azından uluslarararası bir soruşturma açılması gerektiğini belirten Finkelstein, İsrail'in bunu bile kabul etmeyeceğini söyledi.

İSRAİL MİSYONU KENDİ FİLMİNİ GÖSTERMEK İSTEDİ

Bu arada İsrail BM Daimi Temsilciliğinin, filmin BM'de gösterilmesinden rahatsızlık duyarak UNCA'ya başvurduğu ve aynı program sırasında İsrailli askerler tarafından çekilen görüntülerin de gösterilmesini istedikleri bildirildi.

Ancak İsrail misyonunun gösterimin ardından sorulara yanıt vermek istemediği, bu yüzden de UNCA ve İsrail misyonu arasında anlaşma sağlanamadığı öğrenildi. UNCA Başkanı Giampaolo Pioli kendilerine başvuru yapılırsa o filmi de göstermeye hazır olduklarını söyledi.