'Artık barışın simgesiyim'

Vietnam savaşının simgelerinden biri olan siyah-beyaz fotoğrafın çekilmesinin üzerinden 38 yıl geçti. Orada acılar içinde koşan Kim Phuc'un iltica ettiği Kanada'da eşi ve iki oğluyla mutlu bir hayatı var. Phuc Kendi adını taşıyan vakıfta da barış elçiliği yapıyor

Giriş Tarihi 08 Haziran 2010, 00:00 Güncelleme 08 Haziran 2010, 10:26
’Artık barışın simgesiyim’

İÇİNDEKİLER

Sevgili Bilge. O güne dair yaşadıklarımı duymak istiyorsun. Anlatayım o zaman: Günlerden 8 Haziran, yıllardan 1972 idi. Bir tapınakta saklanıyorduk. Kutsal bir yerdi; bize göre en güvenli yer... Başlangıçta korkmuyorduk; çocuklar için bir macera gibiydi. Aniden askerler geldi ve bize "Dışarı çıkın" diye bağırmaya başladı. O zaman gerçekten korktum. Her taraf yanıyor, patlama sesleri durmuyordu. Çok yüksekti ses. Tapınaktan çıktık. İki kardeşim ve kuzenlerimle yola çıkıp koşmaya başladık. Bütün giysilerim yanmıştı. Yine de şanslıydım, çünkü ayaklarım yanmamıştı. Böylece koşabiliyordum. Çığlık atmaya başladım; Nong Qua! Nong Qua (çok sıcak) diye. Sonunda biri, bir asker başımdan aşağı su döktü. Beni incitmemeye çalışıyordu, ancak aslında bana en büyük zararı veriyordu. Çünkü ilerde öğrenecektim ki aslında gaz yağı olan napalmın üzerine su dökmek yapılabilecek en kötü şeydi. Su, yanıkların derinleşmesine, benim de bu acılardan bayılmama neden oldu. Kendimden geçmeden birkaç dakika önce o ünlü fotoğrafı çeken Nick Ut beni hastaneye yetiştirdi. Ailem beni ancak 3 gün sonra bulabildi. Hastanede birçok kez ölümden döndüm. 17 kez bıçak altına yattım. Ama artık bana bunları yaşatanların hepsini affettim. Bundan böyle savaşın değil barışın simgesi olarak anılmak istiyorum..."

ADI: GERÇEK MUTLULUK

Gözünüzün önüne siyah-beyaz bir fotoğraf geliyor mu? Koşan çocuklar; çığlık çığlığa... Sanki suçlu onlarmış gibi arkalarından izleyen askerler. Fondaysa bir karaltı olarak duran; gerçekteyse patlayan bombalardan çıkan alevler... Ama tek "gördüğünüz" en öndeki çırılçıplak küçük kız, değil mi? O kızın nerede ve nasıl olduğunu hiç merak ediyor musunuz? Ben ettim. İnterneti karıştırdım, adını buldum; Kim Phuc'tu; adının Vietnam dilindeki anlamı ise "Gerçek Mutluluk." Yaşadığı ülkeyi buldum: Kanada'ydı. Kendi adına kurduğu bir dernekle barış için, insanların ölmemesi, kendisi gibi "yanmaması" için mücadele ediyordu. Yukarıdaki sözler de ona ait... Olay sırasında 9 yaşındaydı Kim Phuc. Tek suçu o gün Cao Dai adlı tapınağa saklanmasıydı. Aslında evi güneyde; Trang Bang köyündeydi. Ancak Kuzeyli Vietkong askerleri tarafından ele geçirilmişti. Güney Vietnam uçakları öğleden sonra 14.00 sularında bölgeyi bombaladı. Phuc, kardeşleri ve iki kuzeniyle tapınaktan çıkıp kaçmaya başladı. Her yeri yanıyordu. Giysilerini attı. Koştu, koştu, koştu... Çocukları "düşman" sanan Güney Vietnam ordusu ise bir anda üstlerine -bu kez ABD'nin de desteğiyle- napalm bombası attı. İki kuzeni yaşamını yitirdi. Phuc ise fotoğrafını çeken Nick Ut tarafından hastaneye kaldırılarak hayata döndürüldü. Ancak çenesinden göğsüne kadar deriler sarkıyor; yanan sol kolu ise kemiklerine kadar gözüküyordu.

EŞİYLE KANADA'YA SIĞINDI

Tedavi oldu, büyüdü. Kendisini kurtaran doktor gibi olmak için tıp okumaya karar verdi. Fakat omzunda hem yanık izleri hem de savaşın bir simgesi olmanın ağırlığı vardı. Vietnam hükümeti tarafından propaganda olarak kullanılıyor, sakin bir hayat sürmesine izin verilmiyordu. 1986'da çareyi "izin verilen bir ülkeye" gitmekte buldu. Orası Küba'ydı. Phuc o günleri şöyle anlatıyor: "Yıllar boyunca hep sinirliydim. Hep 'neden ben?' diye düşündüm. Ben de diğer kızlar gibi olmak istiyordum. Kısa kollu tişörtler giyebilmek. İzler olmadan, çirkin olmadan yaşayabilmek. Asla kimsenin bana aşık olmayacağını düşünüyordum. Asla evlenemeyeceğimi..." Bu korkusuna karşın Bui Huy Toan ile tanıştı ve evlendi. Kendisini izlemeyi bırakmayan Vietnam hükümeti balayı için sadece Moskova'ya izin vermişti. Uçak Sovyetler Birliği'nden dönerken Kanada'da yakıt için mola verince Kim Phuc ile eşi, Kanada'ya sığındı. 1997'de kendi adını taşıyan ve savaştan yara alan çocuklara psikolojik ve tıbbi yardım veren Kim Phuc Vakfı'nı kurdu. Hayatının en anlamlı günüyse yaşadıklarına neden olan ABD'nin Vietnam Gazileri'ni anma gününde yaptığı konuşmaydı. Orada üzerine bomba yağdıranlara emri veren John Plummer da vardı. Hepsinden özür diledi. Ve Phuc, 1994'te UNESCO'nun iyi niyet elçisi oldu.

YENİ FOTOĞRAFA BAKIYOR
Şimdi 47 yaşında olan Phuc'un hayatta en büyük mutluluğu dünyanın dört bir tarafına yardım götürmek ve ailesiyle birlikte olmak... "Eski fotoğrafa bakabiliyor musunuz?" sorusuna anlamlı bir yanıt veriyor: "Artık oğlum Thomas, bir yaşındayken çektirdiğim fotoğrafa bakmayı tercih ediyorum. Onun pürüzsüz muhteşem cildi, benimse yanık omzum. Thomas orada benim için gelecek demek; onun kulağına sessizce umut, barış, aşk ve bağışlamanın ne olduğunu anlattım. Muhteşem bir ailem var. Eşim Toan, oğullarım 16 yaşındaki Thomas ve 12 yaşındaki Stephen ile mutluyuz. Hem de çok..." "Peki ya ağrılar? Yaralar, gittiler mi zamanla?" Kim Phuc, bu soruyu şöyle cevaplıyor: "Acılara dayanacak gücü buldum. Ama insanlara anlatacak o kadar çok öyküm var ki sanırım artık beni yaralayan insanları affetmeyi öğrendim. Bunu da tanıştığım herkese anlatıyorum. Ve diyorum ki; ben yapabiliyorsam siz de yapabilirsiniz." "Sizden çok uzakta yaşıyoruz. Ama bu fotoğraf Türkiye'de de çok biliniyor. Yaşadığınızı öğrenenler çok şaşırıyor" diyorum. "Türkiye'yi çok duydum. Çok güzel bir yer olduğunu ve çok güzel insanların yaşadığını da biliyorum. Bir gün ülkenize gelmek ve öykümü sizinle de paylaşmak istiyorum. Özellikle de savaşta ölen çocuklar için... Umarım bir gün bu gerçekleşir" diye konuşuyor.