Kerkük'te "görünmez ellerce patlatılan" bombanın dalgaları Türkmenler'i vurdu. "Kerkük'te ne olduğu" çeşitli kuruluşlarda dikkatle ele alınıyor. Irak'ın taşları yerinden oynuyor. Uzun aradan sonra ABD, Şiiler, Sunniler ve hükümet, Kürtler'le yeni dengelere giriyor. Güngören olayının ertesi günü Kerkük'te de bir bomba patladı. Tablo Güngören kadar kötüydü. 27 kişi öldü, 126 kişi yaralandı. Bombalar, Kerkük'ü kan gölüne çevirirken, yarattığı dalgalar Türkmenler'i vurdu.
Bu olayın Ankara'yı rahatsız ettiği ve bir manada kendini taraf gördüğü gerçek. Çünkü, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, seri reaksiyonu ve yaralanan Irak vatandaşlarının tedavisi için Erdoğan'ın talimatıyla Genelkurmay Başkanlığı'nın 2 askeri ambulans uçağını erkenden Kerkük'e göndermesi bunu gösteriyor. Erdoğan, Ulusa Sesleniş'te "Kerkük'te yaşanan kanlı terör saldırısından da büyük üzüntü duyduk. Irak'a başsağlığı diliyoruz. Irak'ın istikrarını kazanması, barış dolu bir gelecek inşa etmesi yolunda atılan adımları en güçlü biçimde destekliyoruz. Milletimize büyük acılar yaşatmış bölücü terör örgütüyle mücadelede son dönemde uyumlu bir iş birliği ve ortak yaklaşım zemini doğmuştur, bunun her iki ülke için de kazanımları büyüktür" sözleri dikkati çekti.
Bu bombalama eyleminin arkasında organize bir yapı olduğu, olası sonuçları ve anlık reaksiyonlarının nereye varacağını gören bir akıl var. Irak'ta daha dikkatli bir gözün görmesi gereken noktalar bulunuyor. Cumhurbaşkanı Talabani ve Barzani, Kerkük'ün statüsünü tartışmak konusunda hala hevessizler ve kendilerine bağlı silahlı güçleri Kerkük dışına çıkarmayı kabul etmiyorlar.

EŞİTLİK SAĞLAYAN YASA
Seçim yasası tasarısı, geçen hafta Irak parlamentosunda kabul edilmiş, ama Cumhurbaşkanı Celal Talabani'nin bunu onaylamayacağını bildirmesi sonucu yasalaşmamıştır. Bu tasarı, Kerkük'teki Kürt, Arap ve Türkmenlere İl Meclis'inde yüzde 32'şer oranda temsil edilmek hakkını tanıyor. Yani üç gruba da yönetimi eşit şekilde paylaşmak imkı veriliyor. Tabii bundan Türkmenler ve Araplar memnun. Kürtler Meclis'teki üstünlüklerini kaybetmek istemiyorlar. İşlerine gelmediği için yasaya karşı çıkıyorlar. Parlamentonun bu yasayı yeniden ele alması gerekecek ki bu şartlarda seçimlerin yıl sonuna kadar yapılması mümkün olmayabilir. Sonuçta Kürtlerin de hatırı sayılır bir ağırlığa sahip olduğu Bağdat'taki hassas iktidar dengelerini sarsıyor...
Kerkük'te yüzyıllardan beri çeşitli etnik ve dinsel gruplar arasında hüküm süren uyum ve beraberlik tehlikede. Bu, aynı zamanda tüm Irak'ın geleceği açısından da ciddi bir tehlikedir. Çünkü Kerkük, Irak'ın genel toplumsal ve siyasal yapısının da küçük bir modelidir. Iraklı Kürt gruplar askeri gücü ellerinde tutarak Kerkük'teki gelişmeleri yönlendiriyor. Vilayet ve idari makamlar zaten ellerinde. Başbakan Maliki'nin güçlendikçe Kürtlerin isteklerine daha az yanıt verdiği hatta zaman zaman bunun da ötesine geçtiği de dikkati çekiyor.