Enerjide yeni fiyat politikası sanayicileri herkesten çok etkileyecek. Tekstilden, otomotive, gıdadan, beyaz eşyaya kadar uzanan çizgide fiyatlara yansıyacak. Zaten satış olmadığından yakınan sanayicinin işi oldukça zorlaşacak. İhracat yapmaya soyunsa bu defada rakipleriyle fiyattan ötürü yarışamayacak. Zaten baş edemiyor... Yapacağı tek iş, istihdamı azaltıp üretimi düşürmek olacak. Yani işsizliği büyütüp ayakta durmaya çalışacak. Bu da, büyümede yavaşlama yaratacak. Yani elektrik fiyatlarına yapılan zam ekonomide yeni bir yol ayırımı yaratacak. Bu aynanın bir yüzü. Birde öbür yüzü var. Oraya da bakalım.

Ağustos faturalarına şaşmayın
Petrol fiyatlarındaki hızlı artış, (varili 70-80 dolardan 135 dolara çıktı. Daha da çıkması söz konusu) nedeniyle elektrik fiyatlarında yapılan bu ayarlama zorunluydu. Ancak bu zorunluluk sanayi kesiminde kademeli bir artış sistemiyle yansıtılsa yaratacağı şok yumuşatılmış olur ve sanayiciyi sert önlemler uygulamaya itmezdi. Bugünlerde hangi sanayiciyle konuşsak aynı derdi dillendiriyor. Elektrik faturalarına yeni fiyatla yansımalar Ağustos ayında belli olacak. Bekleyip göreceğiz. Sanayide nasıl bir tahribat yaratacak. Konunun bir başka cephesindeyse "otomatik fiyatlandırma sistemine geçiş yatıyor". Yani söz konusu yüzde 21-22'lik zamlar petrol fiyatlarındaki artışın enerji fiyatlarına yansımasıyla oluşan fiyat artışlarının otomatik olarak tüketiciye yansıtılması anlamını taşıyor. Bunun tercümesi de Ağustos faturaları, açıklanan zammın üstünde olursa şaşmayalım. Buna otomatik fiyatlandırmanın da yedirildiğini şimdiden bilelim. Bekleyip göreceğimiz.

Tasarruflu davranmalıyız
Geçtiğimiz günlerde ekonominin yol haritası olan üç yıllık "orta vadeli plan" yürürlüğe konuldu. Ne var ki, yeni bir yol haritası olmaktan çok, mevcut durumu korumayı hedefliyor. Aslında ortalama yıllık büyüme yüzde 5 ortalamasın da tutulmuş. Bu rakam bile ortalama yüzde 7 büyümemiz gerekirken ne kadar "tutumlu ve tasarruflu" davranmamız gerekeceğinin bir işareti oluyor. Cari açık ve dış ticaret açığında belirlenen hedefler, ise ithalat ve borçlanmaya dayalı bir yol çiziyor. İhracat mı? İthalatı karşılayamadıktan sonra "show"un ötesine geçemeyecek. Özetle, önümüzdeki üç yılda da, ekonomide kayda değer bir değişim olmayacak. Aslında, ulusal ve uluslararası platformda, gerek ekonomi gerekse politik arenada, yaşanılanları gördükten sonra "buna da şükür" demek gerekir.