Güncel | Yazarlar | Güne Bakış | Ekonomi | Aktüel | Magazin | Spor | Televizyon | Saklambaç | Astroloji | Arşiv | Ana Sayfa
Bugün: 21 Mart 2008  
Yazar Arşivi
'Ruhumu bekliyorum'
'Hala düğünlerde çalıp okuyan o çocuğum'

'Ruhumu bekliyorum'

'Kurşun baldırımdan girip içeride dolaşmış. Atardamara ramak kala durmuş. "Yarım santim daha girse, 30 saniyede kan kaybından ölürdün" dedi doktor.

Her şeyim hep birileri için çalışmak ve birilerinin kontrolünde çalışmakmış meğer. Artık "ben" merkezli bir hayat yaşamak istiyorum.

Kuracağım, aile olabilir. Bana ait bir mekan olabilir. Niye İstanbul'da oturup kalmak zorunda olayım ki? Gönlümün istediği yere gidip yerleşemez miyim?'

Adettendir. Söyleşiyi yapan giriş cümlelerini kendisi kurar. Ama Özcan Deniz, muhabbetin daha başında okuduğu bir eski kitaptan öyle bir "alıntı" yaptı ki, konuşmalarımızın çekirdeği bu oldu, buradan köpürdü, taştı laflamalar.
Alıntı şöyle:
Bir gezgin, Afrika tepelerinde araştırma gezisine çıkar. Çalışma arkadaşlarının yanı sıra yükleri taşıyan yerli hamallar da vardır ekipte. Sırtlarındaki ağır eşyalarla sarp kayalıkları, dev ağaçların sarmaş dolaş olup zor geçit verdiği ormanları kolaylıkla aşan bu yerliler, düzayak bir yere geldiklerinde aniden durur ve indirirler yükleri. Gezgin şaşkınlık içinde sorar hamalbaşına: "Mola için izin istemeden durmazdınız. Şimdi birdenbire durdunuz. Ne oldu ki?"
Yerli hamalbaşı kırık İngilizcesi'yle yanıtlar gezgini: "Ruhlarımızdan çok uzaklaştık. Şimdi durduk bekliyoruz. Ruhlar yetişsin, bedenimize tekrar girsin, birlikte yürüyelim."
* Epey gecikmeli de olsa yürekten ve kocaman bir "Geçmiş olsun" sana Özcan'ım. Allah seni bağışladı hepimize.
- Sağol canım abim.
* Ne oldu be Özcan'ım, sana niye kıymak ister ki bir insan?
- Dava devam ederken bir şey demek istemem. (Yazmayacağımı söyleyince tahminlerini sıralıyor.)
* Nasıl oldu, neler hissettin o anda?
- Koruma ordusu dedikleri 4 kişi... Sahneden indikten sonra... Hemen kalabalıktan uzaklaşayım diye koştum koridoru. Tek kişinin geçeceği bir döner kapı var. Oradan geçerken korumalardan ikisi arkayı kesti, ben çıkar çıkmaz yedim kurşunu. Baldırımdan girip içeride dolaşmış. Atardamara ramak kala durmuş. "Yarım santim daha girse, 30 saniyede kan kaybından ölürdün" dedi doktor.

BACAĞIMDA İNŞAAT VAR'
* Sonrası net mi kafanda?
- Ben yerde yatıyorum, adamı kenara almışlar hırpalıyorlar. Kadınlardan birinin ayakkabı topuğuyla vurduğunu gördüm adama. "Bırakın" diye bağırıyorum o halimle. Sonra İzmir'de ilk müdahale ve İstanbul'a nakil. Çok zor bir ameliyat oldu. Yurt dışından kemik parçaları geldi. Kendi bel kemiğimden alınan kemik parçalarıyla öğütülüp jel haline getirilip sıvandı. 4-5 yerden kelepçelendi. Çiviler, direnler... Bacağımda bir inşaat yapıldı sanki. Kimseye böyle görünmedim. "Reklam diye kullanır bu şimdi" diyenler bile çıktı. Bekir Coşkun ve Hıncal Uluç ağır yazdı hakkımda. Sanki kurşunu yiyen suçlu oldu. Ama bu konuyu uzatmak, konuşmak istemiyorum. Yatakta, zor durumda filan tek kare fotoğrafım olmayacak abi.
* Nicedir yürüyemiyorsun?
- Daha aylarca yürüyemeyeceğim Savaş Abi. Ama ben de o Afrika yerlileri gibi durdum ve ruhumu bekliyorum.
* Nerede bıraktın ki ruhunu?
- 36 yaşındayım ve 20 yıldır sahnedeyim. Şöyle bir baktım geçmişime. O kadar çok insan için o kadar çok şey yapmışım ki. Ama gördüm ki bana ait hiçbir şeyim ve zamanım olmamış neredeyse. Her şeyim, hep birileri için çalışmak ve birilerinin kontrolünde çalışmakmış meğer. Artık "ben" merkezli bir hayat yaşamak istiyorum.
* Bencillik anlamında mı söyledin bunu?
- Kim nasıl kabul ederse etsin abi. Artık kendi hayatımı kurmak istiyorum. Bunu kurmadığımı iyi anladım çünkü. Ruhum ya yakınlarıma ya da yaptığım işlere, şarkılara takılı kalmış hep.

'YÜKLERİMİ İNDİRDİM'
* Nedir bu istediğin "sen merkezli hayat"?
- Kuracağım aile olabilir. Bana ait bir mekan olabilir. Niye İstanbul'da oturup kalmak zorunda olayım ki? Gönlümün istediği yere gidip yerleşemez miyim?
* Yurt dışı mı, İstanbul dışı mı, "Gitmek" derken?
- İstanbul dışını kastediyorum. Denizi olan bir yer olsun yeter ki. Denizi çok seviyorum çünkü.
* Biz de çok severiz Deniz'i.
- (Gülüşmeler) Sağol abim.
* Böyle bir değişim tedirgin etmiyor mu seni?
- Ben bundan acı duymuyorum. Zor bir dönem geçirdiğim doğru ama asla travmatik bir dönem değil bu. "Anama, kardeşime, dostuma, işime, organizatöre karşı sorumluluk yüklerimi indirdim" diyelim.
* Kırılma noktası gibi olmuş...
- Şimdiden "Şunları şunları yapacağım" demek erken ama artık neleri yapmayacağım çok belli. Bu olaydan sonra bir şekilde hafifleme, her şeyden kurtulma duygusu geldi. İçimi kasan meğer ne çok şey varmış. Hani ameliyat sırasında kirli kan boşalsın diye diren koyuyorlar ya, o diren kanalından pis kanla beraber hepsi gitti o ağır yüklerin.
* Psikolojik destek aldın mı?
- Hastanede son günümde psikolog geldi konuştuk. Çıktığında "Benim Özcan'a yapmam gereken bir şey yok çünkü çok bilinçli ve metin. Hiçbir sorunu yok" demiş.

ESAS KORKUSU NE?
* İşlerin iptal oldu, kaybın büyüktür.
- Sinema filmi projemiz vardı mesela. Ekibi kurmuş, ön çalışmalarımızı tamamlamıştık. Kültür Köprüleri için geri sayım başlatmıştık. Solo konserler vardı planladığımız. "İptal oldu" demiyorum. Tehir oldu. Maddi tarafı asla etkilemiyor beni. Solo konserler dışındaki projelerde maddi beklentim yoktu. Para kaybedişin hiç değeri yok gözümde. Yaşam boyunca defalarca dibe vurdum ama pik çekip tepelere çıktım yeniden. Bu konuda idmanlıyım, esas korkum başkaydı.
* Neydi?
- Hastanede anladım bunları. Dışarıda bir yerlerde nefes alabilmek ne kadar da önemliymiş meğer. Yatıyorum, "2 karış ötedeki camı açabilsem, oradan nefes alabilsem" diye içim gidiyor. Oysa steril ortamdayım, annem bile giremiyor yanıma. Cam filan da açamıyorsun. Şiddetle yapmak istediğin şeyler küçük, parasız, doğal şeyler. Onları kaybetmeye başlama korkusuyla sarsıldım hep. Yüzebilmek ne kadar da sıradandı. "Bir kulaç olsun atabilecek miyim?" diye soruyorsun kendine. Dün uzun bir aradan sonra evime dönebildim. Bastonlarımla bahçede ayakta durdum. Ağaçlara diktim gözümü ilk kez. Dala konmuş küçücük bir kuş gördüm. Cik cik ötüyor. Orada öylece dikilip 1 saate yakın o kuşun ötüşünü dinledim.
YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Ellerin kaşıntısı para saymaktan mı?   / 20-03-2008
 Karadan-denizden hayat esintileri   / 19-03-2008
 Özcan Deniz köprü kuracak   / 18-03-2008
 Kazancı Bedih yok satıyor   / 17-03-2008
 Chelsea ve 40 haramiler   / 17-03-2008
 16 Mart katliamı üzerine   / 16-03-2008
 Televizyonu 'mutlulukla' seyretmek   / 15-03-2008
 Bir fincan kahvenin hatırı   / 14-03-2008
 Sulukule ölürken   / 13-03-2008
 Stajyer Hicri göreve döndü   / 12-03-2008
GÜNCEL
Nefes Nefes kesen skandal
Yapımı süren üst geçitten düşüp ağır yaralanan 7 yaşındaki çocuğu...
Yine işçiler öldü
Beyaz zehir kurbanı
Dink cinayetinde şok gelişme
Misafirlikte kan döktü
Sütanne kangal olunca!
'Uzman'ca canına kıydı
SPOR
İşte İşte 2 bomba: Crespo&Love
Sarı-Lacivertliler, bonservisi Chelsea'de olan Hernan Crespo ile...
Figer'in niyeti kötü
Kalli'ye güle güle
Holosko'da kriz!
Potanın büyükleri
Fener destan yazacak
İşte 15 yürekli aslan
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
HAVA DURUMU
İSTANBUL Sağanak Yağışlı 12°C 8°C 
ANKARA Sağanak Yağışlı 16°C 9°C 
İZMİR Sağanak Yağışlı 21°C 17°C 
ANTALYA Çok Bulutlu 22°C 12°C 
ADANA Çok Bulutlu 23°C 12°C 
EKONOMİ
IMKB E: 39.847,790 D:% -2,59
DOLAR S: 1,245 D:% 0,97
EURO S: 1,920 D:% -0,47
AKTÜEL
GÜNE BAKIŞ
EKONOMİ
GÜNCEL
  Güncel | Yazarlar | Güne Bakış | Ekonomi | Aktüel | Magazin | Spor | Televizyon
| Saklambaç | Astroloji | Mobil Takvim | Reklam | Künye | Ana Sayfa
    Takvim Servisi
    Copyright © 2003, 2007 - Tüm hakları saklıdır.
Merkez Gazete Dergi Basım Yayıncılık Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Üretim ve Tasarım  Merkez Bilgi Grubu