Babalar ve oğullar
Türk siyasetinin önemli adreslerinden DP'de olağanüstü süreç yaşanıyor. Yüzde 5.4'le sandıktan çıkan parti, 6 Ocak'ta Olağanüstü Kongre yapacak. Menderes-Bayar-Köprülü çizgisindeki DP'den Süleyman Demirel'li AP'ye, ardından DYP çatısında Cindoruk-Demirel ve Çiller'li yıllara, son dönemde de Mehmet Ağar'lı siyasete geçiş yapan partide çok aday var. Ancak, bunlardan 2'si,Çiller döneminin İstanbul eski il başkanlarından Süleman Soylu ile Mehmet Ağar ile siyasete giren Genel Başkan Yardımcısı Doç. Çağrı Erhan öne çıkıyor. Çiller ve Ağar'ın emanetçileri diye gösterilen ancak bunu reddeden 1969'lu Soylu ile 1972'li Erhan'ın babalarından bahsetmek istiyoruz.
SoylubabanınSüleyman'ı Rize kökenli bir ailenin mensubu olan Soylu'nun babası Hasan Soylu da gençlik yıllarından beri siyasetin içindeydi. 1950'li yıllarda Komünizmle Mücadele Derneği'nde yerini alan baba Soylu, MTTB'de bulunmuş, Kızılay'da da Başkanlık yapmıştı. Kuvvetli bir milliyetçi damardan gelen Hasan Soylu, AP İstanbul ilçe teşkilatlarında yıllarca yöneticilik yaptıktan sonra, DYP'de Gaziosmanpaşa İlçe Başkanlığı'nı da sürdürmüştü. Oğlu Süleyman Soylu'nun 1986'da DYP Gençlik Kolları'nda siyasete başlaması ile baba da il yönetimine geçmişti. Baba Soylu, hacca gittikten sonra bayrağı tamamıyla 2. kuşak Soylu'ya teslim etmişti. Süleyman Demirel sevgisiyle adı Süleyman konulan oğlu, 1995 seçimlerinin ardından babasının yıllarca görev yaptığı GOP İlçe Başkanlığı'na seçilmişti. Yaşı da henüz 26 idi. Çiller'in güvenini kazanıp 99 seçimlerinden sonra DYP İstanbul İl Başkanı olan Soylu, 2002 seçimleri ile parti yönetiminden uzaklaştırılmıştı.
MücadeleadamıErhan Doç. Erhan Çağrı'ya gelince... Fatih'te doğup büyüyen Mülkiye mezunu bu genç siyasetçimizin babası Dr. Nail Erhan da vatanı ve milleti için hayat boyu inanılmaz mücadele vermiştir. Aslen Bilecikli Nail Bey, Kuleli Askeri Lisesi'nden sonra Harp Okulu son sınıftayken 1963'teki Talat Aydemir'in ihtilal girişiminin ardından (1500 kişi ile) okulla ilişiği kesilmiş ve Tıp Fakültesi'ni bitirip İç Hastalıkları Uzmanı sıfatıyla mesleğini sürdürmüştü. Nail Erhan, 1965 yılında merhum Arparslan Türkeş ile tanışıp CKMP'nin Fatih Gençlik Kolları'nı kurmuş, daha sonraları Taha Akyol'un da aralarında bulunduğu ekiple ilk teşkilatını da oluşturmuşlardı. 1971'de kendisi gibi doktor olan eşi ile Rize'ye tayin olan Erhan hükümet tabibi görevini sürdürürken, Türkeş'le de 2 sandalye 1 masadan mürekkep evlerinde ağırlayacak kadar dostluğa devam etmişti. 1973'te atandığı Kırklareli Hükümet Tabibi iken eşi ile şeker çuvallarından karate elbiseleri dikip gençleri spor ve memleket sevgisine yöneltecek kadar fedakarlıklara imza atan Erhan'ın hayatının en anlamlı sahnelerinden biri de İstanbul'dan Ankara'ya 9 kişi olarak 9 gün süren yürüyüşleridir. Türkeş'in 9 ışık ideolojisine uygun şekilde, 9 genç, 1967'de Demirel Hükümeti'ni, çıkarttığı af kanununda eski Harbiyeliler'e haklarını vermediği, ayrıca ibadet ederken gözaltına alınıp 163. madde kapsamında yargılananları gözardı ettiği için protesto etmişti. Yani Nail Erhan ta o zamanlarda inanç mücadelesi vermişti. Merhum Muzaffer Özdağ ile binlerce gencin karşıladığı gençler, İstanbul'a döndüklerinde malta humması hastalığından tedavi gören Türkeş'i de ziyaret etmişti. Şimdi her ikisi de hacı olup evlatlarıyla gurur duyan Soylu ile Erhan babaların çocukları da genç yaşta böyle mücadeledeler. Allah hayırlısı ne ise onu nasip etsin.