Vazgeçmek yok
Belki klasik olacak ama bu akşamki maçta umarım dostluk kazanır. Şu aralarda kara günler geçiren futbolumuzun buna çok ihtiyacı var. İşin doğrusu böyle ama yaşananları görünce de hiç umudun kalmadığını hissediyorum. Baksanıza Beşiktaş'ın başkanı, yöneticisi ve medyası kendi hallerine bakmadan Fenerbahçeliler'e duruş dersi vermeye çalışıyorlar. Hakemliği bırakmasına rağmen hala CemPapila'yı dilinden düşürmeyenler SelçukDereli için konuşulanları hazmedemiyorlar. Ne de olsa bu kadar rezil bir yönetim kendileri için büyük bir şanstı. Onlar için, "Hep bana, hep bana" söylemi ve "Başarıya giden bütün yollar mübahtır" felsefesi geçerli. İstiyorlar ki her maçta rakipleri doğransın, düdükler hep kendileri için çalınsın. Fenerbahçe belki çok ağır bir bedel ödedi ama haklı isyanıyla kamuoyuna futbolumuzda dönen dolapları bir bir açıkladı. Vicdanlarda aklandı. Artık sokaklarda, işyerlerinde, kahvelerde, restaurantlarda insanlarımız futbolumuzun geldiği noktaları tartışıyor. İşin kısası Fenerbahçe tarihi bir görevi daha yerine getirmiştir. Peki bütün bunlardan rahatsızlık duyanlar var mı? Hiç olmaz olur mu? "Kimlerdir" derseniz, çirkin ittifakın mensupları ve uzantılarıdır derim. AliKoç'a bile saldırıyorlar. Neymiş Koç ürünleri almayacaklarmış. Kendi paşa gönülleri bilir. Benim merak ettiğim, "İnanKıraç'ın yüzüne nasıl bakacaklar?" sorusunun yanıtıdır. Bir uyarımda şöyle olacak; Fenerbahçeliler'i kampanyaya zorlamayın. Onların yapacağı kampanya ocak batıran cinsten olur. Perşembe günü Anıtkabir'deydim. Binlerce Fenerbahçeli'nin AzizYıldırım ve AliKoç'u nasıl bağırlarına bastıklarına şahit oldum. Yani yaptıkları mücadelede milyonlarca Fenerbahçeli yanlarında. Yeter ki vazgeçmesinler.