Sabah uyandığımda ve birden o gün 40 yaşıma bastığım aklımda acımasız bir şekilde zonkladığında, yataktan ayaklarımı yere uzatıp dakikalarca oturdum.. Beter bir yalnızlıkta, 40 yaşım ve ben.. Bir panik ki hiç anlatılabilemez.. Öyle bir yontu gibi kalakaldım.. Fena perişanladım.. 10-11 yaşlarındaydım.. Annem, "Babanızbugün40yaşınabasıyoronagöre.." demişti.. Evin kuytu bir yerlerine çekilip ağlamıştım.. Babamın öleceğini sanmıştım.. Çünküm o zamanlar sanıyorum, 40 yaş bir bitiş yaşıydı.. İhtiyarlık ve ölüm.. Nasıl korkmuştum Rabbim nasıl korkmuştum "Babambizibırakıpgidecek.." diye.. O 40 yaşına bastığım günün sabahı da yine babam ve "Yaşlılık.." denilen şey düşmüştü aklıma.. DünyaYaşlılarGünü.. Pekiy şimdi niye yine yaşlılıktan söz ediyorum? Benim hiç haberim yoktu.. Sanırım sizlerin de öyle.. Oysa 4-5 gün önce, bütün dünya "DünyaYaşlılarGünü" nü kutlamış.. Ben, geçtiğimiz salı günü Meclis'in ikinci dönem açılışında bir milletvekili gündem dışı söz alıp "DünyaYaşlılarGünü" nden söz edince, haberdar oldum.. Milletvekili söylüyordu ki: "21'inciYüzyılyaşlılaryüzyılıolacaktır,birtakımverileredayalıolarak..Çünkümdünyanüfusuhızlayaşlanmaktadır.." Ve sonra, bizim yaşlılarımızın hali pür melallerinden bahsetti üç-beş sözcükle..
***
Sahi bu Avrupa normları içinde, muhakkak ve muhakkak yaşlılara dair, onların dirliği, düzenliği, sağlıkları ile ilgili kesin şartlar var.. Ben o havalide, Evropalar'da epey turladığımdan bilirim oralar kocamışların nasıl " Elbebe,gülbebe.." tutulduklarını.. Nasıl bakıldıklarını, nasıl ihtimam gördüklerini.. Bizim kendi gökkubbemizde ise hiç kulak asma.. Bu iklimde şimdiki zamanlarda, "Yaşlılık.." denilen o şey, yaman ve beter bir rezillik.. Adettendir, "Lafolaberigele..", böyle günlerin bir de haftaları vardır.. Sanırım, belki şimdi de "YaşlılarHaftası" ndayız.. Sahi, öyle üfürükten püfürükten nesi kutlanıyor bizim coğrafyamızda yaşlıların? Hadicanımsizde.. 21'inci Yüzyıl, yaşlıların olacakmış.. Ama herhal bizdekilerin değil.. Bizim buralarda onların halları ağlanacak bir hallar: - Zıbarıpgidemedimoruk! - Budabaşımızabelaoldu! - Bunugötürüpbiryerlerebırakmalı,amanerelere? "Yaşacağıkadaryaşamışabi,biölsedekurtulsak.." gibi söylemlerle mi ya da davranışlarla mı kutluyoruz DünyaYaşlılarGünü' nü? Kendilerine reva görülen rezillikleri, avuç içleriyle, kimselere göstermeden silmeye çalıştıkları gözyaşlarını mı?
***
Ben bir zamanlar çok takılırdım Darülaceze'ye.. Oranın sığınmacılarını gözlemeye.. Hep beklerlerdi.. Çok beklerlerdi.. Birilerini beklerlerdi.. Çok sararmaya durmuş eski fotoğraflara, gözleri gibi bakarlardı.. Yalnız ve ilgisiz bırakılmış kocamışlar, çocuklardan çok ağlarlardı ve hatta en uykularında bile.. Hep söylüyorum.. Çok iyi anımsıyorum çünküm.. Bizim çocukluğumuzda böyle değildi.. Hiç değildi.. "Yafubuülkede'Komşuluk.."denilenmüessesebitti.." diye yakındık, yakınıyoruz.. İçten içe komşuluklara bile hasretlik çekiyoruz, şekvalanıyoruz.. Geç anam, babam geç! Ne biçim bir makara? Arkadaş sen, siz ne anlatıyorsunuz, ne anlatıyoruz? Ne komşuluğu? Atalık, dedelik, ninelik boşlandı bu zamanda.. Yılkı atlarına çevirdik onları.. Söylemeye dilim varmıyor ama "Evlerdebeslenenkediler,köpeklerkadaritibarlarıyokçoğuzaman.." dersem, inanın söylediklerimde gerçek payı vardır.. Ne sevgi, ne saygı, ne de bir halden anlayış.. Hani aynen Cahit Sıtkı Tarancı'nın söylediğince; şiir ettiğince: "Nedensonrafarkınavarıyorsun Etrafındakikorkunçıssızlığın Yarolsun,dostolsun,nearıyorsun Adresibellimivefasızlığın Aşk,dostluk! Hepsidökülenyapraklar! Çıplakbirağaçdurgunsudaaksin Yalnızlıkdediğinhayatlabaşlar Kabirboyuncadevametmekiçin"
Önce adamolmak.. Benim bu konudaki şikayetlerim, daha çok AB'liğe koşuşturan büyük kent yaşayanları ile ilintili şeyler.. AB'ye girmek tamam da, sorun, önce adam olmak.. Bizim çocukluğumuzda böyle değildi.. Böyle hiç değildi.. Yaşlılar başköşelere oturtturulurlardı.. Dedikleri, söyledikleri fermandı.. Değil saygısızlık, en ufak bir pot kırmak bile; tek ve en büyük töre, atayı bozmaktı ki, töreyi çiğnemekti ki, hiç affı yok bir iş.. Şimdilerde AB ile müzakerelere oturduk ve güya "birçıkmazyolun,çıkmazsokağınsonçarşambasında" Avrupalı olacağız.. Oysa önce adam olalım.. O iş, Avrupalı olmaktan çok daha önemli bir iştir de ondan.. Çünküm "Yaşlılık.." denilen o şey, en güzel tarifini bizim kendi dilimizde bulur: "Birayağıçukurdaolmak..""DünyaYaşlılarGünü" kutlanmışmış.. Hadi canım siz de: "Güngeliryaşamayadeğecekzamanbiter İnsandagüçtükenir,halbiter,canbiter Seslerduyulmazolur,solarrenkleransızın Yıllardıryüreğinehayatverenkanbiter Yıkılırinançları,umutlarıtükenir Sevdiği,sevildiğikişilerbiranbiter
İmdi yazıya burada nokta koymak vardı ya, ben yine takıldım o 40 yaşıma bastığım güne.. Ula bir ne biçim ürküntü, bir ne biçim küskünlük ve dahi nasıl bir bitmişlikti.. Halbuki ben kurban olayım 40 yaşıma.. Ahhh şimdi onu bana verseler.. Ah bir verseler.. Ben hep onda takılıp kalsam.... Böyle yaşlılık muhabbetlerine soyunmazdım en azından.. Hani o iş, "Hızlıyaşa,çabuköl,cesedingüzelkalsın.." .. Çünküm yazının başlığına da koyduk ya, bizim buralarda, şimdilerde, sevginin tükendiği bu ortamda, "Yaşlılık,yaşiş.." ..