Güncel | Yazarlar | Güne Bakış | Ekonomi | Aktüel | Magazin | Spor | Televizyon | Papatya | Astroloji | Ana Sayfa 13 Eylül 2005

MHP, DISK ve 12 Eylül

Devlet Bahçeli, "Kışkırtmalara alet olmamak vatanseverliğin bir gereğidir" dedi.
Bahçeli'nin etnik kavgaya tahriklerin devam ettiği bir ortamda söylediği bu sözler, iç çatışmaya gidişin engellenmesi bakımından çok önemlidir.
Milliyetçi bir partinin liderinin bu yaklaşımını kutlamak gerekir.
Ama sadece Bahçeli'yi değil.
12 Eylül Müdahalesi'ni protesto gösterilerine "Ülke hızla bir etnik ayrışmaya doğru itilmek isteniyor. Biz buna alet olmak istemiyoruz" gerekçesiyle katılmama kararı alan DİSK'i de kutluyoruz.
Her iki kuruluş da, 12 Eylül Askeri Müdahalesi'nin mağdurlarından.
12 Eylül 1980 öncesi, karşı kamplarda yer alanların, bugün itidal ve sağduyu tavsiye eden yaklaşımı, barışın korunmasında önemli bir güvencedir.

***

Peki ne olmuştu 12 Eylül öncesi? Hatırlatalım.
Gençlerimiz iyi niyetliydiler. Samimi duygulara sahiptiler.
Duyguları, idealistlikleri, tecrübesizlikleri istismar edildi.
Sistemli ve planlı olarak çatışmaya yönlendirildiler.
Her yerden "vurun" haykırışları yükseldi.
"Durun" diyenlerin sesi etkili olamadı.
Gençler silaha sarıldılar. Kardeş kardeşin canına kıydı. Binlerce gencimiz yaşamını kaybetti. Binlercesi yaralandı. Binlercesinin istikbali heba oldu.

***

Ölümün kol gezdiği günlerdi.
Kimse yarınından emin değildi.
Sokaklarda korkmadan yürümeyi unutmuştuk.
Sadece taşıdığınız gazete veya bıyığınızın şekli nedeniyle öldürülebilirdiniz. Üniversiteler, okullar, fabrikalar, silahlı çatışma alanları olmuştu.
Türkiye, o yıllarda her şeyinden yitiren bir ülkeydi.

***

Sonra "böyle gitmez" ortak düşünce haline geldi.
Olayların içinde olan çoğu kişide bile "Bir şey olsa da biz de kurtulsak" fikri hakim oldu... Nitekim oldu da.
12 Eylül 1980'de "ordu idareye el koydu".
Herkes derin bir nefes aldı. İnsanlar sokağa korkmadan çıkabilmek duygusunu tatmaya başladı.
Güvenliğin sağlanması herkeste bir sevinç yaratmıştı. Partilerin, derneklerin kapatılması, demokrasiye ara verilmesi halkın umurunda bile olmadı o zaman.
Çünkü herkes, can derdindeydi.
Tabi ki can, demokrasiden önce gelmekteydi.

***

Bir süredir "12 Eylül rejimi yargılansın" deniyor.
Acaba bu mümkün ve doğru mu?
Geçmişle yüzleşmek ve hesaplaşmak için 12 Eylül'ü yapanları yargılamak gerekli? Yoksa işe ilkin 12 Eylül öncesiyle hesaplaşmayla başlamalıyız?
Cevaplar Perşembe yazısında.
GÜNCEL
Serbest Serbest bırakıldı
Gamze Özçelik'i ilaçla uyutarak tecavüz ettiği öne sürülen Gökhan...
Okul manzaraları
Kirveye bu yapılır mı?
'Apo'yu beslemeyin'
Metro-mafya!
Bana kurşun işlemez!
Hayata fidye verdi!
SPOR
Kalbimiz Kalbimiz sende
Sarı-Lacivertli ekibimizden, güçlü İtalyan temsilcisi karşısında bir...
Dersimiz Tromso
İşte tarihi fırsat
Uyuyamıyorum
Göz dağı verdi
Kanarya tek yürek!
Ailton, derbi maça belki!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
HAVA DURUMU
ISTANBUL - Açık 27 C,Açık 17 C
ANKARA - Açık 27 C,Açık 12 C
IZMİR - Açık 34 C,Açık 18 C
ANTALYA - Açık 30 C,Açık 20 C
ADANA - Açık 29 C,Açık 21 C
EKONOMİ
IMKB E: 32.711,130 D:% 1,58
DOLAR S: 1,337 D:% 0,19
EURO S: 1,645 D:% -0,63
AKTÜEL
GÜNE BAKIŞ
EKONOMİ
GÜNCEL
     
  Güncel | Yazarlar | Güne Bakış | Ekonomi | Aktüel | Magazin | Spor | Televizyon | Papatya | Astroloji | Ana Sayfa
     
     
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
Merkez Gazete Dergi Basım Yayıncılık Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Üretim ve Tasarım  Merkez Bilgi Grubu