Kolluk; evinize, işyerinize ne zaman girebilir, ne zaman arama yapabilir? Son günlerde tartışma konusu oldu. Polis şüpheli kişileri takip ediyor. Şüpheliler konuta giriyorlar. Polis; konuta girmek, arama yapmak için çevrede tertibat alıyor, savcıdan emir bekliyor. Emir geliyor ama o sırada şüpheliler kaçıyor. "Acaba polis doğru mu yaptı?" diye sorular oldu. Polis, yetkilerini kanunlara göre kullanmakta. Kanuna uygun davrandı diye de polisi eleştirmek garip bir durum. Aksine, yasalara saygı gösterdiği için onları takdir etmeliyiz. Eğer kanunlarda uygulamada zorluk çıkartan maddeler varsa bunları eleştirmeliyiz. Gerekirse değiştirmeliyiz. Ancak, değiştirilene kadar polis de her vatandaş gibi yasalara uymalıdır. Konuta girmek, arama yapmak; vatandaşın temel haklarından biri olan konut dokunulmazlığına müdahale etmekte. Konutdokunulmazlığı... İşte bu nedenle, Anayasa'da konut dokunulmazlığı düzenlenmiş. 21. maddede "Kimsenin konutuna dokunulamaz" deniliyor. Ancak, milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlakın korunması nedenleriyle konuta girilebilir, arama yapılabilir, buradaki eşyaya el konulabilir. Yani belli koşullarda konuta dokunulabiliyor. Peki bu koşullar neler? Bunlar, hem Anayasa'da hem Ceza Muhakemesi Kanunu'nda (CMK) belirlenmiş. Yeri gelmişken bir hususu hatırlatmak isterim. Arama, yakalama, gözaltına alma, savcının, adli polisin yetkileri gibi konular, Ceza Muhakemesi Kanunu'nda (CMK) düzenlenmiştir. Hangi davranışların suç olduğu ve bunlara verilecek ceza ise Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) yer alır. Ama buna rağmen, birçok gazete ve televizyonda, Türk Ceza Kanunu ile hiç ilgisi olmamasına rağmen bilerek veya bilmeyerek bir yanlışlık yapılıyor. "Yeni TCK polisin arama yetkisini kısıtladı" veya "Yeni TCK'ya göre yakalama şöyle olacak" diye yazılıyor, çiziliyor, söyleniyor. Bu konuların TCK ile ilgisi yok. Bunlar CMK kapsamında! Daha hangi kanunun ne ile ilgili olduğunu bilmeden haber, eleştiri, yorum nasıl yapılabilmekte? Bunu okuyucuların takdirine bırakıyorum. Doğruyapmıştır Konumuza dönelim. Konuta girmek ve arama yapmak için Anayasa ve CMK, "Hakim kararı gerekir" diyor. Ancak, gecikmesinde sakınca olan bir durum varsa, o zaman savcının yazılı emriyle de konutta arama yapılabiliyor. Bunun için, hakim kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri gerekiyor. Konut, işyeri ve kamuya açık olmayan yerlerde kural böyle. Hakim kararı şart. Acele hallerde ise savcının yazılı emri yeterli. Kanun böyle diyor. Polis de böyle yapmış, savcının yazılı emrini beklemiş. Doğru yapmış. Eğer arama haksız biçimde yapılırsa, bu Türk Ceza Kanunu'na göre suç. Ayrıca, konutu, işyeri kanuna aykırı olarak aranan kişi devletten tazminat da talep edebilir. Yani hukuka aykırı bir arama yapıldığında; yapan hapse gidecek, devlet de tazminat ödeyecek. Ne polis hapse girsin, ne devlet para ödesin. İşlemler, kanunlar nasıl emrediyorsa öyle yapılsın...