Saygın bir firmada yönetim, işe girmek isteyenlere bir soru hazırladı ve soruya en uygun cevabı veren kişiyi işe aldı. Bu soruda doğru veya yanlış cevap diye bir şey yok, sadece düşünce sistemi önemli. Soru şu... "Karanlık,yağmurlubirgece.Fırtınavar,gökgürlüyorvesizsabahakarşı02.00'detekbaşınızaıssızbiryoldaotomobilinizilegitmektesiniz.Otomobiliniz2kişilik.Birazilerideotobüsdurağında3kişibekliyor. Birincisibirdoktor,sizidahaöncegeçirdiğinizkalpkrizindenkurtarmış. İkincikişi,çokyaşlıvehastabiradamveneredeyseölmeküzere. Üçüncüsü,hayatınızınrüyası,herzamantanışmakiçincanattığınızbiri... Havagittikçekötüleşiyorvearabanızdasadecebirkişiyeyervar. Böylebirdurumdaneyapardınız?"
***
Görüşmecilerin cevapları farklı. A. Hasta adamı en yakın hastaneye götürürdüm. B. Doktor daha önce hayatımı kurtardığına göre, onu alırdım. C. Manen düşünürsem tabii ki hasta adamı alırdım, fakat kendi geleceğim ve duygularım için, her zaman tanışmak için can attığım, hayatımın rüyasını alırdım.
***
Bu görüşmede cevapların yüzde 90'ı "Yaşlıadamıalırdım" olmuş. Ve bu soruyu cevaplayan yüzlerce insan arasından, sadece 1 kişi işe alındı.
***
İşte o kişinin cevabı... "Arabadaninipanahtarıdoktoraveririm.Doktorbenimhayatımıkurtardığıgibi,yaşlıkişiyidehastaneyeyetiştiripiyileştirebilir.Böylece,bendehayatımıninsanıylaotobüsdurağındabaşbaşakalıponutanımafırsatınıeldeedebilirim." Herkesin birini "almak" istediği yerde, anahtarları "veren" kişinin cevabı, harika bir cevap. Ve kazanan da o oldu. Bu olaydan çıkacak önemli dersler var. "Hayalimüsamerelerde" kendinize verdiğiniz rol çok önemli. Her soruya "ortakcevap" verenlerin dışında kalabilecek kadar "farklı" düşünebiliyorsanız, başrol size yakışıyor. Ve ardına kadar açılıyor kapılar! "Verdiğinizi" fazlasıyla geri "alıyorsunuz" hayattan!