İhtiyaç duyulmayan şeyin kıymeti de olmaz. Örneğin, çoğu kimse için, şişesi 1 milyara satılan değerli şaraplar hiçbir anlam ifade etmez. Bu şarabı 5 YTL'ye verseniz, almaz. Örneğin, işiniz düşmediği zaman polis sizi pek ilgilendirmez. Ne zaman ki başınıza trafik kazası, hırsızlık, gasp gibi olaylar gelir, o zaman "Polisimdat" diye bağırırsınız. Bu gerçeğe rağmen, son aylarda polisten şikayetler arttı. Hırsızlık ve gasp olaylarının yaygınlaşmasında, kusurun Emniyet güçlerinde olduğuna inananlar çoğunlukta. Üstelik de Kadınlar Günü nedeniyle yapılan gösterideki dayak olayı, polisin imajını iyice zedeledi. Emniyet mensupları, kendilerine yönelik eleştiriler konusunda çok hassaslar. Hatta,butüreleştirilerekızıyorlar. Ancak, tepkilerin azalması biraz da onların elinde. Onlar daha dikkatli ve daha hassas olmalıdır. Size şimdi anlatacağım olay, bir okurumun başına gelmiş. Fuat Sayıner isimli okurum, başına gelenleri, belgeleriyle bir dosya halinde bana göndermiş. Anlattığıolay,özetleşu: Fuat Sayıner, emekli maaşını almak için İstanbul Elmadağ'daki bir bankaya gider. Arabasını da yakın bir sokağa park eder. Maaşını alıp döndüğünde, arabasının çekilmekte olduğunu görür. Hemen görevli polise koşar. Emekli ve hasta olduğunu, hatasını kabul ettiğini anlatır. Kendisine ceza yazılmaması için ricada bulunur. Ancakgörevlipolismemuru,bunarağmencezayıkeser. Fuat Sayıner'in ifadesine göre, bir de üstelik yakasına yapışıp küfür eder. Bununla da yetinmez, arabasına bindikten sonra Sayıner'in yüzüne tükürür. Okurumun özetle anlattıkları böyle. İş bu noktaya kadar niçin gelmiş. Polis memuru niçin bu kadar tepki göstermiş, bilemiyorum. Bildiğimbirşeyvar.70yaşındakiFuatSayıner'e,buolayçokdokunmuş . Bunu gurur meselesi yapmış. Karakola gidip, polis memurundan davacı olmuş. Bununla da yetinmemiş, şikayetini birer dilekçe ile İstanbul Emniyet Müdürü CelalettinCerrah ile İstanbul Trafik Şube Müdürü AliKemalHanlı'ya iletmiş. Umuyormuş ki, bu şikayetleri üzerine hiç değilse Emniyet'e davet edilir ve şikayetçi olduğu polis memuru ile yüzleştirilir. Ama öyle olmamış. Kendisine,sadeceEmniyet'tencevabibiryazıgelmiş. Bana da gönderdiği bu ilgili yazıda deniliyor ki: Fuat Sayıner'in, kendisine hakaret ve küfür ettiğini belirttiği polis memuru hakkında iddialarını doğrulayacak tanık ismi veremediği, polis memurunun fiili saldırıda bulunduğu, sinkaflı küfür ettiğine dair sübut delil elde edilemediği için dosya işlemden kaldırılmıştır. İşte,okurumuyıkancevapdabuolmuş. Polisin ifadesi yeterli görülerek, kendisine olay bir daha sorulmamış bile. Polis memuru da herhalde, "Evet ben suçluyum. Vatandaşa çok kötü muamele yaptım" demeyecekti. Böyle bir olay başına gelmese, gururu kırılmasa, 70 yaşındaki Fuat Sayıner niçin davacı olmak için uğrasın? Niçin sağa sola dilekçeler yazsın? Okurum gibi ben de beklendim ki, Fuat Sayıner hiç değilse Emniyet'e çağrılsın. Polismemuruileyüzleştirilsin. Mağdur vatandaşın, lafla da olsa gönlünü alınsın. Polis memuru usulen uyarılsın. Hiçbiri yapılmıyor. Çünkü polis, vatandaşın polisi olduğuna inanmıyor. Kendisini onun üzerinde görüyor. Bütün mesele de bu zaten.
Ben, bazı ekonomi profesörlerini futbol yorumcularına benzetiyorum. Benzeryönleri,herikisinindedesteksizatmaları. Bunlar TV ekranlarına çıkarlar, bağırıp çağırırlar. Hiçbir şeyi beğenmezler. Herkesin"Gol"dediğine"Aut"diyerek,keçigibiinatederler. Böyle iri iri, aykırı laflar söyledikleri için de bir anda ünlü olurlar. Öncekiakşam,biraragözümSKYTürkekranınatakıldı. Ekranda, Prof. Dr. Osman Altuğ var. Hani şu ekonomi konularında şovları ile ünlü profesör. Herdevriniktidarına"Benidanışmanyapın"diyebaşvurankişi. Yine esip gürlüyordu. Efendim, Türkiye'de üretim yokmuş. Alınan dış kredileri yiyormuşuz. Her tarafa market açarak, tüketimi körüklüyormuşuz. Üretim olmadığı için de ekonomik durum çok kötüymüş. Anlattıdaanlattı.KarşısındaoturanMeriçKöyatasıdahiçsormadı. "Peki Hocam, madem üretim yok da kapasite kullanım oranı niçin artıyor? İhracat, nasıl oluyor da 70 milyar dolara fırladı?" diye. Hocamızhızınıalamadı,"70milyonu,GelirVergisimükellefiyapmaklazım"diyehaykırdı. Bu hesaba göre beşikteki, kundaktaki çocuklar bile vergi mükellefi olacak ki, doğrusu büyük buluş. Atınbakalım,nasılolsameydandaekranlardaboş.
***
DİPNOT AB ülkelerinde çalışan Türkler'in ortalama yıllık geliri, 19 bin euro.