Herkesinhissettiği,hattabildiğibirşeyi,sonzamanlardatemcitpilavıgibipişirippişiripservisekoyanlarvar. Artık,kafalarınınardınasakladıklarınıortayadöküyorveakıllarınca'taban'oluşturmayaçalışıyorlar. "Hangikonudaveneyi?" diye sorarsanız, hemen belirtelim: - FederasyonuveKürtayrımcılığını... Fanusun kapağını, cüretkar biçimde ilk olarak Paris'teki Kürt Enstitüsü'nün başındaki NeyzanKendal açtı bir gazeteye verdiği röportajda... Fransa'nın eski cumhurbaşkanının eşi DanielleMitterrand'ın müşfik kollarında büyüyüp serpilen KendalEfendi ; "Federasyonlafınaalışacaksınız" diyerek, işaret fişeğini fırlatmıştı. Haftası geçmedi, yerli işbirlikçiler de seslerini verdiler. FlashTV'deki programda; üniter Türk Devleti'nin yeni oluşumu ve sınırlarını kendilerince çizip, ocaktaki suyun ateşini yükselttiler. Doğrusu hiç şaşırmadık! Zaten yıllardır bildiğimiz ve beklediğimiz, hatta bugüne kadar geciktiğine şaşırdığımız bir hamle idi bu...
Silahlarınenöldürücüsü... Siyasi istekleri ve AB kapsamındaki çabaları esnasında, bugünlerde dillendirdikleri federasyon kapısının fotoğrafını koymuşlardı. Dolayısıyla, etnikçilik üzerinden varmak istedikleri hedefleri çok iyi biliyorduk ve dağbaşındaki çobanın da kül yutmayıp olanbitenleri izlediğine inanıyorduk. Hal böyle olunca, hodri meydan! Buülkeyivemilletinasılböleceklermişvefederasyonhedeflerinehangiyollaulaşacaklarmış,buyursunlar!SırrıSakık ve MuratBozlak gibi sözcülüğe soyunanlar, televizyondaki programda olduğu gibi "federasyon" konusunda ısrarlarını sürdürdüklerinde, Anadolu ateşinin kimleri yakacağını da bilmeliler. O afiş, bin yıldır bu toprakların insanını ısıtıyor ve ettırnak misali birbirine sarıyordu. Şimdi ayrılık tohumları ve "federasyon" istekleri ile bu ateşin sıcaklığını cehenneme döndürmek isteyenler, Allah indinde de hesap vermekten kurtulamazlar. Ekmek mücadelesi veren, ayakta durabilmek için sonsuz emek sarf eden hayali federasyonun sözde sınırları içindeki kardeşlerimizi bile yıllardır istismar ederek nice dramlara vesile olanlar, hayatın sillesini yemeden kendilerine çekidüzen vermeliler. Milletimiz bunların hiçbirine prim vermez. Tersine, kardeşlik duygularını kendi siyaset ve ticaretlerine alet edip yok etmeye çalışanları yok eder! Duanın aksi beddua da en büyük silahtır ve silahların en öldürücüsüdür! Tabii ki inananlar için!