Şu günlerde memurlar isyan halinde. 2005 yılında maaşlarına yapılacak ortalama yüzde 11'lik zamma büyük tepki gösteriyorlar. Bu zammı bir defada alsalar iyi. OcakveTemmuzolmaküzereikitaksittealacaklar. Örneğin, 700 milyon lira alan bir memurun eline Ocak ayında fazladan ancak 3540 milyon lira geçecek. Bozdur bozdur harca. Herkese göre kendi sorunu daha önemlidir. Birdemadalyonunöbüryüzüvar. Orada ise işçiler yer alıyor. Eskiden, yani 20002001 öncesi, işçilerin durumu memurlardan çok iyiydi. Bunu da sendikalara borçluydular. Ancak 2001 krizinin ardından sendikaların gücü kırıldı. İşçiler issiz kalmasın diye çok düşük oranlı zamlara razı oldular. Hattasıfırzammıbilekabuletmekzorundakaldılar. "Sıfır zam", "Yüzde 23 oranında zam" derken, işçilerin durumu giderek kötüleşti. Bugün, çoğu iş kolunda ortalama ücretler asgari ücretin ancak biraz üzerinde. Örneğin, tekstilde ortalama net ücret 420 milyon lira dolayında. Bu miktar, fazla mesailer ve yan ödemelerle birlikte 500 milyonu ancak aşıyor. Gıdavemetalişkollarındadaortalamaücret600milyonuancakbuluyor. 1 milyar lira alan işçilerin sayısı azınlıkta kalıyor. Türkiye gibi 2.5 milyon kayıtlı, bir o kadar da kayıtsız işsizin bulunduğu bu ülkede, bu ücretlere razı çok insan var. Hattaasgariücretleçalışmakiçinbileinsanlarkuyrukoluyor. Ancak, işine güvenmiş, evlenmiş, çoluk çocuk sahibi olmuş insanlara, " Şirketimizindurumubu ", " Devletimizinimkanlarıbukadar " deyip sefalet ücretini layık görmek de ne kadar doğru. Aslında hiç doğru değil. Bakınız, işçiişveren gerginlikleri yeniden tırmanmaya başladı. Çoğu iş kolunda anlaşmazlıklar grevle sonuçlanıyor. Geçenyılıntümündeülkemizde23yerdegrevegidilmişti. Bu yılın 8 ayında sayı 26'yı buldu. Greve çıkan işçi sayısı da ikiye katlandı. İşverenler kriz döneminde edindikleri alışkanlıkları artık terk etmek zorunda. Yüzde 35 oranındaki zam önerileri komik kaçıyor. "Memurayüzde11zamyapıldı,bizdeooranınüzerineçıkamayız " demek de yanlış. Şirketin durumu iyi, karı yüksekse, niçin memur zammı baz alınsın ki! İşverenlerin, biraz daha cömert davranmalarının zamanı gelmiştir.
***
Cehaletinnedini,nebilimi,nedeaklı,fikri,mantığıvar Medya, yıllardan beri Ramazan'ın ilk günü günü Oruç Baba Türbesi'nde yaşanan rezilliği medya konu yapıyor. Kocakocadinadamları,Diyanetişleriyetkilileriçıkıpdiyorlarki: Yapmayın, etmeyin, sizin bu yaptığınızın Müslümanlık'la ilgisi yok. Siz insana tapıyorsunuz, ayıptır, günahtır. TümbuuyarılararağmenherRamazansirkesini,ekmeğinialankadınlarOruçBabaTürbesi'neakınediyor. Sayıları azalmak bir yana artıyor. Düngazetelerde,cehaletleilgilibirbaşkahabervardı. Samsun'un Havza ilçesinde Osmanlı komutanlarından birinin mezarı varmış. Belediyenin eski bandocularından biri, burayı kutsal ilan etmiş. İmamcübbesigiyip,halkıdapeşinetakaneskibandocu,Kabegibitürbeyide7keztavafetmeyebaşlamış. İş arayan da koca arayan da her gün imamın peşine takılıp, türbenin etrafında dönüyormuş. Dinadamlarıbuolayiçin,"Günah,dineuygundeğil"deyipdursunlar,dinleyenkim. Cehaletin ne aklı, din adamı oluyor. Butipleriçin"Allahakılfikirversin"denirama,bucahilkafalaraodagirmiyor.
***
İftar yemekleri şova dönüştü Geçen yıl AKP, işadamlarına, "gösterişli iftar yemeği" vermemeleri için çağrıda bulundu. Bu çağrı üzerine, lüks otellerde verilen iftar yemeklerinin sayısı azaldı. Ancakiftardavetleribuyılanidenartışgösterdi. Lüks oteller, ağzına kadar işadamlarının daveti ile dolu. Bu arada AKP'li belediyeler çadırlarda iftar yemeği verme yarışına girdiler. Bunudiğerpartilerinbelediyelerideizliyor. İş hayırdan sevaptan çıktı, şova dönüştü. 510 milyar veren sanatçılar bile iftar yemeği bahanesi ile kendi reklamlarını yaptırıyorlar. İstismar edilecek başka konu kaldı mı?