Gazetecilikte bir alışkanlık var. Kural olarak kabul edilmiyor, ama en azından böyle bir alışkanlık sürüp gidiyor. Diyelim ki bir sokakta 15 lamba var ve bunlardan 5'i bozuk. Biz ilk önce şöyle haber yapıyoruz: "Sokak lambalarından 5'i yanmıyor..." Oysa o sokaktaki lambalardan 10 tanesinin yandığını görmüyoruz. 5 yanmayan lambanın yanına 10 tanesinin de yandığını ilave etmek nedense düşünülmüyor...
İYİ ŞEYLER DE OLUYOR Hükümetin halkın zararına olabilecek bütün eylemlerini, icraatlarını biz de buradan açıkça eleştiriyoruz. Yanlış bulduğumuz yerleri tespit edip, halk adına uyarı görevimizi yapıyoruz. Bütün bunları yapıyor olmamız, iyi şeyleri görmemizi engellemiyor. Bazen dostlar, "Yahu siz gazeteciler iyi şeyleri görmüyorsunuz. Güzel şeyleri de yazın" diye sitem ediyorlar. Hafta başında Sayın Tayyip Erdoğan'ın Bursa'da yaptığı açılışlarla ilgili haberleri okurken bunları düşündüm. Sayın Ecevit'in başbakanlığını üstlendiği koalisyon dönemi hükümetlerini hatırlayın. Hiç 'açılış' yapıldığını duydunuz mu? Başbakan Ecevit'in bir kurdeleyi kestiğini ya da bir temele harç koyduğunu gördünüz mü? Oysa benim yaşıtlarım, Özal dönemlerini, biraz daha yaşlılar Demirel ve Menderes dönemlerini hatırlar. Başbakanları sık sık açılışlarda, temel atma törenlerinde görmeye alışmış bir nesiliz biz. O günleri tekrar yaşıyoruz... Umarız devamı gelir. Çünkü bu ülkedeki işsizlik sorunu bugün-yarın halledilebilecek gibi değil. Yatırımların, açılışların, temel atmaların çoğalması lazım. Ve bu açılışların bütün Türkiye'ye yayılması lazım. Güven ortamı sağlandıkça, girişimciler de paralarını yatırıma yönlendiriyorlar. Hem onların hem de memleketin yüzü gülüyor...
YARDIMA HAZIRLAR Sayın Başbakan da bu konuya dikkat çekiyor ve heyecanını sözlerine yansıtıyor: "Ben Tayyip Erdoğan olarak sizden kendime birşey istemiyorum. Milletime istiyorum. Ülkeme istiyorum. Bu ülkede aç, açık kalmasın, bunu istiyorum. İşsizlik diyoruz, çözeceksek bunu böyle çözeceğiz, devlet- millet el ele çözeceğiz.'' Erdoğan, işsiz insanlara nerede kapı açılıyorsa, koşa koşa orada olacaklarını belirtiyor...
SOSYAL POLİTİKALAR Hükümet, sosyal politikaları da devreye sokuyor. Önümüzdeki rakamlara bakıyoruz, milli gelirin neredeyse yüzde 20'si bu tür yardımlara harcanıyor. Sevinelim mi üzülelim mi bilemiyoruz. Sevinelim, hükümet fakir-fukarayı hatırlıyor. Üzülelim, milletimiz fakirlikten kurtulamıyor... Şimdi de, ekonomiyi canlandıracak, kayıt dışını yok edecek vergi reformu için düğmeye basıldı. Hükümetin iyi yaptıklarını anlatmaya, yanlış bulduklarımızı da eleştirmeye devam edeceğiz. Ama bu açılışların, kurdele kesmelerin ve temel atmaların sonu gelmesin. Türkiye bu manzaraları çok özledi...