Davetiye dağıtma gezilerinden sonra kızının düğünü, Ekinlik Adası'ndaki dinlencesi, Olimpiyatlar'ın açılışı ve dış seyahatlerden sonra memleketi Rize'de tatile çıkan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın böylesine yoğum programı (!) arasına sıkıştırıp gerçekleştirdiği bir telefon görüşmesi çok manidar. Başbakan'a derdini anlatmak isteyen ve kendi ifadesi ile bunun için en az 200 defa deneme yapan ve neticeye, gazetelere tam sayfa ilanlar verdikten sonra ulaşabilen Karslı işkadını Aslıhan Eker ile Erdoğan arasındaki diyalog, siyaset bilimciler kadar ekonomistlerin de tahlil etmesi gereken gerçekleri yansıtıyor. İşkadını Aslıhan Eker, İzmir'deki imalathanesini Kars'a taşıdıktan sonra bankaların kredi konusunda zorluk çıkartması ve teşvik yasasının tam olarak işlememesi gibi sebeplerle Başbakan ile görüşmek için randevu ister. Başbakan'ın "Bu ülkeye bir çivi çakanın kölesiyim. Çözülemeyen meseleleri gelin birlikte çözelim" açıklamalarından da cesaret alarak görüşme süresini 15 dakika ile sınırlı tutar. Israrlı taleplerine bir türlü cevap alamayınca da çareyi gazetelere çeyrek ve tam sayfa ilan vermekte bulur. İlan yoluyla Başbakan'dan randevu talebini çarpıcı üslupla tekrarlayan işkadının telefonu geçen hafta çalar.
Sözleriyle ters düşüyor Tatilini geçirmekte olduğu Rize'den arayan Erdoğan işkadını Eker'i dinlerken şöyle der: - Bir yatırımcının gazete ilanı ile bana ulaşmak istemesinden rahatsız oldum. Hem, senin işletmende de 17 kişi çalışıyormuş. Markette bile o kadar adam var. Bir sanayici böyle yapmamalı. Bu konuşmasından anlaşılıyor ki Başbakan, gazetelere verilen ilanlardan oldukça rahatsızlanmış! İşkadının zekice verdiği ilanın kamuoyundaki etkisini de dikkate aldığından, yüz yüze talep edilen görüşme isteğini Rize'den telefon fedakarlığı ile yerine getirmiş! Daha 1 yıl önce, bir gazetenin kuruluş yıldönümünde, iş dünyasına seslenirken reklam sektörünün gelişmişliğine işaret ederek "Krizden kurtulmanın bir yolu da, bu dönemleri tanıtım amaçlı kullanabilmektir" diyen Başbakan, işkadınına bu yolu tıkıyor ve kendi sözleri ile ters düşüyor. Ayrıca işletmesinde 17 kişinin çalıştığını küçümseyerek market ile mukayese ediyor ve adeta "gözardı" ediyor. Oysa, işkadınının derdi de bu noktada düğümleniyor ve en az 120 kişiyi istihdam ederek çalıştırabileceği işyerinin önündeki bürokratik engellerden yakınıyor. Ayrıca taleplerine rağmen bir türlü görüşme fırsatı bulamadığı Başbakan'ın, kendisiyle ilgili bilgilere telefon görüşmesinden önce sahip olduğu da anlaşılıyor. İktidar sorumluluğunu taşıdığından beri her işadamının işsiz bir kişiyi daha istihdam etmesiyle halkın ve piyasaların moral bulacağını ısrarla söyleyen Başbakan, bir işkadınına nasihat ederken açıkça kendini tekzip ediyor. Kurdelasını kestiği marketleri bile hafife alıyor. Nereden nereye....